BACKGROUND: This research aimed to evaluate the functional outcomes of intra-articular distal humeral fractures treated through a combined medial-lateral approach and comparing with olecranon osteotomy simultaneously.
METHODS: In this study, 62 distal humeral fractures patients were assessed retrospectively. The olecranon osteotomy was used in 30 cases (14 males, 16 females) and combined medial-lateral in 32 cases (15 males, 17 females). The outcomes of function were assessed by the Mayo Elbow Performance Score (MEPS) and the Disabilities of Arm, Shoulder and Hand (DASH) questionnaire score. The follow-up time was 15.4±3.5 months (range 10–24 months) for a combined medial-lateral group and 14.6±2.6 months (range 10–20 months) for olecranon osteotomy. Level of Evidence: Level, retrospective study.
RESULTS: The flexion–extension of elbows was 115.3°±16.1° in the combined medial-lateral group, and the olecranon osteotomy group was 110.1°±15.2°. A significant difference was observed between the two groups for flexion–extension of the elbows (p=0.041). Pronation–supination of the forearms had a significant difference (p=0.025) between the combined medial-lateral group (160.6°±7.2°) and the olecranon osteotomy group (154.1°±9.3°). Mean MEPS, DASH, excellent and good rate and complication rate for combined medial-lateral approaches were 88.6±6.9 points, 9.8±6.6 points, 90.6% and 9.4%, respectively. Significant differences were not noted between the two groups for mean MEPS, DASH scores and excellent and good rate (p=0.594, p=0.505, p=0.934, respectively) except complication rate (p=0.005).
CONCLUSION: The combined medial-lateral approach is successful approach in the treatment of intra-articular distal humeral fractures (especially type C1 and C2) that provides better outcomes for the motion of the elbow, bleeding volume in surgery and complications than olecranon osteotomy.
AMAÇ: Araştırma, kombine mediolateral yaklaşımla tedavi edilen intraartiküler distal humerus kırıklarının fonksiyonel sonuçlarını değerlendirmeyi ve eş zamanlı olarak olekranon osteotomisi ile karşılaştırmayı amaçlamaktadır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Altmış iki distal humerus kırığı geriye dönük olarak incelendi. Otuz olguda (14 erkek, 16 kadın) olekranon osteotomisi ve 32 olguda kombine mediolateral (15 erkek, 17 kadın) yaklaşım kullanıldı. Fonksiyonel sonuçlar Mayo Dirsek Performans Skoru (Mayo Elbow Performance Score: MEPS) ve Kol, Omuz ve El Sakatlıkları (Disabilities of Arm, Shoulder and Hand: DASH) anket skoru ile değerlendirildi. Takip süreleri kombine mediolateral yaklaşım grubu için 15.4±3.5 ay (10–24 ay) ve olekranon osteotomisi için ise 14.6±2.6 ay (10–20 ay) idi.
BULGULAR: Dirseklerin fleksiyon-ekstansiyonu kombine mediolateral grupta 115.3°±16.1° ve olekranon osteotomisi grubunda 110.1°±15.2° idi. Dirseklerin fleksiyon-ekstansiyonu açısından iki grup arasında anlamlı bir fark gözlendi (p=0.041). Önkolların pronasyon-supinasyonu açısından kombine mediolateral grup (160.6°±7.2°) ile olekranon osteotomisi grubu (154.1°±9.3°) arasında anlamlı bir fark gözlenmedi (p=0.025). Kombine mediolateral yaklaşımlar için ortalama MEPS, DASH skorlarına göre mükemmel -iyi sonuç puanları ve komplikasyon oranları sırasıyla 88.6±6.9 puana karşın 9.8±6.6 puan ve %90.6’ya karşın %9.4 idi. İki grup arasında komplikasyon oranı (p=0.005) dışında ortalama MEPS, DASH skorları ve mükemmel ve iyi oranlar (sırasıyla p=0.594, p=0.505, p=0.934) arasında önemli farklılıklar görülmemiştir.
TARTIŞMA: Kombine mediolateral yaklaşım, intraartiküler distal humerus kırıklarının (özellikle tip C1 ve C2) tedavisinde dirsek hareketi, ameliyattaki kanama hacmi ve komplikasyonlar açısından olekranon osteotomisine göre daha iyi sonuçlar veren başarılı bir yaklaşımdır.