AMAÇ: Penetran karın travmalarında temel cerrahi yaklaşım, 1960’lı yıllarda Shaftan’nın ortaya attığı seçici gözlem yöntemiyle temelden değişmiş ve tüm dünyada penetran karın travmalı hastalarda rutin laparotomi uygulama yöntemi yerine seçici gözlem yöntemi kullanılması ağırlık kazanmıştır. Bu durumda ameliyat edilmeden iyileşebilmiş bağırsak perforasyonlu hastalar olabileceği ihtimali doğmaktadır. Bu konuyu araştırmak amacıyla deneysel bir model oluşturduk.
GEREÇ VE YÖNTEM: Elli adet wistar albino cinsi sıçan 10 adetlik beş gruba ayrıldıktan sonra ince bağırsaklarının distal kısmı hazırlanan uygun ebattaki kesiciler ile 1 mm, 2 mm, 3 mm ve 4 mm olmak üzere farklı büyüklükte perfore edildi ve bir grup kontrol grubu olarak ayrıldı. Gruplardaki sıçanlar bir hafta süreyle takip edildikten sonra sakrifiye edilerek, perfore edilen bağırsak lokalizasyonunun 1 cm proksimali ile distalini içerecek şekilde ileum segmenti ve periton dokusu histopatolojik inceleme için patoloji laboratuvarına gönderildi.
BULGULAR: Çalışma gruplarımızdaki sıçanlarda, 2 mm ve altındaki ince bağırsak perforasyonlarının herhangi bir cerrahi girişime gerek olmadan spontan olarak iyileşebilir olduğunu gözlemledik. Yedi günlük takibe karşın 4 mm’lik bağırsak yaralanmalarında halen devam eden perforasyonlar görüldü. Patolojik inceleme sonunda perforasyon çapları ile orantılı olarak peritonitin şiddetlendiği ve bağırsak duvarı onarımının azaldığı saptandı.
TARTIŞMA: Sonuç olarak, sıçanlarda küçük çaplı ince bağırsak perforasyonlarının herhangi bir cerrahi müdahale gerekmeden organizma tarafından sınırlanabileceği gözlemlendi.
BACKGROUND: Selective observation method has started to replace routine laparotomy application for abdominal penetrating trauma patients after Shaftan’s selective observation method applied in the 1960s. In this respect, there is a possibility of bowel perforations
healing without operations. An experimental model was established in this study in order to clarify this possibility.
METHODS: Fifty Wistar-Albino rats were divided into five groups, ten in each. While one group served as the control, distal part of the small bowel of the rats in the other four groups was perforated 1, 2, 3, and 4 mm in diameter with appropriate cutters. After
a week of observation, test rats were sacrificed and relaparotomy was applied. The test material consisting of the perforated bowel, covering 1 cm of proximal and distal margins, and some peritoneal tissue was taken for histopathological examination.
RESULTS: Small bowel perforations with a diameter of 2 mm or below healed spontaneously without any operation. Peritonitis intensity increased in direct ratio with perforation diameters. Wall repair capacity of the bowel diminished with increasing perforation
diameters.
CONCLUSION: It was observed that small perforations in the small bowel of rats could be limited by the organism itself without a necessity of any surgical intervention.