AMAÇ: Depremler, genellikle şiddetli yaralanmalara ve travmatik durumlara neden olabilen doğal afetlerdir. Bu yaralanmalar arasında ezilme yaralanmaları, kırıklar, doku hasarı ve kan dolaşımı problemleri bulunabilir. Hiperbarik oksijen tedavisi (HBOT), bu tür şiddetli yaralanmalara maruz kalan bireylerde son zamanlarda sıklıkla kullanılan bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. HBOT, hastaya yüksek basınç altında saf oksijen verilmesini içeren bir tedavi şeklidir. Bu tedavi, hücresel oksijenlenmeyi artırarak doku iyileşmesini teşvik etmeyi amaçlar. Deprem sonrası şiddetli yaralanmalarda, özellikle ezilme yaralanmalarında, doku iyileşmesini hızlandırma, iltihap azaltma ve enfeksiyon kontrolü gibi faktörlerde olumlu etkileri olabileceği düşünülmektedir. 06.02.2023'teki Kahramanmaraş depreminin ardından şiddetli yaralanmalara maruz kalan 35 hastanın hiperbarik oksijen tedavisi sonuçlarını inceleyerek, tedavinin klinik etkilerini, iyileşme sürecini ve potansiyel avantajlarını retrospektif olarak değerlendirmek ve acil durum müdahale stratejilerini geliştirmeye katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu çalışma etik kurul onayı alındıktan sonra gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, depremzede olarak başvurusu alınan ve depreme bağlı şiddetli yaralanması nedeniyle Hiperbarik Oksijen Tedavi Ünitesinde tedavi gören Mess Skoru 7-14 arasında olan hastaların verileri, geçmiş kayıtlardan elde edilmiş ve geriye dönük olarak incelenmiştir. Demografik bilgiler, hasta verilerinin genel dağılımı, ortalama değerleri, Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT) seans sayıları ve fonksiyonel sonuçlar, kayıt altına alınmıştır.
BULGULAR: Hiperbarik Oksijen tedavisine alınan 35 hastanın cinsiyet dağılımında %31.4'ü erkek, %68.6'sı kadındı. Yaş dağılımına göre, hastaların %45.7'si 18 yaş ve altında, %54.3'ü ise 19 yaş ve üstündeydi. Hastaların yaş ortalaması 25 olup, yaş dağılımı, minimum 1 ve maksimum 85 arasında değişmekteydi. Tedavi edilen hastalarda en sık yaralanmalar alt ekstremitelerde gözlemlendi, özellikle sol alt ve sağ alt ekstremite etkilendi. Hiperbarik Oksijen tedavisi sonrasında, hastaların çoğunda his geri kazanımı (%54.3) ve fonksiyonel geri kazanım (%51.4) elde edildi. HBOT öncesi ve sonrası amputasyon oranları incelendiğinde, HBOT öncesi minör amputasyon oranı %14.3, majör amputasyon oranı %11.4 iken, HBOT sonrası minör amputasyon oranı %20.0 ve majör amputasyon oranı %11.4 olarak belirlendi.
SONUÇ: Bu çalışma, depremde şiddetli yaralanmaları olan hastalarda Hiperbarik Oksijen Tedavisi'nin (HBOT) olası etkilerini değerlendirdi ve elde edilen bulgular, HBOT'un bu özel hasta grubunda his geri kazanımı, fonksiyonel iyileşme, minör amputasyon oranları ve enkaz altında geçirilen süre gibi kritik faktörler üzerinde olumlu etkiler sağlayabileceğini göstermiştir.
BACKGROUND: Earthquakes are natural disasters that can often cause severe injuries and traumatic situations. These injuries can include crush injuries, fractures, tissue damage, and blood circulation problems. Hyperbaric oxygen therapy (HBOT) has recently become a frequently used treatment modality for individuals suffering from severe injuries. HBOT is a form of treatment that involves administering pure oxygen to the patient under high pressure. This treatment aims to promote tissue healing by increasing cellular oxygenation. It is thought to have a positive effect on factors such as accelerating tissue healing, reducing inflammation, and controlling infection in severe post-earthquake injuries, particularly crush injuries. This study aimed to retrospectively evaluate the clinical effects, contributions to the healing process, and potential advantages of HBOT in 35 patients with severe injuries after the Kahramanmaraş earthquake that occurred on 06.02.2023 and to contribute to the development of emergency intervention strategies.
METHODS: This study was carried out after ethics committee approval. In the study, the data of patients with a MESS Score between 7-14 who were admitted as earthquake victims and treated in the HBOT Unit due to severe earthquake-related injuries were obtained from records and retrospectively analyzed. Demographic information, general distribution of patient data, mean values, number of HBOT sessions, and functional outcomes were recorded.
RESULTS: The gender distribution of the 35 patients who received HBOT was 31.4% male and 68.6% female. 45.7% of patients were aged 18 years or younger, and 54.3% were aged 19 years or older. The most common injuries in the treated patients were observed in the lower extremities. After HBOT, sensory recovery (54.3%) and functional recovery (51.4%) were achieved in the majority of patients. The minor amputation rate was 20.0% and the major amputation rate was 11.4% after HBOT.
CONCLUSION: This study evaluated the possible effects of HBOT on patients with severe earthquake injuries in Türkiye, and the results showed that HBOT may have a beneficial effect on critical factors such as sensory recovery, functional recovery, and amputation rates in this particular group of patients, and that this benefit may be more pronounced in those who started treatment early.