AMAÇ: Bu çalışmanın amacı humerus alt uç eklemi ilgilendiren parçalı kırıklı hastalara uyguladığımız cerrahi tedavilerdeki 90° ve 180° açılı çift plak uygulamalarının sonuçları değerlendirilerek birbirlerine olan üstünlüklerini saptamaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Kliniğimizde 2009 Ocak ile 2013 Ocak tarihleri arasında AO sınıflandırmasına göre tip C erişkin distal humerus parçalı kırığı tanısıyla cerrahi tedavi uygulanan, en az 6 ay izleme süresi olan 17 hasta, geriye dönük olarak değerlendirildi. Hastaların poliklinik kontrollerinde ön-arka ve yan grafiler ile radyolojik değerlendirmeleri ve Mayo Dirsek Performans Skorlama sistemi kullanılarak dirsek işlevleri gözden geçirildi.
BULGULAR: Olguların 14’ü (%82.3) erkek, üçü (%17.7) kadın olup yaş ortalaması (22–65) 40.5 yıl idi. AO/ASIF humerus distal uç kırık sınıflandırmasına göre; kırıkların üçü (%17.7) tip C1, dokuzu (%52.9) tip C2, beşi (%29.4) tip C3 kırık şeklindeydi. Bu kırıkların altısı (%35.3) açık olup, bunlarda Gustillo-Anderson’a göre dördü (%23.5) tip 1, ikisi (%11.7) tip 2 idi. Onbir hastada (%64.7) 90°, altı hastada ise (%36.3) 180° açılarla çift plak kullanıldı. Tüm hastalara chevron osteotomisi uygulandı. Hastalar ortalama (6–52) 25.6 ay takip edildi. Hastalarımızın en son kontrollerinde yapılan değerlendirmelerinde ortalama dirsek fleksiyonunun 105º (dağılım 85º–130º), ortalama ekstansiyon kaybının 10º (dağılım 0º–20º) olduğu saptandı. Mayo dirsek performans skorlama sistemine göre; 12 (%70.5) çok iyi, beş (%29.5) iyi sonuç elde edildiği görüldü. Doksan ve 180 derece plak yerleştirilen olguların klinik sonuçları arasında istatistiksel fark saptanmadı (p=0.169).
SONUÇ: Erişkin distal humerus C tipi kırıklarda plakların hangi açılarla yerleştirileceğine ameliyat öncesi dönemde çekilen grafiler ve operasyon sırasında cerrahın seçimi neticesinde karar verilmelidir. Özellikle lateral kolondaki parçalanmanın plakların hangi açıyla uygulanacağını belirtmesi açısından önemi vardır. Lateral kolonda parçalanma yoksa 90° açıyla uygulanan çift plak eğer parçalanma varsa 180° açıyla uygulanan plaklama sonuçlar açısından yeterli olmaktadır.
BACKGROUND: The present objective was to compare 90° and 180° double-plate constructions for complex distal humerus fractures, as well as to evaluate superiority of construction type.
METHODS: Retrospectively evaluated were 17 patients treated for type C distal humerus fracture according to AO/ASIF classification between January 2009 and January 2013. All attended minimum 6-month follow-up. Elbow function was assessed with anteroposterior and lateral x-ray, and Mayo elbow performance score evaluation at outpatient clinics.
RESULTS: Patient population included 14 males (82.3%) and 3 females (17.7%). Mean patient age was 40.5 years. According to AO/ASIF distal humerus classification, 3 (17.7%) type C1, 9 (52.9%) type C2, and 5 (29.4%) type C3 fractures were included. Six were open fractures (35.3%). According to Gustilo-Anderson classification, 4 (23.5%) fractures were type 1, and 2 (11.7%) were type 2. Construction performed was 90° in 11 cases (64.7%) and 180° in 6 cases (36.3%). Chevron osteotomy was performed in all cases. Mean follow-up period was 25.6 (6–52) months. Upon final examination, mean elbow flexion was 105º (85º–130º), and mean extension loss was 10º (0º–20º). According to Mayo elbow performance scoring system, 12 (70.5%) results were excellent, and 5 (29.5%) were good. No statistically significant clinical difference was found between 90° and 180° plate construction groups (p=0.169).
DISCUSSION: Surgeons should determine the construction type appropriate to individual cases of adult distal humerus type C fractures using preoperative x-rays and intraoperative means. Choice of construction type has particular importance in cases of lateral columnar fracture complexity. If no comminution is present in the lateral column, 90º double-plating leads to satisfactory outcome, while 180º plating leads to satisfactory outcome when comminution is present in the lateral column.