AMAÇ: İnkarsere ve/veya strangüle inguinal herni tanısı ile başvuran hastaların tedavisi çoğu zaman cerrahidir. Strangülasyon ve nekroz mevcut ise laparotomi ihtiyacı doğar ve buna bağlı morbidite riskinde artış olabilir. Günümüzde ameliyat öncesinde bağırsakta iskemi ve nekroz olup olmadığını net olarak saptamak mümkün değildir. Bu çalışmada, thiol/disülfid hemostazı, delta nötrofil indeks (DNİ) ve iskemi modifiye albumin (İMA) para-metrelerinin inkarsere ve strangüle herni olgularında klinik etkinliğini araştırmayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: Nisan 2021- Kasım 2021 yıllarında genel cerrahi polikliniğine inguinal herni nedeniyle ve acil servise inkarsere ve/veya stran-güle herni ön tanısı ile başvuran hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastalar dört gruba ayrıldı; inguinal herni nedeniyle elektif onarım yapılan hastalar (Grup 1), inkarsere herni nedeniyle operasyon yapılmadan gözlemlenen hastalar (Grup 2), inkarserasyon nedeni ile bağırsak rezeksiyonu yapılmadan fıtık onarımı yapılan hastalar (Grup 3) ve strangülasyon nedeni ile bağırsak rezeksiyonu uygulanan hastalar (Grup 4) şeklinde gruplandırıldı. Ek olarak Grup 1'de olan hastalar kontrol grubu, Grup 2, 3 ve Grup 4'de olan hastalar inkarsere/strangüle herni grubu olarak tanımlandı. Hastaların demogra-fik verileri, yatış süresi, vücut kitle indeksi (VKİ), ek hastalıkları, öykü ve fizik muayene bulguları, radyolojik tetkikleri, uygulanan tedavi, WBC (White blood cells), laktat, DNİ, thiol-disülfid ve İMA parametreleri değerlendirildi.
BULGULAR: İnkarsere/strangüle grubundaki WBC, disülfid/native thiol, disülfid/total thiol ve İMA değerleri kontrol grubuna göre daha yüksek iken, kontrol grubundaki native thiol, total thiol değerleri inkarsere/strangüle grubuna göre daha yüksek olarak izlendi (p<0,05). Laktat bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamakta iken (p>0.05), Grup 4 hastalarda WBC ortalaması Grup 1’e göre, bağırsak rezeksiyonu ve anastomoz yapılanlarda DNİ ortalaması ise takiple taburcu edilen gruba göre daha yüksek olarak izlendi (p<0.05).
SONUÇ: İnkarsere/strangüle herni olgularında, thiol disülfid hemostazı, İMA ve DNİ paremetrelerinin ameliyat öncesinde değerlendirilmesinin; intraoperatif olarak karşılaşılabilecek zorlukları ve hastaya uygulanacak olan cerrahi işlemi önceden tahmin etmede etkin ve kolay uygulanabilir bir yöntem olabileceği düşüncesindeyiz.
BACKGROUND: The treatment of patients presenting with the diagnosis of incarcerated and/or strangulated inguinal hernia is mostly surgery. If strangulation and necrosis are present, the need for laparotomy arises, which may increase the risk of morbidity. Currently, it is not possible to clearly determine whether there is bowel ischemia and necrosis before surgery. In this study, we aimed to investigate the clinical efficacy of the thiol–disulfide homeostasis, delta neutrophil index (DNI), and ischemia-modified albumin (IMA) parameters in incarcerated and strangulated hernia cases.
METHODS: Patients that presented to the general surgery outpatient clinic due to inguinal hernia or to the emergency department of the hospital with a preliminary diagnosis of incarcerated and/or strangulated hernia in April 2021-November 2021 were included in the study. The patients were divided into the following four groups: patients that underwent elective repair for inguinal hernia (Group 1), those who were followed up without surgery due to incarcerated hernia (Group 2), those who underwent hernia repair without bowel resection due to incarceration (Group 3), and those who underwent bowel resection due to strangulation (Group 4). Group 1 was defined as the control group, while Groups 2, 3, and Group 4 were evaluated as the incarcerated/strangulated hernia group. The demographic data of the patients, length of hospital stay, body mass index, comorbidities, medical history and physical examina-tion findings, radiological examinations, treatments applied, white blood cell (WBC) count, lactate, and DNI, thiol–disulfide and IMA parameters were evaluated.
RESULTS: The WBC count, disulfide/native thiol, disulfide/total thiol, and IMA values were significantly higher in the incarcerated/strangulated hernia group than in the control group, while the native thiol and total thiol values were higher in the latter than in the former (P<0.05). There was no statistically significant difference between the groups in terms of lactate (P>0.05), but the mean WBC count was higher in Group 4 compared to Group 1, and the mean DNI was significantly higher among the patients who underwent bowel resection and anastomosis than in those that were followed up and discharged (P<0.05).
CONCLUSION: We consider that the preoperative evaluation of the thiol–disulfide homeostasis, IMA, and DNI parameters in incarcerated/strangulated hernia cases can be an effective and easily applicable method in predicting difficulties that may be encountered intraoperatively and the surgical procedure to be applied to the patient.