AMAÇ: Schatzker tip I ve tip II tibia plato kırıklarında tedavi sonuçlarının klinik ve radyolojik olarak değerlendirilmesi ve bu sonuçlara vücut kitle indeksinin (VKİ) etkisinin araştırılması.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışma, Schatzker tip I ve tip II tibia plato kırığı nedeniyle ameliyat edilen 64 olgu (44 erkek [%68.8], 20 kadın [%31.3]; ortalama yaş 21-80; dağılım 45.05±13.47) ile yapıldı. Klinik ve radyolojik sonuçlar Rasmussen skorlarına göre değerlendirildi. Değerlendirme sırasında VKİ saptandı. Obezitenin klinik ve radyolojik sonuçlar üzerindeki etkisi araştırıldı.
BULGULAR: Schatzker tip II olgularda Rasmussen klinik skorları ile yaş arasında ters yönde %48.4 düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunduğu saptandı (p<0.01).
SONUÇ: Tip II kırıklarda obez hastaların klinik ve radyolojik sonuçları normal kilosu olan hastalara göre kötü olarak bulundu. Obezite kısa sürede çözümlenebilecek bir sorun olmadığı için bu gurup hastalarda tedavi başarısını artırmanın, ancak yakın takip ve rehabilitasyonun yeterince yapılması ile mümkün olabileceğini düşünmekteyiz.
BACKGROUND: This study aimed to conduct a clinical and radiological analysis of treatment results in Schatzker type I and type II tibial plateau fractures and investigate the effect of Body Mass Index on these results.
METHODS: A total of 64 patients (44 male [68.8%], 20 female [31.3%]; mean age 21-80; range 45.05±13.47 years) undergoing surgery for Schatzker type I and type II tibial plateau fractures were included into the study. Clinical and radiological results were evaluated according to Rasmussen scores. During evaluation, BMI of the patients was reported. The effects of obesity on these clinical and radiological results were further evaluated.
RESULTS: In Schatzker type II cases, there was an indirect 48.4% statistically significant relation (p<0.01) between Rasmussen Clinical scores and age.
DISCUSSION: In Type II fractures, the results of obese patients were found to be worse when compared to patients with normal weight. While obesity is not a problem which can be overcome in a short time interval, close follow-up and careful rehabilitation are essential to achieve good results in this group of patients.