AMAÇ: Malign mide çıkış tıkanıklığı palyatif tedavisinde konvansiyonel gastrojejunostominin palyatif etkinliği tartışmalıdır. Bu çalışmanın amacı, konvansiyonel gastrojejunostomi ile mide bölücü gastrojejunostominin sonuçlarını karşılaştırmak ve malign mide çıkış tıkanıklığı olan hastalarda cerrahi sonrası gecikmiş mide boşalmasını etkileyen faktörleri araştırmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma grubu midenin bölünüp bölünmeme durumuna göre konvansiyonel gastrojejunostomi ve mide bölücü gastrojejunostomi olarak iki gruba ayrıldı. Tüm demografik veriler; hasta özellikleri ve gecikmiş mide boşalma derecesi ile 30 günlük komplikasyonları içeren ameliyat sonrası sonuçlar toplandı. Klinik sonuçların karşılaştırılmasının ardından, gecikmiş mide boşalması için risk faktörleri regresyon modelleri kullanılarak belirlendi.
BULGULAR: Elli üç hasta çalışmaya alındı. Otuz yedi hastaya konvansiyonel gastrojejunostomi, 16 hastaya ise mide bölücü gastrojejunostomi uygulandı. Hastaların demografik ve temel özellikleri gruplar arasında benzerdi. Konvansiyonel gastrojejunostomi grubunda 10 (%27) hastada grade B-C gecikmiş mide boşalması mevcut iken, mide bölücü gastrojejunostomi grubunda hiçbir hastada bu durum gözlenmedi. Gruplar arasında hastanede yatış süresi ve komplikasyonlar açısından fark yoktu. Çok değişkenli regresyon analizinde uzak metastaz varlığı (OR=0.156, %95 GA 0.034–0.720, p=0.017) ve mide bölünmesi (OR=0.127, %95 GA 0.025–0.653, p=0.014) gecikmiş mide boşalması için bağımsız faktörler olarak bulundu.
TARTIŞMA: Malign mide çıkış tıkanıklığı olan hastalarda, mide bölücü gastrojejunostomi konvansiyonel gastrojejunostomi ile karşılaştırıldığında, mide boşalmasını iyileştirerek olumlu klinik sonuçlar sağlayabilir.
BACKGROUND: Palliative efficacy of conventional gastrojejunostomy in palliation of malignant gastric outlet obstruction is debatable. This study aims to compare the outcomes of conventional gastrojejunostomy and stomach-partitioning gastrojejunostomy and to explore the factors influencing the delayed gastric emptying after surgery in patients with malignant gastric outlet obstruction.
METHODS: The study subjects were divided into the following two groups based on whether the stomach was partitioned or not: Conventional gastrojejunostomy and stomach-partitioning gastrojejunostomy. All demographic data, patient characteristics, postoperative outcomes, including delayed gastric emptying grade and 30-day complications were collected. Following the comparison of the clinical outcomes, risk factors for delayed gastric emptying were determined by regression models.
RESULTS: Fifty-three patients were included in this study. Of these, 37 patients underwent conventional gastrojejunostomy, whereas 16 patients underwent stomach-partitioning gastrojejunostomy. Patient demographics and baseline characteristics were comparable between groups. Although 10 (27%) patients in the conventional gastrojejunostomy group had delayed gastric emptying grade B-C, no patient in the stomach-partitioning gastrojejunostomy group experienced this condition. There was no difference between the groups concerning hospital stay and complications. In multivariate regression analysis, having distant metastasis (OR=0.156, 95%CI 0.034–0.720, p=0.017) and stomach-partitioning (OR=0.127, 95%CI 0.025–0.653, p=0.014) were found as independent factors for the delayed gastric emptying.
CONCLUSION: In patients with malignant gastric outlet obstruction, compared with conventional gastrojejunostomy, stomach-partitioning may provide favorable clinical outcomes by improving gastric emptying.