Kafa tabanında derin ve ekstansif dura-beyin laserasyonu sonucu gelişen serebrospinal sıvı fistülü ve/veya pnömosefali olgularında (12 olgu) genişletilmiş (bazal) frontal yaklaşım ile ya da genişletilmiş (bazal) frontal yaklaşım ve fronto-orbital yaklaşım kombine edilerek intradural yoldan defekt onarımı yapılmıştır. Optik kanal bölgesinde frontobazal fraktüre bağlı gelişen optik sinir basısı bulunan altı olguda, sfenoid kanatta parçalı ve yaygın fraktürün neden olduğu superior orbital fısür sendromu saptanan beş olguda ve orbital apeks sendromu bulunan üç olguda ise fronto-orbital yaklaşım uygulanarak travmatize bölge eksplore edilmiş ve etkilenen II., III.,IV. ve VI. kranyal sinirlerin dekompresyonu gerçekleştirilmiştir. Taban durası defektinin onarıldığı olguların hiçbirinde komplikasyon gözlenmemiş, fistül ve pnömosefali rekürrensi saptanmamıştır. Kranyal sinir dekompresyonu yapılan olgulardan üçünde vizyonda anlamlı düzelme, birinde vizyonda parsiyel düzelme ve iki superior orbital fisür sendromunda parsiyel iyileşme gözlenmiştir. Kranyal sinir dekompresyonu olgularında sonucu etkileyen en önemli faktörlerin cerrahi girişim zamanı ve sinirdeki yaralanma tipi olduğu izlenimi edinilmiştir. Travmatik lezyonlarının cerrahi tedavisi için kafa tabanı yaklaşımı yapılan 26 olgunun tümünde de yaklaşımın çok geniş bir ekspojur sağladığı ve nöral doku retraksiyonunu en aza indirdiği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: KAFA TABANI CERRAHİSİ, KAFA TRAVMASI, KRANYAL SİNİR, TRANSBAZAL YAKLAŞIMTwelve head injured patients with cerebrospinal fistula and/or pneumocephalus due to deep and extensive cranial base dura-brain lacerations were operated upon in order to be repaired of their defects intradurally using extended (basal) frontal approach or combined extended (basal) frontal approach and fronto-orbital approach. Six patients demonstrating frontobasal fracture and presenting with loss of vision, five patients with superior orbital fissure syndrome caused by a comminuted and extensive sphenoid ridge fractures, and three patients with orbital apex syndrome and sphenoid bone fracture were explored using fronto-orbital approach, and the traumatic region was explored and the involved cranial nerves were decompress. All of the patients whose frontobasal dural defects had been repaired did well, and no complications or recurrences the fistula or pneumocephalus occurred. Out of the patients with cranial nerve syndromes, postoperatively, three improved in vision significantly, one had a partial improvement in vision, and two superior orbital fissure patients improved minimally. The other eight cases did not change their neurological findings. The most striking factors in prognosis of the patients with traumatic cranial nerve compression are thought to be time of the surgical intervention and the type of the cranial nerve injury. These cranial base approaches provided a wide exposure and minimised the need of brain retraction.
Keywords: CRANIAL BASE SURGERY, CRANIAL NERVES, HEAD INJURY, TRANSBASAL APPROACH