AMAÇ: Madde bağımlılığına bağlı perforasyonlar ile ilgili literatüre birçok çalışma yapılmış olup, inhaler metamfetaminle ilgili perforasyonlar hakkında sınırlı sayıda yayın mevcuttur. Son zamanlarda, kliniğimizde bu ilacın tüketiminde belirgin bir artışa sekonder olduğunu düşündüğümüz, özellikle perfore peptik ülseri olan hastaların sayısında artış olduğunu gördük. Bu çalışmanın temel amacı, “ateş&buz” olarak bilinen inhale metamfetamin kullanımının peptik perforasyonu ve komplikasyonları, özellikle perforasyon ile doğrudan ilişkili bir faktör olup olmadığını belirlemek ve ayrıca bu madde kullanımına bağlı peptik ülser perforasyonu olan hastaların demografik değişkenlerini literatür eşliğinde belirlemektir.
GEREÇ VE YÖNTEM: 2021 yılında kliniğimizde cerrahi tedavi uygulanan 29 mide perforasyonu hastalarının tıbbi kayıtları incelenerek retrospektif bir çalışma yapıldı. Veriler, SPSS.23 (IBM Inc., Chicago, IL, ABD) programına aktarılarak istatistiksel analizlerle değerlendirildi. Sürekli değişkenlerin normallik varsayımları Kolmogorov-Smirnov testi, varyans homojenlikleri ise Levene testi ile incelendi. İki düzeyli karşılaştırmalar, veriler normal dağılıyor ise T testi, verilerin normal dağılmadığı iki düzeyli karşılaştırmalar için Mann-Whitney U-testi kullanıldı. Kategorik değişkenler arasındaki ilişkiler ki-kare test analizi ile incelendi. Bütün analizlerde anlamlılık düzeyi olarak p<0.05 değeri kabul edildi.
BULGULAR: Yirmi dokuz hasta, metamfetamin kullananlar (n=13) ve kullanmayanlar (n=16) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Metamfetamin kullanan grupta daha düşük olan yaşa göre istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardı (31.69 - 48.8- p=0.025). Gruplar arasında PU öyküsü varlığı anlamlı derecede farklılık göstermekteydi (p=0.009). İlginç bir şekilde, madde bağımlarlında AST-ALT değerleri daha düşüktü (p=0.020). Ayrıca, gruplar arasında lokalizasyonda önemli farklılık mevcuttu (p<0.001). Cinsiyet, klinik durum, diğer laboratuvar değerleri, açısından iki grup arasında istatis-tiksel olarak anlamlı fark yoktu. Madde kullanmayan grupta nadir olarak 1 hasta Kovid tedavisi altında iken mide perforasyonu ile ameliyata alındı. SONUÇ: Ateş&buz olarak bilinen metamfetamin tüketimi, özellikle genç hastalarda ve bu narkotik maddenin uzun süreli tüketiminde ülser gelişimi ve ardından perforasyon olayı için önemli bir risk faktörüdür. Halihazırda nadir olarak kabul edilen bu risk faktörünün kliniğimizde az sürede oldukça fazla sayıda görüldüğü tespit edilmiştir. Resmi olmayan verilere göre, ilimizde her 10 gençten 6’sının bu maddeye kolayca ulaşabildiği ve kullandığı tah-min edilmektedir. Kullanım yaşı 10-11 yaşına kadar düşmüştür. Sadece mide perforasyonu olarak değil, madde kullanımına bağlı, aynı evde yaşayan yakını veya bir yabancı tarafından kesici delici alet, ateşli silah veya darp ile yaralanan birçok hastayı da kliniğimizde cerrahi tedavi ile takip etmekteyiz. Toplumsal büyük bir tehdit olarak kabul edilen bu maddenin kullanımı gittikçe yaygınlaşmakta, bu çalışma ise sadece bir hastanenin genel cerrahi kliniğine yansıyan buzdağının görünen kısmının oldukça küçük bir parçasıdır.
BACKGROUND: Many studies have been done in the literature on perforations due to substance abuse, and there are limited publications on perforations related to inhaled methamphetamine. Recently, in our clinic, we observed an increase in the number of patients with perforated peptic ulcer, which we think is secondary to a significant increase in the consumption of this drug. The main purpose of this study is to determine whether the use of inhaled methamphetamine known as “fire and ice” is a factor directly related to peptic perforation and its complications and also to determine the demographic variables of patients with peptic ulcer perforation due to this substance use, in the context of the literature.
METHODS: A retrospective study was conducted by examining the medical records of 29 gastric perforation patients who underwent surgical treatment in our clinic in 2021. Data were transferred to SPSS.23 (IBM Inc., Chicago, IL, USA) program and evaluated with statistical analysis. Normality assumptions of continuous variables were examined with Kolmogorov–Smirnov test, and variance homogeneity was examined with Levene’s test. Bi-level comparisons, t-test if the data are normally distributed and Mann–Whitney U-test for bi-level comparisons where the data are not normally distributed were used. Relationships between categorical variables were examined by Chi-square test analysis. P<0.05 was accepted as the level of significance in all analyzes.
RESULTS: Twenty-nine patients were divided into two groups as methamphetamine users (n=13) and non-users (n=16). There was a statistically significant difference according to the lower age in the group using methamphetamine (31.69−48.8-P=0.025). The pres-ence of PU history differed significantly between the groups (P=0.009). Interestingly, aspartate transaminase alanine aminotransferase values were lower in substance dependents (P=0.020). Furthermore, there was a significant difference in localization between groups (P<0.001). There was no statistically significant difference between the two groups in terms of gender, clinical presentation, and other laboratory values.
CONCLUSION: Methamphetamine consumption, known as fire and ice, is an important risk factor for ulcer development and subsequent perforation, especially in young patients and long-term consumption of this narcotic substance. It has been determined that this risk factor, which is currently considered rare, has been seen in a very large number in a short time in our clinic. The use of this substance, which is considered a major social threat, is becoming more and more widespread, and this study is only a small part of the iceberg reflected in the general surgery clinic of a hospital.