AMAÇ: Gerçek splenik arter anevrizması (SAA) nadir görülmesine rağmen, görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler sayesinde daha sık karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı kliniğimizde SAA tanısı alan hastalara tedavi yaklaşım stratejilerimizi sunmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Üçüncü basamak bir üniversite hastanesinde 2012-2020 yılları arasında gerçek SAA tanısı alan 13 hastanın özellikleri, tedavi yaklaşımları ve komplikasyonları retrospektif olarak değerlendirildi.
BULGULAR: Yaşları 27 ile 73 arasında değişen 7 erkek ve 6 kadın hasta değerlendirildi. Ortalama yaş 49.8±13.2 idi. Anevrizmaların çapları 17 mm ile 80 mm arasında idi ve ortalama çap 31.5±16 mm idi. Yedi hasta endovasküler (EV) yöntemle tedavi edilirken, 2 hastaya EV tedavinin başarısız olması nedeniyle cerrahi planlandı, ancak hastalar cerrahi tedaviyi kabul etmeyerek takip altına alındı. Anevrizma boyutları büyük olan ve rüptür riski yüksek olan iki hastaya anevrizmektomi ve splenektomi yapıldı. Sigmoid kolon tümörü nedeniyle ameliyat edilen ve anevrizma boyutu 17 mm olan bir hasta ve daha önce torasik aort disseksiyonu nedeniyle ameliyat edilip anevrizma boyutu 18 mm olan bir hastanın konservatif olarak takip edilmesine karar verildi. Ameliyat edilen bir hastada pankreas fistülü gelişti ve perkütan drenaj ile tedavi edildi. Diğer 12 hastada takipleri sırasında herhangi bir komplikasyon gelişmedi.
SONUÇ: Splenik arter anevrizması tedavisi bireysel olarak planlanmalıdır. Endovasküler tedavi yöntemleri hemodinamisi stabil olan 2 cm’den büyük anevrizmalarda elektif şartlarda ilk tedavi seçeneği olarak düşünülmelidir. Rüptüre SAA'larda, hemodinamik olarak stabil olmayan hastalarda ve komplike SAA'larda konvansiyonel açık cerrahi yaklaşım tercih edilmelidir.
BACKGROUND: Although true splenic artery aneurysms (SAA) are rare, due to advancements in imaging techniques, they are seen more frequently. The aim of this study is to present our strategy of managing patients with SAA.
METHODS: Retrospectively, 13 patients who were treated in a tertiary university care center between 2012 and 2020 were included. Their demographic, clinical information, and post-operative complications were analyzed.
RESULTS: Seven male and six female patients were evaluated between the ages of 27 and 73. The mean age was 49.8±13.2. The diameter of the aneurysm was between 17 and 80 mm with a mean range of 31.5±16 mm. Seven patients were treated with endovascular interventions (EV). Two patients were referred to surgery with failed attempt of EV, but patients refused surgery and were followed up consequently. Patients who had larger aneurysms with an increased risk of rupture underwent aneurysmectomy and splenectomy. Conservative management was decided on two patients initially: A patient who was previously operated on for a sigmoid colon tumor, and had an aneurysm size of 15 mm and another patient with a surgical history of thoracic aortic dissection with an aneurysm size of 18 mm. One patient who underwent surgery had post-operative pancreatic fistula and was treated with percutaneous drainage. The treatment of the remaining 12 patients was completed without any further complications.
CONCLUSION: Splenic artery aneurysm treatment should be individualized. Endovascular treatment can be considered for patients with stable aneurysms larger than 2 cm in the elective setting. Open surgical treatment should be considered in patients with ruptured SAA or hemodynamically unstable, complicated patients.