AMAÇ: Bu geriye dönük çalışmanın amacı, ateşli silah yaralanmalarında ilk müdahelede geçici vasküler şant (GVŞ) uygulamasının etkilerini irdelemektir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Ekim 2013 ve Mart 2016 tarihleri arasında ateşli silah yaralanması nedeniyle ameliyat edilen 96 hasta çalışmaya alındı. Hastalar; ilk girişim olarak GVŞ uygulanan hastalar (GVŞ grubu, n=24) ve ilk girişim olarak kompresyon, turnike ve ligasyon/klempaj uygulanan hastalar (GVŞ yapılmayan grup, n=72) olmak üzere iki gruba ayrıldı.
BULGULAR: Yaralanma mekanizması karşılaştırıldığında, her iki grup arasında fark yoktu. Aynı şekilde ortalama hematokrit seviyesi, ortalama sistolik kan basıncı, eşlik eden ven ile sinir ve yumuşak doku ve kemik yaralanmaları her iki grupta benzerdi. Tüm ampütasyon oranı %19 idi. Biri GVŞ grubunda, 17’si diğer GVŞ yapılmayan hasta grubunda olmak üzere toplam ampütasyon sayısı 18 idi. Ortalama travmaya uğramış ekstremite skoru (MESS) GVŞ grubunda 6.45 iken GVŞ yapılmayan grupta 7.44 idi. İskemi süresi GVŞ grupta 4.84±1.84 saat iken GVŞ yapılmayan grupta 5.95±1.92 saat idi. MESS ve iskemi süresindeki farklılık istatistiksel olarak anlamlı değerlendirildi.
TARTIŞMA: Geçici vasküler şant kullanımının iskemi süresini kısaltmak ve cerrahi revaskülarizayon için zaman kazandırması bakımından hastalar için faydalı olabileceğini düşünmekteyiz. Sonuç olarak, bu çalışma GVŞ kullanımının yaralanma başlangıcından nihai cerrahi onarımına kadar başarılı bir köprü görevi gördüğünü ve ampütasyon oranını azalttığını göstermektedir.
BACKGROUND: The goal of this retrospective study was to clarify the effect of using temporary vascular shunt (TVS) as a previous intervention.
METHODS: A total of 96 cases with war-related lower extremity arterial injury and surgically treated between October 2013 and March 2016 were included in the study. The patients were divided into two groups: those in which TVS was performed as a previous intervention on admission (TVS group, n=24) and those in which compression, tourniquet, and ligation/clampage were performed as a previous intervention on admission (non-TVS group, n=72).
RESULTS: In comparing injury pattern, there was no difference between the two groups. In addition, mean hematocrit level, mean systolic blood pressure, the incidence of concomitant vein injury, nerve injury, soft tissue damage, and bone injury were similar in both groups. The overall amputation rate was 19%. There were a total of 18 amputations, with 1 (4%) in the TVS group and 17 (24%) in the non-TVS group. The difference on amputation rate was statistically significant. The mean values of the mangled extremity severity score (MESS) were 6.45 in the TVS group and 7.44 in the non-TVS group. The overall mean MESS was 7.1. The duration of ischemia (DoI) was 4.84±1.84 h in the TVS group and 5.95±1.92 h in the non-TVS group. These differences in MESS and DoI were statistically significant.
CONCLUSION: We think that it may be beneficial for patients to consider a TVS to reduce DoI and gain time for surgical revascularization. As a result, the present study demonstrates that the use of TVS may successfully serve as a bridge between initial injury and definitive repair with a reduction in amputation rates.