p-ISSN: 1306-696x | e-ISSN: 1307-7945
Volume : 28 Issue : 1 Year : 2024

Quick Search

SCImago Journal & Country Rank
Comparison of different treatment techniques in the mandibular condyle fracture [Ulus Travma Acil Cerrahi Derg]
Ulus Travma Acil Cerrahi Derg. 2022; 28(1): 99-106 | DOI: 10.14744/tjtes.2020.94992

Comparison of different treatment techniques in the mandibular condyle fracture

Nihal Durmuş Kocaaslan1, Beyza Karadede Ünal2, Melekber Çavuş Özkan1, Berşan Karadede2, Özhan Çelebiler1
1Department of Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery, Marmara University Faculty of Medicine, İstanbul-Turkey
2Department of Orthodontics, İzmir Katip Çelebi University Faculty of Dentistry, İzmir-Turkey

BACKGROUND: Mandibular condyle fractures can be treated conservatively by intermaxillary fixation (IMF) or by open reposition and internal fixation. Although many studies have discussed for the optimal treatment method, the issue remains controversial. In this study, we aimed to compare conservative techniques in the mandibular condyle fractures.
METHODS: Twenty four unilateral condyle fracture patients aged between 18 and 48 years were treated according to one of three different modalities. Bracketing, arch bar or mini screw was applied to all non-surgery patients to obtain IMF. Eight patients were treated with only IMF meanwhile eleven patients were treated with one or double-sided amplifier occlusal splint according to the status of fractured segments, in addition to IMF. Remaining five patients have undergone open reduction and fractured segments immobilized with mini plates. Pre- and post-operative images were recorded with a computerized tomography device. Clinical and radiological examinations were performed by orthodontists and surgeons at baseline and at 6 months of treatment.
RESULTS: The condyle lengths of the patients with unilateral fracture after recovery were compared with the unaffected side. The length between the most protruding point of the condyle and the mandible was measured and the length difference was only 5.94 mm in patients who were treated by IMF. The length difference of patients who used brackets and splints was 3.36 mm (p<0.05). The length difference of patients who were repaired by plate screws was 1.80 mm (p>0.05). However, there was no statistically significant difference (p>0.05) between the groups in the IMF, occlusal splint and IMF and mini plate groups, between the trauma side and the opposite side. None of the patients developed ankylosis, open mouth, limitation of mouth opening, facial asymmetry, laterognathia, and retrognathia. The occlusion of the patients who were not known to have pre-trauma occlusions were directed, repositioned and provided an appropriate occlusion.
CONCLUSION: The use of IMF with an occlusal splint is a more conservative and acceptable treatment modality than open reduction in selected cases.

Keywords: Condyle fracture, conservative treatment, COVID-19; pandemic; splint; temporomandibular joint.

Mandibula kondil kırıklarında farklı tedavi tekniklerin karşılaştırılması

Nihal Durmuş Kocaaslan1, Beyza Karadede Ünal2, Melekber Çavuş Özkan1, Berşan Karadede2, Özhan Çelebiler1
1Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Rekonstrüktif, Estetik ve Plastik Cerrahi Anabilim Dalı, İstanbul
2İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Ortodonti Anabilim Dalı, İzmir

AMAÇ: Mandibula kondil kırıkları, intermaksiller fiksasyon (IMF) ile konservatif olarak veya açık redüksiyon ile tedavi edilmektedir. Birçok çalışmada bu tip kırıklar için optimal tedavi yöntemi tartışılmıştır. Bu çalışmada, mandibuladaki kondil kırıklarında uygulanabilecek konservatif teknikler ile cerrahi tekniğin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmamızda 18–24 yaş arası kondil boynu kırığı tanısı konualarak üç farklı tedavi yöntemi ile tedavi edilmiş toplam 24 hastanın ameliyat öncesi ve sonrası arşiv bilgisayarlı tomografi kayıtları kullanılmıştır. Cerrahi müdahale uygulanmayan hastaların yaşına ve dişsel durumuna bağlı olarak intermaksiller fiksasyon (IMF) yapılabilmesi için toplamda 19 hastaya braketleme, ark bar ya da mini vida uygulanmış; sekiz adet hastaya sadece ortodontik IMF, 11 hastaya ise tek veya çift taraflı yükselticili okluzal splint IMF ile birlikte uygulanmıştır. Ayrıca beş hastaya da mini plak ile açık redüksiyon uygulanmıştır. Ortodontistler ve cerrahlar tarafından, klinik ve radyolojik olarak hastaların ameliyat öncesi ve altı aylık ameliyat sonrası değerlendirmeleri yapılmıştır.
BULGULAR: Tek taraflı kondil boynu kırığı olan hastalarda, iyileşme sonrasında, kondil ve mandibula’nın en çıkıntılı noktaları arasındaki uzaklık, etkilenmeyen taraf ile karşılaştırılarak IMF ile tedavi edilen hastalarda uzunluk farkı sadece 5.94 mm; braket ve splint uygulanan hastalardaki uzunluk farkı 3.36 mm (p<0.05); vidalı plaklar ile tedavi edilen hastalardaki uzunluk farkı 1.80 mm (p>0.05) olarak tespit edilmiştir. Lakin IMF, Oclusal Splint & IMF ve Mini Plak gruplarının, travma tarafı ve karşı taraf arasındaki karşılaştırmalarda gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark (p>0.05) bulunmamıştır. Travma öncesi oklüzyonları bilinmeyen hastaların oklüzyonlar ortodontist tarafından yeniden konumlandırıldı ve hiçbir hastada ankiloz, açık kapanış, ağız açmada kısıtlılık, fasiyal asimetri, laterognati veya retrognati görülmemiştir.
TARTIŞMA: Uygun olgularda IMF’nin oklüzal splint ile uygulanması, açık redüksiyondan daha konservatif ve kabul edilebilir bir tedavi yöntemidir.

Anahtar Kelimeler: Covid-19, kondil kırığı, konservatif tedavi; salgın; splint; temporomandibular eklem.

Corresponding Author: Nihal Durmuş Kocaaslan, Türkiye
Manuscript Language: English
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Copied!
CITE