AMAÇ: Akut Aşil tendon rüptürlerinin (AATR) tedavisinde cerrahi tedavi, daha az re- rüptür oranları, daha iyi fonksiyonel sonuçlar ve fiziksel ak-tivitelere erken dönüş gibi avantajları nedeniyle yaygın olarak tercih edilen tedavi yöntemidir. Çalışmamızın temel amacı, yaygın olarak kullanılan iki minimal invaziv cerrahi yöntem olan, sınırlı açık ve perkütan yaklaşımları klinik sonuçlar açısından karşılaştırmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: 1. seviye travma merkezine Mart 2019 ile Mayıs 2020 arasında AATR nedeni ile başvuran, sınırlı açık (Grup 1: 30 hasta) ve perkütan (Grup 2: 23 hasta) yaklaşımlarla tedavi edilen toplam 53 hasta (19 kadın ve 34 erkek) geriye dönük olarak değerlendirildi. Hastaların komplikasyonları (yumuşak doku/cilt sorunları, re-rüptür ve sural sinir yaralanma oranları), ameliyat süreleri, günlük aktivitelere dönüş süreleri, Aşil Tendon Toplam Rüptür Skoru (ATRS) ve Amerikan Ortopedik Ayak ve Ayak Bileği Derneği (AOFAS) birinci ve altıncı aylarındaki skorları değerlen-dirildi. Hastaların aktivite düzeyleri Tegner Aktivite Skalası (TAS) kullanılarak karşılaştırıldı.
BULGULAR: Çalışma grubunda yer alan hastaların yaş ortalaması 45.1±14.1 idi. Ameliyat sonrası ortalama takip süresi grup 1’de 36.9±8.81 hafta iken grup 2’de 35.4±8.73 hafta olarak bulundu (p=0.24). Ortalama yaş (p=0.47), cinsiyet dağılımı (p=0.41) ve vücut kitle indeksi (p=0.29) her iki grup için benzerdi. Ortalama ameliyat süreleri (grup 1: 47.1±5.4 ve grup 2: 44.4±6.1, p=0.06) ve günlük aktivitelere dönüş süreleri (grup 1: 49.2±7.4 ve grup 2: 48.5±9.7, p=0.38) de her iki grup için benzerdi. Fonksiyonel sonuçlar açısından gruplar arasında birinci ay sonuçlarında (ATRS: grup 1: 79.9±3.2 ve grup 2: 79.5±3.9, [p=0.35] ve AOFAS: grup 1: 80.9±3.1 ve grup 2: 82.1±3.2, [p=0.10]) ve altıncı ay sonuçlarında (ATRS: grup 1: 85.0±3.8 ve grup 2: 83.7±4.4, [p=0.13] ve AOFAS: grup 1: 86.6±3.6 vs grup 2: 86.7±4.2, [p=0.46]) istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Preoperatif ve son kontrol TAS skorlarına göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (sırasıyla, p=0.94, p=0.46). Grup 1’de postoperatif komplikasyon gözlemlenmezken, Grup 2’de üç hastada komplikasyon (%13.1) izlendi. Bir hastada (%4.4) tekrar rüptür, iki hastada ise (%8.7) sural sinir yaralanmasına rastlandı.
SONUÇ: Çalışmamızda yer alan her iki grupta da benzer fonksiyonel sonuçlar olmasına rağmen, sınırlı açık yaklaşım perkütan yaklaşıma göre komplikasyon sonuçları açısından daha iyi klinik sonuçlar göstermiştir.
BACKGROUND: Surgical treatment is the commonly preferred method for treating acute Achilles tendon ruptures (AATRs) due to advantages such as less re-rupture rates, better functional results, and an early return to physical activities. The main aim of our study is to compare two common minimally invasive surgical methods, the limited open and the percutaneous approaches, regarding clinical outcomes.
METHODS: A total of 53 patients (19 females and 34 males) who were treated with limited open (Group 1: 30 patients) and percutaneous (Group 2: 23 patients) approaches for AATRs were retrospectively evaluated between March 2019 and May 2020 in a level 1 trauma center. The evaluation included complications (soft tissue and skin problems, re-rupture, and sural nerve injury rates), the operation time, the duration of return to daily activities, The Achilles Tendon Total Rupture Score (ATRS), and the American Ortho-pedic Foot and Ankle Society (AOFAS) scores of the patients at the first and 6th months of follow-up. Patients’ activity levels were compared with the Tegner Activity Scale (TAS).
RESULTS: The mean age of all patients in this cohort was 45.1±14.1. The mean postoperative follow-up period for group 1 was 36.9±8.81 weeks, whereas, for group 2, it was 35.4±8.73 weeks (P=0.24). The mean age (P=0.47), gender distribution (P=0.41), and body mass index (P=0.29) were similar for both groups. The mean operation time (group 1: 47.1±5.4 vs. group 2: 44.4±6.1, P=0.06) and the duration of return to daily activities (group 1: 49.2±7.4 vs. group 2: 48.5±9.7, P=0.38) were also similar. There was no statistical difference between groups regarding functional results at first (ATRS: group 1: 79.9±3.2 vs. group 2: 79.5±3.9, [P=0.35], and AOFAS: group 1: 80.9±3.1 vs. group 2: 82.1±3.2, [P=0.10]) and 6th months (ATRS: group 1: 85.0±3.8 vs. group 2: 83.7±4.4, [P=0.13], and AO-FAS: group 1: 86.6±3.6 vs. group 2: 86.7±4.2, [P=0.46]). There were no statistically significant differences between groups regarding preoperative and last follow-up TAS scores (P= 0.94 and P=0.46, respectively). We observed no postoperative complications in group 1. There were three complications (13.1%) in group 2. One patient (4.4%) had a re-rupture, and two patients (8.7%) had sural nerve injuries.
CONCLUSION: Although both groups had similar functional results, the limited open approach yielded better clinical outcomes according to the complication results than the percutaneous approach.