BACKGROUND: Controversy still exists for optimal treatment for displaced intra-articular calcaneal fractures (DIACFs). Conven-tionally, the extensile lateral approach (ELA) has been the most preferred approach. Although ELA provides excellent fracture access and direct evaluation of the depressed posterior facet, this approach has a high rate of serious complications, such as hematoma, superficial/deep infection, and wound healing issues. To overcome such complications, more minimally invasive techniques including external fixation, percutaneous fixation, arthroscopic assisted fixation, and sinus tarsi approach (STA) have been recently described. The primary aim of this study was to compare STA and LEA in the treatment of DIACFs.
METHODS: Patients who were operated for DIACFs in our clinic were included in the study. Patients with closed DIACFs of Sanders Type II, III, IV, and over 18 years of age were identified. Physical examinations and radiological evaluations of the patients were per-formed, and clinical scores were filled. Patients were divided into subgroups according to the Sander’s classification and comparisons were made again according to these subgroups.
RESULTS: There were 37 patients (four female and 33 male) in STA group and 44 patients in LEA group (six female and 38 male). The mean age was 44.42±13.57 years (range, 18–61) for STA group and 37.32±11.09 years (range, 18–56) for the LEA group. In clinical outcomes, except for short-form survey (SF-12)/MCS-12 (Mental Score) and visual analog scale score, all the parameters were signifi-cantly better in STA group compared to LEA group. No significant difference was observed between the two groups in radiographic results, except for the Böhler angle. Significantly less infection occurred in the STA group compared to LEA group (P=0.021). According to Sander’s classification, American Orthopedic Foot and Ankle Society, foot and ankle disability index, and SF-12/PCS-12 and foot function index scores, no significant differences were determined between STA and LEA groups for Sanders Type 2, whereas the values were considerably higher in STA group than in LEA group for Sanders Type 3 and 4.
CONCLUSION: In DIACFs, STA is considered a safe and effective method for restoring the width, height, and length of the calca-neus and reconstruction of joint alignment and has now become our standard technique for all calcaneal fractures requiring operative treatment.
AMAÇ: Deplase eklem içi kalkaneal kırıkların (DEİKK) optimal tedavisi için tartışmalar devam etmektedir. Geleneksel olarak, ekstensil lateral yakla-şım (ELY) en çok tercih edilen yaklaşım olmuştur. ELY, mükemmel kırık fragmana erişim ve çökmüş posterior fasetin doğrudan değerlendirilmesini sağlasa da, bu yaklaşımın hematom, yüzeysel/derin enfeksiyon ve yara iyileşme sorunları gibi yüksek oranda ciddi komplikasyonları vardır. Bu tür komplikasyonların üstesinden gelmek için, eksternal fiksasyon, perkütan fiksasyon, artroskopik yardımlı fiksasyon ve sinüs tarsi yaklaşımı (STY) gibi daha minimal invaziv teknikler yakın zamanlarda tanımlanmıştır. Bu çalışmanın birincil amacı, deplase eklem içi kalkaneus kırıklarının tedavisinde STY ve ELY'yı karşılaştırmaktı.
GEREÇ VE YÖNTEM: Kliniğimizde deplase eklem içi kalkaneus kırığı nedeniyle ameliyat edilen hastalar çalışmaya dahil edildi. Sanders tip II, III, IV, kapalı deplase eklem içi kalkaneus kırığı olan ve 18 yaş üstü hastalar belirlendi. Hastaların fizik muayeneleri ve radyolojik değerlendirmeleri yapılarak klinik skorları dolduruldu. Hastalar Sanders sınıflamasına göre alt gruplara ayrıldı ve bu alt gruplara göre tekrar karşılaştırmalar yapıldı. BULGULAR: STY grubunda 37 hasta (4 kadın, 33 erkek), ELY grubunda 44 hasta (6 kadın, 38 erkek) vardı. STY grubu için yaş ortalaması 44.42±13.57 (18-61 arası), ELY grubu için 37.32±11.09 (18-56 arası) idi. Klinik sonuçlarda, SF-12/MCS-12 (Mental Score) ve VAS skoru dışındaki tüm parametreler STY grubunda ELY grubuna göre anlamlı olarak daha iyiydi. İki grup arasında radyografik sonuçlarda Böhler açısı dışında anlamlı bir fark gözlenmedi. STY grubunda ELY grubuna göre anlamlı olarak daha az enfeksiyon meydana geldi (p=0.021). Sanders sınıflamasına göre, AOFAS, FADI ve SF-12/PCS-12 ve FFI skorlarındaa Sanders tip 2 için STY ve ELY grupları arasında anlamlı fark saptanmazken, Sanders tip 3 ve 4 için STY grubundaki değerler ELY grubuna göre oldukça yüksekti.
SONUÇ: Deplase eklem içi kalkaneus kırıklarında STY, kalkaneusun genişliğini, yüksekliğini ve uzunluğunu eski haline getirmek ve eklem dizilimini yeniden yapılandırmak için güvenli ve etkili bir yöntem olarak kabul edilir ve artık operatif tedavi gerektiren tüm kalkaneal kırıklar için standart tekniğimiz haline gelmiştir.