AMAÇ: Hemoraji ile birlikte taşikardi ve hipotansiyonu olan hastada hemorajik şok teşhisinin konulmasında bir zorluk yoktur. Esas zorluk hastaya uygun tedavinin verilmesinde ortaya çıkar. Bu çalışmada köpeklerde kanatılarak oluşturulan derin hemorajik şok sonrası ayrı sıvı miktarı ile tedavi edilen gruplardaki koagülasyon parametreleri incelendi. Tedavide verilecek en uygun sıvı miktarının saptanması amaçlandı.
GEREÇ-YÖNTEM: Çalışmada 30 adet melez köpek kullanıldı. Köpekler rastgele üç gruba ayrıldı; her grup 10 köpekten oluştu. Kontrol grubuna hiçbir tedavi uygulanmadı. Hızlı infüzyon yapılan gruba 60 cc/kg dozunda yarım saatte Ringer laktat solüsyonu verildi. Yavaş infüzyon yapılan gruba ise 30 cc/kg dozunda yarım saatte Ringer laktat solüsyonu verildi.
BULGULAR: Tedavi edilen her iki grupta da laktat değerleri düştü. Trombosit ve fibrinojen yavaş infüzyon yapılan grupta fazla düşmedi; hızlı infüzyon yapılan grupta önemli derecede düştüğü gözlendi.
SONUÇ: Şokta en kısa zamanda kanama kontrol altına alınmalı ve sıvı resüstasyonunda saldırgan davranılmamalıdır. Verilen sıvı miktarı ne kadar fazla olursa koagülasyon parametreleri o derecede dilüe olacaktır. Hemorajik şoktaki hastaların tedavi etkinliğinin değerlendirilmesinde kan laktat seviyesi yol gösterici bir tetkik olarak kullanılabilir.
BACKGROUND: The diagnosis of hemorrhagic shock in a patient with tachycardia and hypotension is generally straightforward. The difficulty lies in the selection of optimal approach for the patient. In this study on a canine model of deep hemorrhagic shock induced by bleeding, we used various amounts of fluid infusion to determine the most appropriate amount of fluid resuscitation. METHODS: The study included 30 mongrel dogs. Mongrel dogs were randomized to three equal groups of 10. The control group received no treatment. The rapid infusion group received 60 mL/kg of lactated Ringer's solution in half an hour whereas the third group received 30 mL/kg during the same time period. RESULTS: The lactate decreased in the two treatment groups. The platelet and fibrinogen levels did not vary in the slow infusion group but decreased markedly in the rapid infusion group.
CONCLUSION: In conclusion, fluid resuscitation should not be unnecessarily aggressive. The coagulation parameters are diluted in proportion with the amount of fluid given. Blood lactate level can be used as a guiding marker in evaluation of treatment effectiveness of hemorrhagic shock patients.