Kardiyopulmoner resüsitasyon (KPR) hayat kurtarıcı bir girişim olmakla birlikte, özellikle uzun süren veya şiddetli uygulamalarda çeşitli travmatik yaralanmalara neden olabilmektedir. Visseral organ yaralanmaları nadir görülse de, ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. Bu olgu sunumunda, KPR sonrasında gelişen perikard ve miyokard laserasyonlarının yanı sıra karaciğer laserasyonu ile renal pelvis ve renal ven yaralanmalarını içeren nadir ve çoklu iç organ yaralanmalarını içeren bir postmortem olgu sunulmaktadır.
Yolda bilinci kapalı halde bulunan 70 yaşındaki erkek hasta, acil servise getirilmiş ve kardiyak arrest nedeniyle KPR uygulanmıştır. Tüm tıbbi müdahalelere rağmen yaşama döndürülememiştir. Laboratuvar testlerinde kardiyak ve karaciğer enzimlerinde yükselme saptanmıştır. Ölümün şüpheli bulunması üzerine adli otopsi yapılmıştır. Dış muayenede darp-cebir izine rastlanmamış, sternum üzerindeki yanık defibrilatör pedine bağlı olarak değerlendirilmiştir. KPR’ye bağlı sternum ve çok sayıda kosta kırığı, perikardiyal yaralanma ile birlikte miyokardda transmural olmayan laserasyon, hafif intraperitoneal hemoraji, karaciğer ve böbrekte laserasyonlar ile sol renal vende milimetrik yaralanma tespit edilmiştir. Histopatolojik incelemede koroner arterlerde ileri düzey ateroskleroz (yaklaşık %80 lümen daralması) izlenmiştir. Toksikolojik analizde yalnızca tedavi edici düzeyde ilaç saptanmıştır. Hastanın hipertansiyon öyküsü bulunmakta olup, yakın dönemde kardiyolojik takip yapılmadığı öğrenilmiştir. Güvenlik kamerası kayıtlarında kişinin göğsünü tutarak yere yığıldığı görülmüştür.
Sonuç olarak, bu olgu KPR sonrası nadir görülen çoklu iç organ yaralanmalarına dikkat çekmektedir. Özellikle yaşlı bireylerde doku dayanıklılığının azalması nedeniyle perikardiyal, miyokardiyal, hepatik ve renal ven yaralanmaların hem klinik hem de adli değerlendirmelerde göz önünde bulundurulması önemlidir.
Cardiopulmonary resuscitation (CPR) is a vital life-saving intervention but may result in various traumatic injuries, particularly with vigorous or prolonged efforts. Although visceral injuries are uncommon, they can be fatal. In this report, we present a rare postmortem case demonstrating multiple internal injuries—including pericardial and myocardial lacerations, liver laceration, and renal pelvis and vein injury—following CPR.
A 70-year-old male was found unresponsive on the roadside and transported to the emergency department, where CPR was initiated due to cardiac arrest. Despite all medical interventions, resuscitation efforts were unsuccessful. Laboratory tests showed elevated cardiac and liver enzymes. A forensic autopsy was performed due to the suspicious nature of the death. External examination revealed no signs of assault; a burn over the sternum was consistent with defibrillator pad contact. CPR-related rib and sternal fractures were observed. A non-transmural myocardial laceration with pericardial injury was noted. There was minor intraperitoneal hemorrhage, small hepatic and renal lacerations, and a millimetric tear in the left renal vein. Histopathology revealed severe coronary atherosclerosis with ~80% luminal narrowing. Toxicology detected only therapeutic drug levels. The patient had a history of hypertension without recent cardiac follow-up. Surveillance footage showed the individual clutching his chest before collapsing.
In conclusion, this case underscores that multiple internal organ injuries, although uncommon, may arise as complications of CPR. In elderly individuals, reduced tissue resilience may predispose to pericardial, myocardial, hepatic, and renal venous injuries, which should be considered in both clinical management and forensic evaluations.