Hızlı Arama
Akalazya tedavisinde laparoskopik Heller miyotomi ve endoskopik balon dilatasyonunun karşılaştırılması: Yaşam kalitesi ve hasta memnuniyeti üzerine etkileri
Suleyman Atalay, Adem AkçakayaBezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İstanbul, TürkiyeAMAÇ: Akalazya, özofagusun nadir görülen bir nörodejeneratif hastalığıdır. Özofagus peristaltizminin bozulmasına ve alt özofagus sfinkterinin (LES) gevşeyememesine neden olur. Sonuç olarak da disfaji, regürjitasyon, göğüs ağrısı ve kilo kaybı gibi semptomlara yol açar. Tedavi seçenekleri arasında Laparoskopik Heller Miyotomi (LHM), Endoskopik Balon Dilatasyonu (EBD) ve son zamanlarda kullanım sıklığı artan Peroral Endoskopik Miyotomi (POEM) yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Bu çalışmanın amacı, akalazya tedavisinde LHM ve EBD’nin etkinliğini ve klinik uzun dönem sonuçlarını karşılaştırmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi hasta kayıtları incelenerek akalazya tanısı konulan ve LHM ve EBD uygulanan 36 hasta çalışmaya alındı. Hastalar preoperatif dönem değerlendirmesi olarak "İşlem Öncesi Eckardt Skoru (Pre-ES)", postoperatif dönem değerlendirmesi olarak "İşlem Sonrası Eckardt Skoru (Post-ES)", Akalazya Spesifik Yaşam Kalitesi (ASQL) anketi ve Hasta Memnuniyeti Skorlaması (HMS) ile değerlendirildi.
BULGULAR: LHM uygulanan 19 hastanın yaş ortalaması 49.37±10.48 idi. EBD uygulanan 17 hastanın yaş ortalaması 59.24±14.39 idi. Perioperatif komplikasyon olarak LHM uygulanan grupta 1 hastada özofagus mukozasında perforasyon, EBD uygulanan grupta 3 hastada kanama (%17.64) ve 1 hastada özofagus perforasyonu (%5.88) görüldü. Ortalama 90 aylık takipte, LHM uygulanan grupta 2 hastada (%10.53) ve EBD uygulanan grupta 8 (%47) hastada gastroözofageal reflü geliştiği görüldü. Her iki grupta Pre-ES benzerdi. Post-ES, LHD uygulanan grupta EBD uygulanan gruba göre anlamlı bir şekilde azaldığı sonucuna ulaşılmıştır. LHM ve EBD grupları arasında ASQL sonuçları ve HMS incelendiğinde, LHM’ nin hastaların yaşam kalitelerini arttırmada ve hasta memnuniyeti sağlamada EBD’ye göre daha etkili olduğu sonucuna varılmıştır (p=0.001).
SONUÇ: Bu bulgular ışığında, komplikasyon riskinin düşük olması, yaşam kalitesini artırması ve memnuniyet düzeyin yüksek olması göz önünde bulundurulduğunda LHM, EBD’ye göre daha güvenli ve öncelikli tercih edilmesi gereken bir girişim olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Comparison of laparoscopic Heller myotomy and endoscopic balloon dilation in the treatment of achalasia: Effects on quality of life and patient satisfaction
Suleyman Atalay, Adem AkçakayaDepartment of General Surgery, Bezmialem Vakif University Faculty of Medicine Hospital, Istanbul-TürkiyeBACKGROUND: Achalasia is a rare neurodegenerative disease of the esophagus that causes impaired esophageal peristalsis and the inability of the lower esophageal sphincter (LES) to relax. This results in symptoms such as dysphagia, regurgitation, chest pain, and weight loss. Among the treatment options, Laparoscopic Heller Myotomy (LHM), Endoscopic Balloon Dilation (EBD), and Peroral Endoscopic Myotomy (POEM) are commonly used methods. The aim of this study was to compare the efficacy and clinical long-term results of LHM and EBD in treating achalasia.
METHODS: Patient records from Bezmialem Vakıf University Hospital were reviewed, and 36 patients diagnosed with achalasia who underwent LHM and EBD were included in the study. Patients were evaluated using the Pre-operative Eckardt Score (Pre-ES) for preoperative evaluation, the Post-operative Eckardt Score (Post-ES) for postoperative evaluation, the Achalasia Specific Quality of Life (ASQL) questionnaire, and the Patient Satisfaction Scoring (PSS).
RESULTS: The mean age of the 19 patients who underwent LHM was 49.37±10.48 years. The mean age of the 17 patients who underwent EBD was 59.24±14.39 years. Perioperative complications included esophageal mucosal perforation in one patient in the LHM group, bleeding in three patients (17.64%), and esophageal perforation in one patient (5.88%) in the EBD group. At a mean follow-up of 90 months, gastroesophageal reflux developed in two patients (10.53%) in the LHM group and eight patients (47%) in the EBD group. The Pre-ES was similar in both groups. The Post-ES significantly decreased in the LHM group compared to the EBD group. When ASQL and PSS results were analyzed between the LHM and EBD groups, it was concluded that LHM was more effective than EBD in improving the quality of life and providing patient satisfaction (p-value: 0.001).
CONCLUSION: In light of these findings, it was concluded that LHM is a safer intervention compared to EBD and should be prioritized, considering the low risk of complications, improved quality of life, and high level of satisfaction.
Makale Dili: İngilizce