BACKGROUND: The approach and type of management along with the common complications in maxillofacial trauma were evaluated in this study.
METHODS: Medical records of 602 patients (486 males; 116 females; mean age 28,4±15,2; range 1 to 80 years) with maxillofacial fractures, admitted to the Department of Otolaryngology between 1992 and 2004, were evaluated in this study. Maxillofacial fracture was diagnosed by clinical and radiological findings. Sex and age distribution of patients, etiology of trauma, localization of the fractures, treatment modalities, time to treatment after the trauma and postoperative complications were recorded.
RESULTS: There were 257 (42,7%) mandible, 156 (25,9%) nose, 66 (11%) maxillary, 34 (5,6%) zygoma, 32 (5,3%) multiple facial, 29 (4,8%) blow-out and 28 (4,7%) frontal sinus fractures. While 256 (43%) patients underwent closed reduction, 346 (57%) patients were treated by open reduction. Postoperative complications were seen in 8,3% (51) of patients.
CONCLUSION: Although associated with some complications, open reduction and miniplate fixation should be the preferred treatment option, since it provides a powerful fixation, is easy to perform, and has better esthetic and cosmetic results.
AMAÇ: Bu çalışmada maksillofasiyal travmalı hastalara yaklaşım, uygulanan tedavi şekli ve karşılaşılan sorunlar ele alındı.
GEREÇ-YÖNTEM: 1992-2004 tarihleri arasında kliniğimize başvuran, klinik ve radyolojik olarak maksillofasiyal kemiklerden en az birinde kırık saptanan 602 hastanın (486 erkek; 116 kadın; ort. yaş 28,4±15,2; dağılım 1-80) dosyası incelendi. Hastaların travma etyolojileri, kırık lokalizasyonları, yaş ve cinsiyete göre dağılımları, tedavi öncesi geçen süre, uygulanan tedavi biçimi ve ameliyat sonrası komplikasyonlar değerlendirildi.
BULGULAR: Hastaların; %42,7’sinde mandibula kırığı, %25,9’unda nazal kırık, %11’inde maksilla kırığı, %5,6’sında zigoma kırığı, %5,3’ünde multipl yüz kırıkları, %4,8’inde ‘blow-out’ kırığı ve %4,7’sinde frontal sinüs kırığı saptandı. Üç yüz kırkaltı (%57) olguya açık redüksiyon ve mini plakla fiksasyon, 256 (%43) olguya ise kapalı redüksiyon uygulandı. Ameliyat sonrası dönemde 51 (%8,3) hastada komplikasyon meydana geldi.
SONUÇ: Bazı komplikasyonlara neden olmasına rağmen; güçlü bir fiksasyon sağlaması, kolay uygulanabilir olması, estetik ve kozmetik sonuçları iyi olması nedeniyle, maksillofasiyal travma tedavisinde açık redüksiyon ve mini plakla fiksasyon tercih edilebilir bir tedavi yöntemidir.