AMAÇ
Çalışmanın amacı, acil servis yanık ünitesinde tedavi edilen çocukların sosyo-demografik özelliklerini ortaya koyarak, bu olgularda gerekli hekim yaklaşımını tartışmak ve yaşamsal tehlike kriterleri taşıyan ve taşımayan hastaların prognozlarını karşılaştırmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM
Çalışma 14.10.2004 - 31.12.2006 tarihleri arasında, tanımlayıcı epidemiyolojik yöntemle, acil cerrahi servisi yanık ünitesine gelen 0-18 yaş grubundaki olgularda (n=136) gerçekleştirilmiştir. Hazırlanan yarı yapılandırılmış bir görüşme formu ile yanıklı hastalara ilişkin bilgiler toplanmıştır. Veriler istatistiksel olarak değerlendirilmiştir.
BULGULAR
Olguların %66,2’si (n=90) erkek, %33,8’i (n=46) kadındır. Yaş ortalaması 3,9±4,1 yıl, ortalama yanık yüzdesi 22,47±17,37 olarak hesaplanmıştır. Yanık nedenleri arasında ilk sırayı %77,2 oranla (n=105) suda haşlanmalar almaktadır. Yanık yüzdesi %20’nin altında olan olgularda %6,3 (n=6) oranında, %20’nin üzerinde olan olgularda %61 (n=25) oranında ölüm görülmüştür (p=0,0001). I. derece yanıklı olguların %21’inde (n=25) ölüm gerçekleşirken, II.-III. derece yanık olgularının %35,3’ünde (n=6) ölüm meydana gelmiştir (p=0,189). Yaşamsal tehlike taşıyan olgularda ölüm oranları, yaşamsal tehlike taşımayan olgularda karşılaşılan ölüm oranlarından istatistiksel olarak anlamlılık gösterecek biçimde yüksek bulunmuştur (p=0,033).
SONUÇ
Çocuklarda yanık yüzdesinin genişliği prognoz için çok belirleyicidir. Tüm yanık olgularının ihmal/istismar gibi değerlendirilerek çocukların güvence altına alınması önemli bir koruyucu hekimlik uygulaması olacaktır.
BACKGROUND
The aim of this study is to outline the sociodemographic and traumatic characteristics of children who were referred to the Burn Unit of Emergency Service with burn injuries, to discuss the doctors’ approach to these cases, and to compare the prognosis of patient groups with and without life-threat.
METHODS
This epidemiological study was carried out between 14 October 2004 and 31 December 2006 and included a total of 134 pediatric patients aged between 0-18 years. A semi-structured questionnaire form was designed to obtain the information from the study population. The obtained data were statistically evaluated.
RESULTS
66.2% (n=90) of the cases were male and 33.8% (n=46) were female. The mean age of the study population was 3.9±4.1 years and the mean percentage of burned body area was 22.47±17.37. The main cause of burn was scalding with hot water, with a frequency of 77.2% (n=105). When the percentage of burn area of the body was lower than 20%, the mortality was 6.3% (n=6), whereas it was 61% (n=25) when the burn area exceeded 20% of the body (p=0.0001). While the mortality was 21.0% (n=25) among the cases with first-degree burns, it was 35.3% (n=6) among those with second- and third-degree burns (p=0.189). Mortality ratio among the cases with life-threat was higher than those without life-threat, and this difference was statistically significant (p=0.033).
CONCLUSION
Extent of burn is a determinative factor for prognosis in children. Evaluation of all burn cases in children should be approached as cases of neglect/abuse; protection of these children in this manner will serve as an important practice of preventive medicine.