Traumatic carotid artery dissection, if not diagnosed and treated early, is a serious problem with permanent neurological deficit and a high mortality rate of up to 40%. We present a case with delayed diagnosis of traumatic carotid artery dissection in a 21-year-old female. While there were no ischemic infarct findings on the admission cerebral computerized tomography (CT), such findings were observed on two cerebral CTs taken because of the left hemiplegia noticed seven days later when the patient regained consciousness. The patient was referred to our emergency service, and definitive diagnosis was achieved with arterial Doppler ultrasonography, cerebral magnetic resonance imaging (MRI), diffusion MRI, and MR angiography. We did not consider invasive treatment since the neurological damage was permanent and dissection grade was IV according to angiography findings. The case was discharged within a week and physiotherapy was advised. Despite the advances in diagnostic methods, diagnosis of traumatic carotid artery dissection is still missed or delayed, as in the case presented here. Early diagnosis can ameliorate permanent neurological damage or even prevent it. However, the vital factors for early diagnosis are the obtained anamnesis leading to appropriate radiological examinations, detailed physical examination and high clinical suspicion.
Keywords: Doppler ultrasonography, internal carotid artery; magnetic resonance angiography; traumatic dissection.Travmatik karotid arter diseksiyonu eğer erken tanı konulup tedavi edilmezse kalıcı nörolojik defisit ve %40’lara varan ölüm oranı yaratabilen ciddi bir sorundur. Bu yazıda, travmatik karotid arter diseksiyonu tanısı geç dönemde konan 21 yaşında kadın hasta sunuldu. Kabulde çekilen beyin bilgisayarlı tomografisinde (BT) iskemik enfarkt bulguları yok iken, bilinci açıldıktan sonra yedinci gün sol hemiplejisi fark edildiğinde çekilen ikinci beyin BT’sinde enfarktüs bulguları saptandı. Hasta acil servise kabul edildi. Kesin tanı, arteriyel Doppler ultrasonografi, serebral manyetik rezonans görüntüleme (MRG), difüzyon MRG ve MR anjiyografi ile konuldu. Hastada kalıcı nörolojik hasar geliştiği ve anjiyografi bulgularına göre evre IV olduğu için invaziv tedavi düşünülmedi. Hasta fizyoterapi tavsiye edilerek bir hafta içinde taburcu edildi. Tanısal yöntemlerdeki gelişmelere rağmen travmatik karotid arter diseksiyonunun tanısı bu olguda olduğu gibi halen atlanmakta veya gecikmektedir. Erken tanı kalıcı nörolojik hasarı önleyebilir ya da hafifletebilir. Bununla birlikte erken tanı için en önemli faktörler uygun radyolojik incelemeyi yönlendirecek anamnez, ayrıntılı fiziksel inceleme ve yüksek klinik şüphedir.
Anahtar Kelimeler: Doppler ultrasonografi, internal karotid arter; manyetik rezonans anjiyografi; travmatik diseksiyon.