Amaç: Bu çalışma, cerrahi olarak tedavi edilen olgulara özel vurgu yaparak, pediatrik ince barsak invajinasyonunun (İBİ) klinik bulguları, tanı yöntemleri, tedavi stratejileri ve sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Yöntem: Ocak 2018 ile Aralık 2023 tarihleri arasında İBİ tanısı alan çocuk hastaların kayıtları retrospektif olarak incelenmiştir. Demografik veriler, klinik bulgular, görüntüleme sonuçları, tedavi yaklaşımları ve cerrahi bulgular analiz edilmiştir. Operatif ve non-operatif gruplar arasında istatistiksel karşılaştırmalar yapılmış ve cerrahi gereksinimini öngörmede ultrasonografik segment uzunluğu için ROC eğrisi analizi uygulanmıştır.
Bulgular: Toplam 618 invajinasyon olgusu arasında 72 (%11,6) olgu İBİ olarak tanımlanmış, bunlardan 16’sı (%2,6) cerrahi müdahale gerektirmiştir. Cerrahi uygulanan hastalar, cerrahi dışı tedavi edilenlere kıyasla anlamlı düzeyde daha büyük yaşta bulunmuştur (ortanca: 75 ay vs. 32 ay, p < 0,05). Operatif grupta kusma sıklığı anlamlı olarak daha yüksekti (%100 vs. %44,6; p < 0,001). Ultrasonografide invajine segmentin ortalama uzunluğu, operatif grupta anlamlı şekilde daha fazlaydı (5,7 ± 1,33 cm vs. 3,27 ± 1,18 cm; p < 0,001). Cerrahi gereksinimi öngörmede 4,0 cm’lik eşik değeri, %100 duyarlılık ve %73,1 özgüllük ile belirlendi. Cerrahi uygulanan hastaların %87,5’inde patolojik tetik nokta (PTN) saptanmış olup, bu tetik noktaların hiçbiri ameliyat öncesi dönemde tanımlanamamıştır. Non-operatif gruptaki hastaların %62,5’inde hidrostatik redüksiyon başarılı bulunmuştur.
Sonuç: Bu çalışma, pediatrik İBİ’ de ileri yaş, ultrasonografide daha uzun invajine segment ve şiddetli semptomların cerrahi gereksinimi öngördüğünü göstermektedir. 4,0 cm’lik bir eşik değeri, klinik karar verme sürecinde pratik bir ölçüt sağlayabilir. Ameliyat öncesi dönemde PTN’ lerin sınırlı tespiti, dikkatli klinik değerlendirmenin önemini vurgulamaktadır.
Background: This study aims to evaluate the clinical presentation, diagnostic modalities, treatment strategies, and outcomes of pediatric small bowel intussusception (SBI), with a specific focus on surgically treated cases.
Methods: Records of children diagnosed with SBI between January 2018 and December 2023 were analyzed retrospectively. Demographics, clinical presentation, imaging results, treatment approach, and surgical findings were analyzed. Statistical comparisons were made between the two groups, and ROC curve analysis was used to determine the optimal ultrasound threshold for predicting the need for surgery.
Results: Among 618 patients diagnosed with intussusception, 72 (11.6%) had SBI, of which 16 (2.6%) required surgery. Operative patients were significantly older (median: 75 months) than those managed non-operatively (median: 32 months) (p < 0.05). Vomiting was significantly more common in the operative group (100% vs. 44.6%, p < 0.001). The mean ultrasonographic length of the intussuscepted segment was significantly greater in the operative group (5.7 ± 1.33 cm) than in the non-operative group (3.27 ± 1.18 cm) (p < 0.001). A cut-off value of 4.0 cm was identified as predictive for surgical intervention with 100% sensitivity and 73.1% specificity. Pathologic lead points were found in 87.5% of surgical cases, yet none were identified preoperatively. Hydrostatic reduction was successful in 62.5% of non-operative patients.
Conclusions: This study emphasizes that older age, longer intussuscepted segment on ultrasound, and severe symptoms predict surgical need in pediatric SBI. A 4.0 cm cutoff aids decision-making, while limited PLP detection highlights the importance of clinical evaluation.