AMAÇ: Dudak damak yarığı (DDY), deformitesi en sık görülen konjenital yüz anomalisidir. Bu çalışmada yarık dudak/damak onarım cerrahisi sonrası vomer kemiği değişikliklerinin hacmi ve şekli değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Yaşları, 9–12 arasında olan toplam 30 hastanın bilgisayarlı tomografi (BT) görüntüleri geriye dönük olarak incelendi. Bireyler, üç gruba ayrıldı 1) herhangi bir sendromu olmayıp tek taraflı CLP (n=10) için ameliyat edilen grup, herhangi bir sendromu olmayan opere edilmiş çift taraflı CLP grubu (n=10) ve herhangi bir sendromu ve dudak damak yarığı deformitesi olmayan kontrol grubu (n=10). Hastaların verileri, üç boyutlu bir yazılım programına aktarılarak, Vomer kemiğinin üç boyutlu görüntüsü üzerinde metrik ve hacimsel ölçüm yapıldı.
BULGULAR: Üç grup arasında Sella-Nasion uzunluğu, Vomer taban uzunluğu ve Vomer dikey uzunluğu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Ancak çift taraflı CLP’li hastaların Vomer kemik hacimi, kontrol grubundan istatistiksel olarak önemli derecede yüksek bulundu.
TARTIŞMA: Çift taraflı Vomer flebinin elevasyonunu takiben periost reaksiyonu oluşurken, erken dönemde damak mukoperiosteal flebe dikilince maksilla büyürken vomeri de sürükleyerek daha fazla kemik oluşumuna neden olabilir. Bulgularımız, Vomer kemiğinin boyutunun ve hacminin çevresel faktörlerden önemli ölçüde etkilenebileceği sonucuna varmamızı sağladı. Fonksiyonel matriks teorisine göre skar dokusu oluşumu ve Vomer-maksilla füzyonunun yetersizliği, ön kraniyal kemiklerin gelişiminin yetersiz olması, ön kafa kaidesinin daha kısa kalmasına neden olabilmektedir.
BACKGROUND: Cleft lip/palate (CLP) deformity is the most common congenital facial anomaly. In this study, it was aimed to evaluate the changes in volume and shape of Vomer bone after CLP repair surgery.
METHODS: The images of a total of 30 patients aged between 9 and 12 years which were recorded with computed tomography were retrospectively analyzed. The patients were divided into three groups: No syndrome, operated for unilateral CLP group (n=10), no syndrome, operated for bilateral CLP group (n=10), and control group (n=10) with no syndrome, no operation history, or no lip/palate deformities. Data of the patients were transferred to a software program and a new three-dimensional image was created for the Vomer.
RESULTS: There was no statistically significant difference in the Sella-Nasion lengths, Vomer base lengths, and Vomer vertical lengths among the three groups. However, the Vomer bone volume of the patients with bilateral CLP was found to be statistically significantly higher than the control group.
CONCLUSION: We can conclude that more bone formation may be observed due to the periosteal reaction following bilateral Vomer flap elevation or during maxillary growth, tension on the palatal flap may be increased new bone formation by pulling the bilateral Vomer flap if it is elevated and sutured palatal mucoperiosteal flap in the early period. Our findings have led us to the conclusion that size and volume of the Vomer bone can be significantly affected by environmental factors. According to the functional matrix theory, scar tissue formation and lack of Vomer-maxilla fusion cannot stimulate the further development of the anterior cranial bones, leading to shorter anterior cranial base.