AMAÇ: Tıbbi uygulama hatası, sağlık hizmetlerinin sunumu sırasında sağlık çalışanlarının ihmal, yanlış uygulama veya uygun tedavi sağlanamaması nedeniyle hastalara verilen zararı ifade eder. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde tıbbi uygulama hatası iddialarına dayalı davalarda kayda değer bir artış gözlemlenmiştir. Özellikle cerrahlar, karmaşık ameliyatların daha yüksek risk taşıması ve komplikasyonlara yol açması nedeniyle daha fazla tıbbi uygulama hatası davasına konu olmaktadır. Çalışmalar, göğüs cerrahisini tıbbi uygulama hatası iddialarının en fazla görüldüğü branşlar arasında üst sıralarda göstermektedir. Göğüs cerrahisinde tıbbi uygulama hatası davalarının nedenlerinin ve dağılımının belirlenmesi, bu tür hataların önlenmesine katkı sağlayacaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışmada, Adli Tıp Kurumu tarafından değerlendirilen göğüs cerrahisi branşına ait toplam 118 tıbbi uygulama hatası iddiası retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Sosyodemografik veriler, tıbbi kayıtlar, şikayetçi olunan diğer sağlık çalışanları, olayın meydana geldiği sağlık kuruluşu ve birimler, ilgili branşlar ve ölüm sebebi kullanılarak analiz edilmiştir.
BULGULAR: 118 vakanın 76’sı (%64.4) erkek, 42’si (%35.6) kadın cinsiyette idi. Vakaların ortalama yaşı 43.2±20.5 olarak saptandı. Tıbbi uygulama hatası iddialarına konu olan sağlık birimlerine göre dağılımda ilk sırada 3. basamak sağlık kuruluşları (%58.5) yer almaktadır. Vakaların 61’inin (%51.7) travma dışı nedenlerle sağlık kuruluşuna başvurduğu ve travma şikayetiyle başvuranlarda en sık nedenin 25 (%43.9) vaka ile trafik kazası olduğu saptandı. Vakaların 11’inde (%9.3) tıbbi uygulama hatası olduğu görülmüştür. Tanı aşamasındaki hatalar 5 (%45.5) vaka ile ilk sıradadır. En sık tanı 29 vaka (%24.6) ile pnömotoraks, en sık yapılan cerrahi müdahale ise 31 vaka (%26.2) ile tüp torakostomidir. Poliklinikte müdahale edilen 3 vakada (%50) tıbbi uygulama hatası olduğu saptanmıştır. Usulsüzlük nedeniyle şikayetçi olunan 3 vakadan 2’sinde (%66.6) tıbbi uygulama hatası tespit edilmiştir. SONUÇ: Bu çalışma, göğüs cerrahisine özgü tıbbi uygulama hatası davalarını analiz eden literatürdeki ilk çalışmadır. Karmaşık prosedürlerin yaygın olduğu branşlar, örneğin göğüs cerrahisi, malpraktis iddialarının yalnızca cerrahi müdahalelerle değil, aynı zamanda tanı ve takip süreçleriyle de ilgili olduğunu göstermektedir. Malpraktis davalarını azaltmak için sağlık çalışanlarına güncel en iyi uygulamalarla ilgili sürekli eğitimlerin verilmesi, uygun dokümantasyonun sağlanması, ortak karar verme süreçlerinin teşvik edilmesi ve göğüs cerrahlarının mesleki ve yasal sorumlulukları konusunda devamlı eğitim almalarının sağlanması gerekmektedir.
BACKGROUND: Medical malpractice refers to harm caused to patients during the delivery of healthcare services due to negligence, misapplication, or failure to provide appropriate treatment by healthcare professionals. In recent years, a notable increase in medical malpractice lawsuits has been observed both nationally and internationally. Surgeons, in particular, are more frequently subject to such lawsuits, as complex surgeries carry a higher risk of adverse effects and complications. Thoracic surgery ranks among the specialties with the highest number of malpractice claims. Understanding the causes and distribution of these lawsuits can contribute to the prevention of malpractice in this field.
METHODS: We retrospectively evaluated 118 cases of alleged medical malpractice in thoracic surgery by the Council of Forensic Medicine. Data collected included sociodemographic characteristics, medical records, other healthcare professionals involved, the institutions and departments in question, relevant specialties, and causes of death, where applicable.
RESULTS: Of the 118 cases, 76 (64.4%) involved male patients and 42 (35.6%) female patients, with a mean age of 43.2±20.5 years. Tertiary healthcare institutions accounted for the majority of allegations (58.5%). Non-traumatic conditions were the reason for admission in 61 cases (51.7%), while traffic accidents were the most common trauma-related cause (25 cases, 43.9%). Medical malpractice was confirmed in 11 cases (9.3%), while six were considered assessable. Diagnostic errors were the most common stage at which malpractice occurred, identified in five cases (45.5%). Pneumothorax was the most frequent diagnosis (29 cases, 24.6%), and tube thoracostomy was the most commonly performed surgical procedure (31 cases, 26.2%). Medical malpractice was identified in 3 out of 6 cases (50%) managed in outpatient clinics. Among the three cases involving procedural misconduct, malpractice was confirmed in two (66.6%).
CONCLUSION: This study is the first in the literature to specifically analyze medical malpractice cases related to thoracic surgery. In specialties where complex procedures are common, such as thoracic surgery, malpractice allegations may arise not only from surgical interventions but also from diagnostic and follow-up processes. To reduce the risk of malpractice lawsuits, it is essential to emphasize continuous education on current best practices, ensure thorough documentation, obtain informed consent, promote shared decision-making, and provide ongoing training for thoracic surgeons in both their professional duties and legal responsibilities.