AMAÇ: Fournier gangreni hızlı ilerleyen bir yumuşak doku nekrozu olup agresif cerrahi tedavi uygulanmadığında yaşamı tehdit edebilir. Fournier gagren ciddiyet skorlaması ilk olarak Laor ve arkadaşları tarafından mortalite oranını tahmin etmek için tanımlanmıştır. Bu skorlamanın prognostik önemi kanıtlanmış olmakla birlikte gangrene neden olan mikrobik ajanlarla bağlantısı ya da hastaların tedavi süreçlerinin uzunluğu ile ilgisini araştıran çok az çalışma vardır. Bu çalışmada, Fournier gangreni ciddiyet skorlaması ve yara yerlerinden izole edilen enfektif ajanların hastanede kalış, debridman sıklığı ve mortalite üzerindeki etkisi araştırıldı.
GEREÇ VE YÖNTEM: Ocak 2013–Ocak 2018 tarihleri arasında Fournier gagreni tanısıyla ameliyat edilen 34 hasta geriye dönük olarak incelendi. Başvuru sırasındaki Fournier gagreni ciddiyet skorları hesaplandı ve hastalar eşik değerine göre iki gruba ayrıldı. Ayrıca, debridman kültürlerinden izole edilen mikrobiyal ajanlara göre kategorize edilerek iki ayrı grup oluşturuldu. Fournier gagreni ciddiyet skorlaması ve mikrobiyal ajan tipinin hastanede kalış, debridman sıklığı ve mortaliteye etkisi analiz edildi. Hayatta kalan ve hayatta kalmayanlar grubu arasında hasta özellikleri karşılaştırıldı.
BULGULAR: Fournier gagreni ciddiyet skoru >9 olan grupta diğer gruba göre mortalite oranının anlamlı olarak yüksek olduğu (%100’e karşı %6.7; p=0.001>) ve bu skorlamanın mortalite oranını %100 ve sağkalım oranını ise %93.3 öngördüğü görüldü. Fournier gagreni ciddiyet skoru ile debridman sıklığı ve hastanede kalış sıklığı arasında anlamlı bir ilişki yoktu. Kolostridiyal ve atipik ajanlarla enfekte hasta alt grubunda mortalite oranı (%50’ye karşı %4.2; p=0.005) ve debridman sıklığı (3.10±0.73’e karşı 2.00±0.72; p=0.001) anlamlı olarak daha yüksekti.
TARTIŞMA: Fournier gagreni ciddiyet skorunun prognozu başarılı bir şekilde öngörebilmesine karşın debridman sıklığını ve hastanede kalış süresini belirlemede yetersiz olduğu görüldü. Ayrıca çalışma kolostridiyal ve atipik ajanlarla enfekte hastaların daha fazla sayıda debridman gerektireceğini ve mortalite geliştirme olasılığının daha yüksek olduğu öngörmüştür. Bu grubun ilk debridmanda daha agresif cerrahiye ihtiyaç duyma eğiliminde olduğu söylenebilir.
BACKGROUND: Fournier gangrene (FG) is a rapidly progressive soft-tissue necrosis that may be life-threating unless aggressive treatment is applied immediately. FG severity index was described first by Laor et al. to predict mortality rate but there are few studies on the prognostic significance of FG severity index and especially the microbial agents isolated from debridement on patient prognosis. Hence, in the present study, it has been aimed to investigate the significance of FG severity index and infective agents on hospital stay, frequency of debridement, and mortality.
METHODS: Thirty-four patients who were operated with the diagnosis of FG between January 2013 and January 2018 were retrospectively analyzed. FG severity index scores in admission were calculated and patient was divided into two groups according to the cutoff value of FG severity index. Patient was categorized according to the microbial agents isolated from debridement cultures. Patient characteristics were compared between the group of survivors and non-survivors. The effect of FG severity index and microbial agent type on hospital stay, frequency of debridement, and mortality was analyzed.
RESULTS: It was found that mortality rate was significantly higher in the group of FG severity index score >9 than the other group (100% vs. 6.7%; p=0.001>) and it was observed that FG severity index had predicted the mortality rate as 100% and survival rate as 93.3% but there were no significant relation between FG severity index with the frequency of debridement and hospital stay. The mortality rate (50% vs. 4.2%; p=0.005) and frequency of debridement (3.10±0.73 vs. 2.00±0.72; p=0.001) were significantly higher in the subgroup of patient infected with clostridial and atypical agents. CONCLUSION: FG severity index was found to be insufficient in determining the frequency of debridement and the hospital stay but it accurately predicts the rates of mortality and survival. The patients who were infected with clostridial and atypical agents are more likely to develop mortality and tend to be need more aggressive surgical interventions than the others.