AMAÇ: Transorbital intrakraniyal penetran travmayı takiben gelişen serebrovasküler travma (TIPVT) nadirdir. Bu olgularda ilk muayene tablosunun göreceli olarak hafif olması altta yatan ve yaşamsal tehlikesi olan vasküler travmayı maskeleyebilir. Bu çalışmada amacımız, TIPVT olgularını ve endovasküler tedavi sonuçlarımızı incelemektir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Subakut veya kronik fazda anjiyografik olarak dokümente edilmiş altı TIPVT olgusu geriye dönük olarak incelendi. Altı hastanın beşinde endovasküler tedavi uygulandı, bir olguda endovasküler tedavi denendi ancak konservatif tedavi kararı verildi.
BULGULAR: Tam görme kaybı ve hafif inme sonrası tedaviye alınan bir hasta haricinde hiçbir hastada nörolojik kayıp izlenmedi. İki olguda karotikokavernöz fistül, üç olguda anterior serebral, orta serebral ve kavernöz karotis arter anevrizmaları, bir olguda tromboze kavernöz sinüs içinde koalisyon gösteren kavernöz anevrizmalar izlendi. Fistüller kaplı stentlerle, anevrizmalar parent arter oklüzyonu veya akım yönlendiricilerle tedavi edildi. Tüm hastalarda komplikasyonsuz bir iyileşme süreci izlendi.
TARTIŞMA: TIPVT olguları hafif görünen yanıltıcı başvuru tablosundan sonra geç dönemde kendisini gösterebilir. Bu olguların atlanmaması için en küçük şüphede vasküler görüntüleme yapılmalıdır. Transkateter anjiyografik teknikler, TIPVT olgularının teşhisine olduğu gibi iyi sonuçlarla tedavisine de olanak sağlamaktadır.
BACKGROUND: Cerebrovascular trauma secondary to transorbital intracranial penetrating injury (TIPVI) is rare. Relatively benign initial presentation may mask the underlying life-threatening vascular injury in transorbital intracranial penetrations. The aim of this study was to evaluate clinical features and endovascular treatment of TIPVI.
METHODS: Six patients with angiographic documentation of TIPVI in subacute/chronic phase were reviewed retrospectively. Five were treated endovascularly; however endovascular treatment was aborted in one and conservative management was pursued.
RESULTS: Except for one case presenting with vision loss and mild stroke, no significant neurologic deficit was present. Vascular lesions included two cases of carotid-cavernous fistulas, three traumatic aneurysms of cavernous carotid, anterior and middle cerebral arteries and a unique case of coalescing cavernous aneurysms following a through-and-through injury in which the aneurysms united within the thrombosed cavernous sinus on follow up. Fistulas were treated with covered stents, aneurysms with parent artery occlusion or flow diverters. All patients had uneventful recoveries.
CONCLUSION: TIPVI may present in a delayed fashion after a seemingly benign presentation. A high index of suspicion is critical to rule out TIPVI with vascular imaging. Transcatheter angiographic techniques allow for both diagnosis and treatment of TIPVI with favorable results.