AMAÇ: COVID-19 pandemisi nedeniyle kronik öksürük atakları ve antikoagülan tedavi nedeniyle rektus kılıf hematomu (RKH) insidansında artış olmuştur. Bu çalışma, COVID-19 hastalarında RKH tanısı öncesi ve sırasında hangi parametrelerin farklılık gösterdiğini ve tanı ve takip sırasında neler beklenebileceğini belirlemeyi amaçlamaktadır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Mart 2016 ile Mart 2021 arasında RKH tanısı alan 35 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. COVID-19 grubu 11 hastadan oluşuyordu. Hastaların geçmişi ve taburculuk/ölüm zamanı dahil olmak üzere çeşitli bilgileri alındı ve deney grupları arasında karşılaştırıldı. BULGULAR: COVID-19’lu hastalarda, başvuru sırasında hipotansiyon oranları (p=0.011) ve defans ve rebound (p=0.030) oranları, olmayanlara göre daha yüksekti. Kanama genişliği açısından fark olmamasına rağmen, COVID-19 hastalarında hemoglobin düzeylerinde (p=0.009) daha büyük bir düşüş oldu ve o grupta eritrosit süspansiyonu ihtiyacı (p=0.040) anlamlı olarak arttı.
TARTIŞMA: Bu çalışma, COVID-19 hastalarında RKH’nun ilk değerlendirmesini oluşturmaktadır. COVID-19 hastalarında yüksek hipotansiyon, defans veya rebound oranları ve hemoglobin seviyelerindeki düşüşler nedeniyle klinik durum ciddidir. Bu, RKH’nun klinik yönetimini daha da zorlaştırarak daha uzun hastanede yatışla sonuçlanır. Bu zorluklara rağmen, COVID-19 enfeksiyonu morbidite veya mortaliteyi artırmaz.
BACKGROUND: There has been an increased incidence of rectus sheath hematoma (RSH) due to chronic cough attacks and anti-coagulant therapy due to the COVID-19 pandemic. The present study aims to determine, in which parameters differ before and during the diagnosis of RSH in COVID-19 patients and what may be expected during diagnosis and follow-up.
METHODS: Thirty-five patients diagnosed with RSH were evaluated retrospectively between March 2016 and March 2021. The COVID-19 group comprised 11 patients. Various information including patient history and time of discharge/death were retrieved and compared between the experimental groups.
RESULTS: The rates of hypotension on admission (p=0.011) and the rates of defense and rebound (p=0.030) were higher in the patients with COVID-19 than in those without. Although there was no difference in terms of bleeding width, there was a greater decrease in the hemoglobin levels (p=0.009) in the COVID-19 patients and the need for erythrocyte suspension (p=0.040) increased significantly in that group.
CONCLUSION: The present study constitutes the first evaluation of RSH in COVID-19 patients. The clinical situation is serious due to high rates of hypotension, defense or rebound, and decreases in hemoglobin levels in COVID-19 patients. This makes the clinical management of RSH more difficult, resulting in longer hospitalization. Despite these difficulties, COVID-19 infection does not increase morbidity or mortality.