AMAÇ: Hasarın derecesi, travmanın ciddiyetinin belirlenmesinde halen güncel ve önemli bir konudur. Bu amaçla dünyada çeşitli travma skorlama sistemleri kullanılmaktadır. Yaralanma şiddeti skoru ve revize travma skorları bunlardan biridir. Bu yazıda, şu anda sıklıkla kullanılan ve bilim tarafından büyük ölçüde olgunlaşan bu iki travma puanlama sisteminin işlevlerini devlet hastanesi düzeyinde değerlendirmeyi amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: Geriye dönük arşiv taraması ile klinik çalışmalar yürütmek üzere etik kurul onayını takiben; 1 Ocak 2012 ve 31 Aralık 2017 tarihleri arasındaki veriler, 29 Mayıs Devlet Hastanesi’nde travmatik yaralanma tanısı alan tüm hastalarda mortaliteyi etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla geriye dönük olarak incelendi. Eksik veya net olmayan veriler çalışmaya alınmadı. Sürekli değişkenler için basit ve standart sapma, ikili değişkenler için yüzde ve frekans değerleri kullanıldı. Sürekli değişkenlerin değerlendirilmesinde, bağımsız gruplarda dağılım durumuna göre Student t-testi veya Mann-Whitney U-testi kullanıldı. İkili değişkenler ki-kare testi ile değerlendirildi. Tek değişkenli analizlerde anlamlı olduğu tespit edilen değişkenler lineer ve ikili lojistik regresyon (LR) modeli ile tekrar değerlendirildi.
BULGULAR: Tüm hastaların yaş ortalaması 37.53±14.47 yıldı [erkek (35.68±13.9) – kadın (40.61±15.1) – (p=0.116)]. Genel popülasyon için ortalama yaralanma travma skoru 3.18±8.46 idi. Yaralanma şiddeti skoru (ISS) cinsiyeti ile ilgili farklılık görülmemiştir [(3.93±10.49 ve 1.91±2.34) (p=0.727)]. Yaş ile ilgili olarak, gözden geçirilmiş travma skoru (RTS) için istatistiksel anlamlılık kaydedilmedi [(7.60±0.91’e karşılık 7.81±0.16) (p=0.207)]. Yaralanma mekanizması ile ilgili olarak, iki travma skoru arasında bir fark saptandı; hem ISS hem de RTS’nin istatistiksel önemi vardı. Sonuçlar ISS [penetrant (6.56±6.47) ile künt (2.45±8.68) (p=0.002)] ve RTS [penetrant (7.41±0.54) ile künt (7.74±0.79) (p=0.001)] için bulundu. Lojistik lineer regresyon ile son istatistiklerden sonra, penetran yaralanma için solunum hızı istatistiksel olarak anlamlı idi [AOR 0.22 (0.001, 0.47) (p<0.05)]. RTS skoru bileşenleri için ayrıntılı subanalizde orta dereceli travmalarda solunum hızı da anlamlıydı [AOR 0.22 (0.001, 0.47) (p=0.004)].
TARTIŞMA: Her iki ISS ve RTS de orta dereceli yaralanma tiplerinin hepsinde önemsizdir. Diğer yandan solunum hızı özellikle penetran ve orta dereceli yaralanmalarda önemli bir belirteçtir.
BACKGROUND: The degree of damage presents a pressing issue in determining trauma severity. Various trauma-scoring systems, such as the injury severity and revised trauma scores, are used worldwide. In this study, we aimed to evaluate the functionalities of these two trauma scoring systems, which are presently used frequently and have scientifically evolved at the state hospital level.
METHODS: Following approval from the ethics committee to conduct clinical studies with retrospective archive screening, data between January 1, 2012, and December 31, 2017, were retrospectively analysed for determining the factors affecting mortality in all patients diagnosed with traumatic injury in 29 Mayıs State Hospital. Incomplete or unclear data were excluded from this study. Mean and standard deviation were used for continuous variables; percentage and frequency values were used for binary variables. For evaluating continuous variables, Student’s t-test or Mann–Whitney U-test was used in independent groups based on their distribution status. Dichotomous variables were evaluated using the chi-square test. The results and significant in univariate analyses were evaluated again by the linear and binary logistic regression model.
RESULTS: Mean age of all patients was 37.53±14.47 years [male (35.68±13.9) versus female (40.61±15.1) (p=0.116)]. Mean injury trauma score for the general population was 3.18±8.46. No dissimilarity was noted regarding gender for the injury severity score (ISS) [(3.93±10.49 versus 1.91±2.34) (p=0.727)]. Regarding age, for revised trauma score (RTS), no statistical significance was noted [(7.60±0.91 versus 7.81±0.16) (p=0.207)]. Regarding the injury mechanism, we detected a difference between the two trauma scores; both ISS and RTS also had statistical significance. The results were found for ISS [penetrant (6.56±6.47) versus blunt (2.45±8.68) (p=0.002)] and for RTS [penetrant (7.41±0.54) versus blunt (7.74±0.79) (p=0.001)]. After the final statistics with logistic linear regression, the respiratory rate was statistically significant for penetrant injury [AOR 0.22 (0.001, 0.47) (p≤0.05)]. In the detailed subanalysis for RTS score components, respiratory rate was also significant in moderate traumas [AOR 0.22 (0.001, 0.47) (p=0.004)].
CONCLUSION: Both ISS and RTS are nonsignificant in all moderate injury types. On the other hand, respiratory rate is an important marker, especially in penetrant moderate injuries.