AMAÇ: Proksimal humerus kırıkları sık görülen ve fonksiyonel kısıtlanmaya neden olan kırıklardandır. Bu geriye dönük çalışmanın amacı aynı fiksasyon metodu kullanılarak deltopektoral ile deltoid split girişimin karşılaştırılmasıdır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Eylül 2005 ile Temmuz 2011 arasında bu iki girişim kullanılarak cerrahi tedavi edilen 86 hasta çalışmaya alındı. Grup A deltoid split girişim, Grup B deltopektoral girişim kullanılan hastalardan oluşturuldu. Grup A 22 erkek, 34 kadın toplam 56 hastanın yaş ortalaması 62.5 yıl (26-90 yıl), Grup B 14 erkek, 16 kadın, toplam 30 hastanın yaş ortalaması 54.8 yıl (24-84 yıl) idi. Tüm hastalarda internal fiksasyon aracı olarak PHİLOS plak vida sistemi kullanıldı. Her iki grubun fonksiyonel sonuçları ve komplikasyonları karşılaştırıldı.
BULGULAR: Lateral deltoid split girişim kullanılan olgularda baş ve tüberküler fragman redüksiyonunun daha iyi olduğu ve Constant omuz skorunun erken dönemde daha yüksek olduğu saptandı (sırasıyla, 66.8-57.4; p<0.01). Aksiller sinir gözlenip askıya alındığı için bu sinire ait komplikasyon saptanmadı. Altıncı aydaki Constant skorları arasında anlamlı farklılık saptanmadı (sırasıyla, 92.2-91.3; p>0.05).
SONUÇ: Deltoid split girişim, özellikle AO/ASİF B ve C tipi kırıklarda proksimal humerusun 270 derece kontrolüne, tüberküler parçalardan ve döndürücü manşet tendonlarından geçirilen dikişlerle redüksiyon ve plağa tespitine olanak sağlamaktadır. Deltopektoral girişime göre hastanın iyileşme sürecinde Constant skorları anlamlı olarak farklıdır. Aksiller siniri eksplore ederek yapılan lateral deltoid split girişim, deltoid kas fonksiyonlarını ve aksiller siniri tehlikeye atmadan geniş ve çok yönlü kırık kontrolü sağlayan faydalı bir cerrahi girişim tekniğidir.
BACKGROUND: Fractures of the proximal humerus that limit function are quite common. The objective of this retrospective study was to compare deltoid splitting and deltopectoral approaches by using the same fixation method.
METHODS: Eighty-six patients who underwent surgical treatment between September 2005 and July 2011 were included into the study group. Deltoid splitting approach was used by exploring the axillary nerve on Group A patients as described by Codman, and deltopectoral approach was used on Group B patients. Group A consisted of a total of fifty-six patients of whom twenty-two were male and thirty-four were female patients, with a mean age of 62.5 years (range, 26 to 90 years). Group B consisted of a total of thirty patients of whom fourteen were male and sixteen were female patients, with a mean age of 54.8 years (range, 24 to 84 years). PHILOS plate system was utilized as an internal fixation tool in all patients. Functional results and complications of the two groups were compared using Constant scores.
RESULTS: It was observed that humeral head and tubercular fragment reduction were better with lateral deltoid splitting approach, and Constant shoulder scores were higher in the early stages (66.8-57.4 consecutively; p0.05).
DISCUSSION: Deltoid splitting approach, especially with AO/ASIF B and C type fractures, enables reduction and plate fixing under 270 degree control of the proximal humerus without forceful retraction and soft tissue damage, providing easy access to posterior tubercular fragment. Compared to deltopectoral approach, patients treated with deltoid splitting approach achieved higher Constant scores at an earlier stage. Lateral deltoid
splitting approach, by exploring the axillary nerve, is a useful surgical technique which provides an expansive and multi-dimensional control without risking the deltoid muscle function and the axillary nerve.