AMAÇ
Üst ekstremite vasküler yaralanma sıklığı giderek artmakla beraber, mortalite ve morbidite oranları %0-%8 arasında kalmaktadır. Son yıllarda self-mutilasyon olguları belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Üst ekstremite vasküler yaralanmalarında self-mutilasyon ve diğer penetran travma sonuçlarını karşılaştırmak ve self-mutilasyonun toplum için oluşturduğu tehditi ortaya koymak amacıyla bu çalışmayı planladık.
GEREÇ VE YÖNTEM
Üst ekstremite penetran vasküler yaralanması tanısıyla ameliyat edilen 249 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların 214’ü (%86) erkek, 35’i kadındı (%14). Ortalama yaş 24,76±11,28 idi (dağılım, 2-69 yaş). Hastaların 129’u (%52) self-mutilatördü.
BULGULAR
En sık yaralanan arter ulnar arterdi (n=140, %56). Ölüm ve uzuv kaybı yaşanmadı. Ancak, penetran travmalı 8 hastada parmak hareket kısıtlılığı ortaya çıktı. Erkek baskınlığı, madde bağımlılığı ve eşlik eden sinir yaralanması varlığı self-mutilatör grupta anlamlı olarak daha yaygındı (sırasıyla p değerleri <0,001, <0,001 ve 0,005). Buna karşılık brakiyal arter yaralanma sıklığı, ven greft interpozisyon kullanımı ve fasyotomi oranları penetran travma grubunda daha yüksekti (p değerleri <0,001).
SONUÇ
Üst ekstremite penetran travmalarında, yaralanma şekli ve sebebi dikkatlice sorgulanmalı, self-mutilasyon varlığında madde bağımlılığı araştırılmalı ve self-mutilatör hastalara hemen psikiyatrik destek başlanması sağlanmalıdır.
BACKGROUND
Although vascular trauma of the upper extremity is increasingly more common, mortality and morbidity rates remain low, at between 0-8%. Self-mutilation has become evident in recent years. We planned this study to compare the results of self-mutilation with other penetrating trauma in upper extremity vascular injuries and also to emphasize the dangers of self-mutilation for society.
METHODS
Data of 249 patients with penetrating vascular injury of the upper extremity were retrospectively analyzed. There were 214 male (86%) and 35 female (14%) patients, with a mean age of 24.76 ± 11.28 years (range: 2-69 years). Of these, 129 (52%) were self-mutilators.
RESULTS
The ulnar artery was the most frequently affected (n=140, 56%). There was no mortality or limb loss. However, eight (3.21%) patients, who had penetrating trauma, had restriction in finger motions. Male predominance, substance abuse and associated nerve injury were significantly more common among self-mutilators (p values <0.001, <0.001 and 0.005, respectively), whereas brachial artery injury, vein graft interposition and fasciotomy rates were higher among the penetrating trauma group (p<0.001 for all).
CONCLUSION
The form of and reason for injuries and presence of substance abuse in case of self-mutilation must be investigated cautiously, and the immediate commencement of psychiatric treatment must be provided to the self-mutilators.