Amaç: Tibia diafiz kırıklarnda intramedüller çivileme yapılırken traneksamik asit kullanımının güvenli olup olmadığını, kan kaybını azaltacağını ve maliyet etkinliğini etkilemeyeceğini belirlemek.
Hasta ve Yöntem: tibia diafiz kırığı olan 70 hasta randomize olarak iki gruba ayrıldı ve prospektif olarak kan kaybı, tromboz ve kırık iyileşmesi açısından izlendi. Birinci gruba preoperatif traneksamik asit intravenöz olarak uygulandı. İkinci grup kontrol grubu olarak belirlendi.
Sonuç: İki grup arasında preoperastif ve postoperatif 1. saat Hb ve Hct değerleri arasında farklılık saptanmadı. İki grup arasında postoperatif 24-48. saat Hb ve Hct değerleri arasında anlamlı farklılık saptandı. Traneksamik asit uygulanan grupta (Grup A) postoperatif allojenik kan transfüzyonu gereksinimi olmadı. traneksamik asit kullanılmayan grupta (Grup B) 2 hastaya Hb ve Hct değerleri düşük saptanması üzerine (Hct<27) 1 ünite eritrosit süspansiyonu uygulandı. Hiçbir hastada DVT ve emboli gözlenmedi.
Sonuç: İntramedüller çivileme ile tibia kırıkların tedavisinde preoperatif dönemde intravenöz Traneksamik asit uygulanması postoperatif dönemde kanama miktarını azalttığı gözlendi. Postoperatif dönemde hastalarda intravasküler tromboza yol açmadığı gibi kemik iyileşmesini de olumsuz etkilemediği gözlenmiştir.
BACKGROUND: The aim of this study was to determine if the use of tranexamic acid (TXA) during intramedullary reaming treatment for tibial diaphyseal fractures was safe, reduced blood loss, or affected cost effectiveness.
METHODS: A total of 70 patients with a tibia diaphysis fracture were randomized into 2 groups and prospectively followed for data on blood loss, thrombosis, and fracture healing. Preoperative TXA was administered intravenously to Group A, and Group B served as the control group.
RESULTS: While there was no significant difference between the preoperative and postoperative 1-hour hemoglobin (Hb) and hematocrit (Hct) levels of the patients, there was a statistically significant difference in the comparison of the postoperative 24-hour and 48-hour Hb and Hct levels. There was no need for an allogenic blood transfusion to any patient in Group A; however, 2 patients in Group B each received 1 unit of erythrocyte suspension because their Hct values dropped below 27%. There was no deep vein thrombosis or embolism observed in any of the patients.
CONCLUSION: The application of intravenous TXA during the preoperative period in the treatment of tibial fractures with intramedullary nailing reduced the bleeding seen in the postoperative period. It did not lead to intravascular thrombosis in the postoperative period, and had no adverse effect on bone healing.