BACKGROUND: The effects of changes in distal tibiofibular joint (DTFJ) congruence on clinical and functional outcomes are unclear in patients operated on for ankle fractures. The present study aims to evaluate the relationship between changes in DTFJ congruence and clinical and functional outcomes in the short-term follow-up of the patients operated on for ankle fractures.
METHODS: In this study, hospital records of patients who were operated on for ankle fractures were retrospectively analyzed. The data of patients who underwent bilateral ankle computed tomography scans at least 18 months after surgery were used. DTFJ congruence was evaluated using four methods. Method 1: the distance between the most prominent anterior points of the tibia and fibula (anterior incisura [AI]) and that between the most prominent posterior points of the tibia and fibula (posterior incisura [PI]) were measured. Method 2: the direct anterior (DA) and direct posterior (DP) distances were measured based on perpendicular lines drawn from the most prominent anterior and posterior points of the longitudinal axis of the fibula to the tibia, respectively, and a direct translation (DT) distance was measured based on a perpendicular line drawn to the DA from the most prominent anterior point of the tibia. Method 3: the angle between a line connecting the most anterior and posterior points of the tibia and a line connecting the most anterior and posterior points of the fibula (rotational angle [RA]) was measured. The differences in distances and angles (dAI, dPI, dDA, dDP, dDT, and dRA) between the injured and non-injured sides were calculated in the first three methods. Method 4: any rotational/translational incongruency on the injured side was subjectively reported. The American Orthopedic Foot and Ankle Society (AOFAS) ankle-hindfoot scale, Olerud–Molander Ankle Score (OMAS), and Visual Analog Scale (VAS) were used for clinical and functional evaluations.
RESULTS: Thirty patients (18 males and 12 females; mean age, 43.3 [range, 20–78 years] years) were included in this study. The average follow-up was 37.6 (range, 18–54 months) months. Negative correlations were detected between dDA and the AOFAS-pain subscale (r=−0.37; p=0.04), between dDP and the OMAS (r=−0.57; p=0.01), and between dDT and the AOFAS-pain, AOFAS-function, and OMAS (r=−0.55 p=0.01; r=−0.40; p=0.03; r=−0.39; p=0.04, respectively).
CONCLUSION: Changes in dDA, dDP, and dDT values affect the clinical and functional outcomes. These parameters should be provided in accordance with the anatomy of the patient during the reduction of the DTFJ to achieve better outcomes.
AMAÇ: Ayak bileği kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastalarda distal tibiofibular eklem (DTFE) uyumundaki değişikliklerin klinik ve fonksiyonel sonuçlar üzerindeki etkisi belirsizdir. Çalışmamızın amacı, ayak bileği kırıkları nedeniyle ameliyat edilen hastaların kısa dönem takiplerinde DTFE uyumunda meydana gelen değişiklikler ile klinik ve fonksiyonel sonuçlar arasındaki ilişkiyi değerlendirmektir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Ayak bileği kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastaların hastane kayıtları retrospektif olarak incelendi. Ameliyattan en az 18 ay sonra bilateral ayak bileği bilgisayarlı tomografi taraması yapılan hastaların verileri kullanıldı. DTFE uyumu dört yöntem kullanılarak değerlendirildi. Metot 1’de tibia ve fibulanın en belirgin anterior noktaları arasındaki mesafe (Anterior insisura [Aİ]) ve tibia ve fibulanın en belirgin posterior noktaları arasındaki mesafe (Posterior insisura [Pİ]) ölçüldü. Metot 2’de fibulanın longitudinal aksının en belirgin anterior ve posterior noktasından tibiaya çizilen dik çizgi temel alınarak sırasıyla, direkt anterior (DA) ve direkt posterior (DP) mesafeleri ve tibianın en belirgin anterior noktasından DA’ya çizilen dik çizgi temel alınarak direkt translasyon (DT) mesafesi ölçüldü. Metot 3’de tibianın en belirgin anterior ve posterior noktasını birleştiren çizgi ile fibulanın en belirgin anterior ve posterior noktasını birleştiren çizgi arasındaki açı (Rotasyon açısı [RA]) ölçüldü. İlk üç metotda, yaralı ve yaralı olmayan taraf arasındaki mesafe ve açı farkları (dAI, dPI, dDA, dDP, dDT, dRA) hesaplandı. Metot 4’de yaralı tarafta herhangi bir rotasyonel/translasyonel uyumsuzluk subjektif olarak rapor edildi. Klinik ve fonksiyonel değerlendirme için Amerikan Ortopedik Ayak ve Ayak Bileği Derneği (AOFAS) ayak bileği-ayak arkası skalası, Olerud-Molander Ayak Bileği Skoru (OMAS) ve Visual Analog Skala (VAS) kullanıldı.
BULGULAR: Otuz hasta (18 erkek, 12 kadın; ortalama yaş, 43.3 [dağılım, 20-78 yıl] yıl) çalışmaya dahil edildi. Ortalama takip süresi 37.6 (dağılım, 18-54 ay) aydı. dDA ve AOFAS-ağrı alt skalası arasında (r=-0,37; p=0,04), dDP ve OMAS arasında (r=-0.57; p=0.01) ve dDT ve AOFAS-ağrı, AOFAS-fonksiyon ve OMAS arasında (r=-0.55 p=0.01; r=-0.40; p=0.03; r=-0.39; sırasıyla p=0.04) negatif korelasyon belirlendi.
TARTIŞMA: dDA, dDP ve dDT değerlerindeki değişiklikler klinik ve fonksiyonel sonuçları etkilemektedir. Daha iyi sonuçlar elde etmek için bu parametreler DTFE'nin redüksiyonu sırasında hastanın anatomisine uygun olarak sağlanmalıdır.