Background: We investigated the individual and combined effects of magnesium sulphate, which is an N-Methyl-D aspartate receptor antagonist (NMDA), and z-LEHD-FMK, which is a caspase 9 inhibitor, on the genesis of secondary injury in a rat spinal cord injury model. We aimed to minimize the effects of secondary injury in spinal cord trauma by choosing these two agents which served to block the two major mechanisms of cell loss, apoptosis and necrosis.
Methods: The drugs were given to the subjects according to their groups, either in singular or combined fashion. For motor examination, the subjects were kept under close clinical evaluation for five days. Histopathological examination and the emerging spinal cord samples were prepared with haematoxylene-eosin and Tunel techniques.
Results: A statistically significant difference in favor of the treatment groups has been found between the treatment and control groups in terms of histological data. However, there was no difference in the evaluation of motor examination between trauma and treatment groups.
Conclusion: We have found no difference between the individual and combined uses of MgSO4 and z-LEHD-FMK in the prevention of secondary injury; however, there were better histological results in the treatment groups compared to trauma and control groups which gives us hope for future investigations.
Amaç: Sıçanlarda oluşturulan omurilik travması sonrasında bir N-metil D-aspartat (NMDA) reseptör antagonisti olan magnezyum sülfat’ın ve kaspaz-9 inhibitörü olan z-LEHDFMK’nın ikincil hasar gelişimi üzerine olan etkileri karşılaştırıldı. Apoptozis ve nekrozun omurilik travması sonrası hasar görmüş hücrelerin kaybedilmesindeki iki ana yolu teşkil etmelerini göz önüne alarak kullandığımız bu iki ajan ile ikincil hasarın iki ana mekanizmasını birlikte engelleyerek ikincil hasarı en aza indirmeyi hedefledik.
Gereç Ve Yöntem: Omurilik travması sonrası deneklere gruplarına göre, ayrı ayrı ve kombine olarak, ilaç tedavisi uygulandı. Denekler beş gün boyunca klinik olarak gözlendi ve nörolojik fonksiyonları kaydedildi. Histopatolojik değerlendirme için beşinci gün sonunda alınan omurilik örnekleri hematoksilen eozin ve Tunel yöntemi ile boyanarak mikroskobik olarak incelendi.
Bulgular: Elde edilen verilerin karşılaştırılmasında, tedavi grupları ile kontrol grupları arasında histopatolojik açıdan tedavi grupları lehine istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu, ancak motor inceleme bulgularının değerlendirmesinde travma ve tedavi grupları arasında anlamlı bir farklılık yoktu.
Sonuç: İkincil hasar gelişiminin önlenmesinde MgSO4 ve z-LEHDFMK’nın kombine kullanımı ile izole kullanımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamış, ancak tedavi grupları travma ve kontrol gruplarından daha iyi sonuçlara sahip olduğu görülmüş ve bu da omurilik travmasının gelecekteki tedavisi açısından umut verici bulunmuştur.