AMAÇ: Hypericum perforatum (HP), Türkiye’de yıllardır halk arasında yanık yaralarının tedavisinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada, deneysel haşlama tipi yanıklarda HP tedavisinin akut etkilerinin araştırılması ve gümüş sülfadiazin (GS) tedavisiyle karşılaştırılması amaçlandı.
GEREÇ VE YÖNTEM: Her grupta yedi adet olacak şekilde toplam beş grupta 35 sıçan kullanıldı. Sıçanların sırt bölgesinde 4×4 cm’lik alan 100ºC suya 10 saniye maruz bırakılarak haşlama tipi ikinci derece yanık oluşturuldu. 50 cc serum fizyolojik (SF) ile tüm gruplara üç dakika boyunca irrigasyon sağlandı. Grup 1 (kontrol grubu) herhangi bir tedavi uygulanmadı. Grup 2 (yanık kontrol grubu) sadece irrigasyon, Grup 3 [topikal gümüş sülfadiazin (GS)] GS günde iki kez, Grup 4 (topikal HP grubu) HP günde dört kez (altı saatte bir), Grup 5 (aracı ile –jel- tedavi) HP hazırlanmasında kullanılan diğer topikal materyal günde dört kez (altı saatte bir) uygulandı. Dördüncü, sekizinci ve yirmi dördüncü saatlerde sıçan sırt derisinden kare biçiminde 1x1 cm boyutlarında insizyonel biyopsiler alındı. Derideki yara yeri iyileşmesi bulguları histopatolojik olarak değerlendirildi.
BULGULAR: Hypericum perforatum grubunun epidermis kalınlığının ve damar sayısının diğer gruplara göre anlamlı oranda (p<0.05) daha fazla olduğu bu parametreler açısından kontrol grubuna en yakın grup olduğu ve saatler içerisinde de bu sayıların farklılık göstermediği saptandı (p>0.05). Tüm gruplara göre HP grubunda dejenere kıl kökü sayısı anlamlı oranda daha azdı (p<0.05) ve 24. saatlerde toplam kıl kökü sayısında anlamlı oranda artışın olduğu (p<0.05) ve bu sayının kontrol grubuyla farklılık göstermediği (p>0.05) saptandı.
TARTIŞMA: Deneysel haşlama tipi ikinci derece yanık modelinde HP’nin ilk 24 saatte günde dört defa uygulanması net bir şekilde yanık yara iyileşmesinde etkilidir ve GS tedavisinden ciddi anlamda üstündür.
BACKGROUND: Hypericum perforatum (HP) (St. John’s Wort-Kantaron) has been used widely for the treatment of burn injuries for many years in traditional Turkish medicine. The aim of study was to investigate HP treatment in experimental thermal burns and compare it with silver sulfadiazine (SS) treatment.
METHODS: Thirty-five rats were randomly assigned to one of the five groups, 7 rats in each. A second-degree thermal burn was created on the dorsal sites of rats by exposing an area of 4×4 cm to 100 °C boiled water for 10 seconds. All groups were provided with irrigation for three (3) minutes with 50 cc saline solution (SS). Group 1 (Control Group) was not administered any treatment. Group 2 (Burn Control Group) was administered only irrigation, Group 3 (topical silver sulfadiazine [SS]) was administered SS twice a day, Group 4 (the Topical HP Group) was administered HP four times a day (every six hours), Group 5 (treatment with agent -gel-) was administeredother topical material used for the preparation of HP four times a day (every six hours). Wound site healing on the skin was histopathologically evaluated.
RESULTS: It was found that collagen discoloration of the HP treatment group was localized in the lower part of the epidermal layer and did not go up to the depth of dermis compared to the other groups, and epidermis, hair follicles and sebaceous glands remained protected compared to the groups administered burn, gel and SS in every hour of the experiment and it was the group closest to the control group structurally. It was determined that the epidermal thickness and the number of vessels of the HP Group were significantly higher compared to the other groups (p<0.05), which was the group closest to the control group in terms of these parameters and these numbers did not show any difference within hours (p>0.05). The number of degenerated hair follicles in the HP Group was significantly less than the other groups (p <0.05), and it was determined that the total number of hair follicles significantly increased in the twenty-fourth (p<0.05) and this number did not differ by the control group (p>0.05).
CONCLUSION: Administration of HP four times a day within the first 24 hours is clearly effective in wound healing in the experimental thermal second degree burn modality and is significantly superior to SS treatment.