Erişkinlerde künt karaciğer ve dalak yaralanmalarının nonoperatif tedavisi bu yaklaşımın çocuklarda inkar edilemez yararlarından kaynaklanmıştır. Olgular hemodinamik yönden stabil olmalı, kan transfüzyon ihtiyacı minimal olmalı ve yaygın peritoneal hassasiyet olmamalıdır. İleri görüntüleme tekniklerinin (radionüklid sintigrafi, ultrasonografi, kompüterize tomografi) artması ve son yıllarda peritoneal lavajın kullanılması travma niteliğinin belirlenmesine katkıda bulunmuştur. Gevher Nesibe Hastanesine başvuran künt karaciğer travmalı 140 ve künt dalak travmalı 144 olgu retrospektif olarak incelendi. 1985 Ocak ve 1994 Aralık itibariyle ciddi künt karın ve multisistem travmalı 702 olgu değerlendirildi. Penetran ve iatrojenik karaciğer ve dalak yaralanmaları çalışma dışı bırakıldı. Hastalar yaş, cins, travma türü, teşhis yöntemleri ve tercih edilen tedavi yöntemleri açısından sınıflandırıldı. 69 olgu nonoperatif olarak tedavi edildi. 42 olguya eksploratris laparatomi, 12 olguya dalak koruyucu cerrahi girişim, 30 olguya karaciğere basit cerrahi girişim ve drenaj, 60 olguya karaciğere radikal cerrahi girişim ve 113 olguya splenektomi uygulandı. Yaygın periton hassasiyeti olan hiç bir olguya nonoperatif tedavi yapılmadı. Kan transfüzyon gereksinimi bu grupta ortalama 2.4 Ü idi. Nonoperatif tedavi edilen 69 olgudan 14'ünde (%20.2) komplikasyon gelişti. Yine 69 olgudan 11'i (%15.9) ikincil ciddi komplikasyonlardan kaybedildi. Sonuç olarak karaciğer ve dalak yaralanmalı seçilmiş erişkin olgular nonoperatif olarak güvenle tedavi edilebilir.
The use of selective nonoperative management of blunt splenic and liver trauma in adults is based on the undeniable benefits on this approach in children. Proper patient selection requires hemodynamic stability, lack of generalized peritoneal irritation, and minimal blood transfusion needs. The increased use of sophisticated imaging techniques (radionuclide scintigraphy, ultrasonography, computerized tomography) and peritoneal lavage in the last decade, has contributed to improved characterization of the extent of injury. But the decision for laparotomy is based on clinical grounds. 144 patients with blunt splenic injury and 140 patients with blunt liver injury admitted to Gevher Nesibe Hospital were included in this retrospective study. 702 consecutive adults with serious blunt abdominal or multisystem trauma were evaluated between January 1985 and December 1994. Penetrating and iatrogenic splenic and liver injuries were not included. Patients were seperated into categories based on age, sex, mechanism of injury, diagnostic modality and treatment option employed. Out of the total series, 69 patients were not operated, 42 patients had exploratory laparotomy, and in 12 patients splenic repair, in 30 patients liver repair and drainage, in 60 patients liver resection and 113 patients splenectomy were performed. None of the nonoperatively treated patients had generalized irritation. Blood transfusion requirements were significantly less in the nonoperative groups (average 2.4 U). Fourteen of these 69 patients (20.2%) developed complications. Eleven of these 69 patients (15.9%) died and these were secondary to severe complications. Consequently, liver and splenic injuries in adults can be safely managed nonoperatively in selective patients.