AMAÇ: Spinal kord yaralanmaları gelişen nörolojik problemler nedeni ile oldukça ciddi maddi ve/veya manevi kayıplara neden olmaktadır. Bu çalışmanın amacı yüksek morbidite ve mortalite oranları nedeni ile ciddi klinik sonuçlara yol açan, ancak ülkemize ait sağlıklı verilerin az olduğu spinal yaralanmaların klinik şiddet ve prognoz açısından değerlendirilmesidir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu geriye dönük çalışma, fakültemiz etik kurulundan izin alındıktan sonra Acil servisimize üç yıl içinde başvuran 18 yaş ve üzerindeki spinal travmalı 91 hasta (59 erkek, 32 kadın) üzerinde gerçekleştirildi. Hastalar demografik özellikler, klinik şiddet, gelişen komplikasyonlar ve mortalite açısından değerlendirildi.
BULGULAR: Hastaların 43’ü komplet, 48’i ise inkomplet yaralanmalı idi. Hastaların 46’sı yüksekten düşme, 35’i trafik kazası ve 10’u diğer nedenlerden dolayı spinal yaralanmaya maruz kalmıştı. Hastaların 52’sinde çeşitli komplikasyonlar görülürken 39’unda herhangi bir komplikasyon gelişmediği saptandı. Çalışma grubumuzda yer alan 91 hastanın 19’unun öldüğü 72’sinin ise hastaneden taburcu olduğu saptandı.
TARTIŞMA: Spinal kord yaralanmaları genellikle kötü klinik sonuçlara yol açmaktadır. Bu nedenle acil servisteki uygun yaklaşımın (erken tanı ve doğru tedavi) önemi oldukça yüksektir. Bu hasta grubunda hem primer bakım hem de komplikasyonların önlenmesi bakımından gerekli önlemlerin alınması klinik sonuçları olumlu yönde etkileyecektir.
BACKGROUND: Spinal cord injuries result in critical pecuniary and/or non-pecuniary losses due to the developing neurological problems. The objective of this study was to evaluate spinal injuries in terms of clinical severity and prognosis. Spinal injuries lead to serious clinical results due to the high rates of morbidity and mortality; however, there is a lack of reliable information on spinal injuries in our country.
METHODS: Following the approval of the Faculty Ethics Committee, this retrospective study was conducted on 91 patients aged ≥18 (59 male, 32 female) with spinal trauma who were admitted to the Emergency Department of Ondokuz Mayis University over three years. The patients were assessed in terms of demographics, clinical severity, developing complications, and mortality.
RESULTS: Forty-three patients had complete injuries, while 48 had incomplete injuries. Forty-six patients suffered spinal injuries due to fall from height, 35 patients due to traffic accidents, and 10 patients due to other reasons. Several complications were observed in 52 patients, while no complication occurred in 39 patients. We determined that 19 of 92 patients involved in this study died, while 72 were discharged from the hospital.
CONCLUSION: Spinal cord injuries generally result in unfavorable clinical results. Therefore, an appropriate approach (early diagnosis and true treatment) in emergency services has great significance.