AMAÇ
Açık tibia kırıklarında iki farklı tedavi yönteminin geriye dönük incelemeyle karşılaştırılması amaçlandı.
GEREÇ VE YÖNTEM
Tip I ve II açık tibia kırıklı 45 olgu çalışmaya alındı. Olguların 25’i (Grup I) minimal invasif plak osteosentezi (MİPO) ile, geriye kalan 20 olgu (Grup II) kısmi oymalı intramedüller çivi ile tedavi edildi. Son kontrolde klinik değerlendirme modifiye Ketenjiyan ölçütler kullanılarak yapıldı.
BULGULAR
Olguların tam yüklenme süreleri Grup I’de 21, Grup II’de 22,4 hafta idi. Grup I’de kaynamama saptanan bir olguya halkasal fiksatörle yeniden tespit sağlandı. Bir olguda kronik ostemiyelit gelişmesi nedeniyle tespit cihazı çıkarıldı. Bir diğer olguda da kötü kaynama saptandı. Grup II’de kaynamama gelişen iki olguya; biri intramedüller çivi ile diğeri halkasal fiksatörle yeniden tespit uygulandı. Ek olarak bir olguda kötü kaynama, bir değerinde ise kronik osteomiyelit gelişen geç komplikasyonlardı. Son kontrolde klinik yeterlilik oranları; Grup I’de 21/25, Grup II’de 18/20 idi. Bu sonuçlar arasında anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).
SONUÇ
Her iki grupta sağlanan klinik sonuçlar benzerdir. İntramedüller çiviler açık tibia kırıklarında ilk tercih olmasına rağmen MİPO alternatif bir tedavi seçeneğidir.
BACKGROUND
In this retrospective study, our purpose was to compare two treatment alternatives clinically.
METHODS
Forty-five patients who had grade I or II open tibia fractures were included. Twenty-five of them, treated via minimally invasive plate osteosynthesis (MIPO), comprised group I. The latter 20 cases, treated via partial reamed intramedullary nailing (PR-IMN), comprised group II. Clinical evaluation was made on the basis of modified Ketenjian’s criteria.
RESULTS
Full weight-bearing periods in groups I and II were 21 and 22.4 weeks, respectively. Non-union in one case of group I was revised with circular fixator. In another case, implant removal was needed due to chronic osteomyelitis. Mal-union was detected in another. In group II, two cases needed implant revision with intramedullary nail in one and circular fixator in another for non-union. Mal-union in one case and chronic osteomyelitis in another were the late complications in group II. At the last follow-up, satisfaction rates were: 21/25 in group I and 18/20 in group II. There was no significant difference between groups (p>0.05).
CONCLUSION
The clinical results of both groups were similar. Although intramedullary nailing is the first choice, MIPO is an alternative method for open tibia fractures.