AMAÇ: Şarapnele bağlı blastik yaralanmalar çatışmalar sırasında en sık görülen yaralanma şeklidir. Bu çalışmada, şarapnellerin vücuttaki dağılım karakteristiklerini, bu dağılımın silah tipleri ve çatışma bölgeleri ile olası ilişkisini araştırmayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: Operasyon bölgesinde bulunan hastanemize ateşli silah yaralanması nedeniyle getirilen 246 ardışık hastanın medikal kayıtları retrospektif olarak değerlendirildi. Vücuduna radyolojik olarak kanıtlanmış en az bir şarapnel isabet etmiş olan 90 hasta çalışmaya dahil edildi. Tüm vücut 5 bölgeye (baş-boyun, göğüs-sırt, batın-bel, üst ve alt ekstremite) ayrılarak şarapnellerin vücuttaki dağılımı not edildi. Silah tipi (uzun namlulu silah, roket veya el yapımı patlayıcı-mayın), çatışma bölgesi (şehir içi ve kırsal alan) ve hastalara ait tüm radyolojik tetkikler (radyografi ve/veya bilgisayarlı tomografi) değerlendirildi. Şarapnel dağılımı ile bu değişkenler arasındaki olası ilişki araştırıldı.
BULGULAR: Roket ve el yapımı patlayıcı-mayın yaralanmaları ile baş-boyun bölgesi yaralanmaları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişkinin dışında (p= 0.002) silah tipleri ve şarapnel dağılımı arasında anlamlı fark bulamadık (p> 0.05). Şarapnel dağılımı ile çatışma bölgesi arasında ise anlamlı farklılık saptamadık (p> 0.05).
SONUÇ: Penetran şarapnellere bağlı sekonder blastik yaralanmalar patlayıcı ve çatışma ile ilişkili yaralanmaların en sık görülen şeklidir. Bu çalışmada, roket ve el yapımı patlayıcı-mayın ile oluşan yaralanmalarda uzun namlulu silah yaralanmalarına göre baş-boyun bölgesi şarapnel yaralanmalarının belirgin olarak daha yüksek oranda olduğunu bulduk. Bu tip yaralanmaların beklenmedik zamanlarda oluşması ve rutin olarak kullanılmakta olan koruyucu celik yeleğin torakoabdominal şarapnel yaralanmalarına karşı koruyucu etkisinin bu sonucun ana nedenleri olduğuna inanıyoruz.
BACKGROUND: The aim of this study was to investigate the characteristics of shrapnel distribution in the body and a possible relationship to the type of weapon and type of location of the conflict.
METHODS: The records of 246 patients admitted to a level-III trauma center with any kind of firearm injury were examined retrospectively. Ninety patients who had at least 1 radiologically-proven piece of shrapnel in their body were included in the study. For the purposes of the study, the body was divided into 5 regions (head/neck, thorax/back, abdomen/pelvis/waist, upper extremities, and lower extremities) and shrapnel distribution was noted according to these divisions. Medical data and detailed information regarding the weapon type (long-barreled weapon, rocket-propelled grenade [RPG], or improvised explosive device [IED]), conflict location (residential or rural area), and all radiological examinations (radiography and/or computed tomography) were carefully reviewed. The relationship between these variables and the shrapnel distribution in the body was investigated.
RESULTS: No statistically significant differences were seen between weapon type and shrapnel distribution (p>0.05), except a significantly higher percentage of head/neck region shrapnel injuries as a result of RPG and IED injuries (p=0.002). There was no statistically significant relationship between the shrapnel distribution characteristics and conflict location, classified as either residential or rural (p>0.05).
CONCLUSION: Secondary blast injuries induced by penetrating shrapnel are the most common type of explosion- and combatrelated injuries. In the current study, a significantly higher rate of head/neck region shrapnel injuries was observed in RPG and IED injuries compared with long-barreled weapon-induced injuries. The primary reason is likely the more unexpected nature of those 2 types of attacks, which allow no time to shield that part of the body.