AMAÇ: Bu çalışma, majör yanıklı hastalarda erken dönem fizyoterapinin biyokimyasal parametreler üzerine etkisini araştırmak amacıyla planlandı.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmaya, yaşları 21–47 arasında değişen 10 kadın (%50), 10 erkek (%50) toplam 20 hasta alındı. Çalışmaya alınan hastalar, tedavi ve kontrol gurubu olmak üzere iki gruba ayrıldı. Tedavi grubundaki hastalar, hastaneye yattıkları ilk günden itibaren rutin tedavilerine (tıbbi, cerrahi vs.) ek olarak haftada dört gün olmak üzere fizyoterapi programına alındı. Fizyoterapi programı; erken mobilizasyon ve ambulasyon eğitimi, pulmoner fizyoterapi, aktif ve pasif normal eklem hareketi egzersizleri gibi parametreleri içermekteydi. Tedavi günleri salı, çarşamba, perşembe ve cuma günü olarak belirlendi. Pazartesi ameliyat günü olduğundan hastalara tedavi yapılamadı. Kontrol grubu, çeşitli nedenlerden dolayı fizyoterapi alamayan hastalardan oluşturuldu. Çalışmaya dahil edilen tüm hastaların hastaneye yatışlarından itibaren altı hafta boyunca haftalık olarak değerlendirmeleri yapıldı. Değerlendirmede demografik bilgiler, yanık hasarının özellikleri, C-reaktif protein, fibronektin, transferrin ve prealbumin gibi parametrelere bakıldı.
BULGULAR: Çalışmadan elde edilen sonuçlara bakıldığında; tüm biyokimyasal parametrelerde tedavi grubu lehine anlamlı olduğu gözlendi (p<0.05). Prealbuminde tedavi grubunda ikinci haftadan itibaren anlamlı bir yükselme görüldü (p<0.05). Fibronektinde de tedavi grubunda dördüncü haftadan itibaren anlamlı bir artış gözlendi (p<0.05).
TARTIŞMA: Erken fizyoterapi yanık tedavisinin önemli bir parçasıdır. Majör yanık sonrası görülen hipermetabolik cevabın etikisinin azaltılmasında, erken dönem fizyoterapinin etkili olabileceği görüşündeyiz. Ancak çok merkezli ve daha geniş çalışmalara ihtiyaç vardır.
BACKGROUND: This study sets out to investigate the effects of early physiotherapy on biochemical parameters in major burn patients.
METHODS: Ten women (50%) and 10 men (50%) aged 21–47 years old were included in this study. Participants were divided into two groups: the first group was the treatment group and the second group was the control group. In the treatment group, patients were admitted to the physiotherapy programme from the first day they have been hospitalised, in addition to their routine treatment (e.g. medical, surgery), for four days per week. The physiotherapy programme consisted of parameters, such as early mobilisation and ambulatory training, chest physiotherapy, and both active and passive normal joint movement exercises. The days of treatment were determined as of Tuesday, Wednesday, Thursday and Friday. Patients could not be treated on a Monday because that was surgery day. The control group consisted of patients who could not receive physiotherapy due to various reasons. All patients included in this study were evaluated weekly for six weeks after admission to the hospital. Parameters, such as demographic information, characteristics of burn injury, C-reactive protein, fibronectin, transferrin and prealbumin, were evaluated.
RESULTS: When the results obtained in this study were considered, there was a significant difference in favour of the treatment group for all biochemical parameters (p<0.05). From the second week, a significant increase was observed in prealbumin values in the treatment group (p<0.05). A significant increase was observed in fibronectin after the fourth week (p<0.05).
CONCLUSION: We believe that early physiotherapy should be included in the treatment in major burns. Early physiotherapy may reduce the effects of hypermetabolic response after major burns. There is a need for multi-centered and broader studies.