Hızlı Arama
Deprem sırasında gebe hastaların obstetrik bakımdan yönetimi
Gülsüm Uysal1, Fikriye Işıl Adıgüzel1, Ghaith Hejazi2, Neşe Yücel11Sağlık ve Bilim Üniversitesi Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Adana-Türkiye2Bingöl Devlet Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, Bingöl-Türkiye
AMAÇ: Son dönemde yaşanan ve hatta "yüzyılın felaketi" olarak anılan Kahramanmaraş Depremi, 6 Şubat 2023'te meydana gelmiş, 7.7 büyüklüğündeki depremin ardından 10 ilde çok sayıda yıkım ve kayıp meydana gelmiştir. Amacımız deprem sonrası hastanemiz kadın hastalıkları ve doğum acil servisine başvuran canlı gebe hastalarda uyguladığımız cerrahi ve radyolojik algoritmayı sonuçları analiz ederek paylaşmaktır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu retrospektif gözlemsel bir çalışmadır. Araştırmaya, 6 Şubat-6 Mart 2023 tarihleri arasında Adana ilinde bulunan üçüncü basamak eğitim ve araştırma hastanesinin kadın hastalıkları ve doğum acil servislerine başvuran ve/veya sevk edilen, depremden etkilenen (yatırılarak takip edilen) hamile hastalar alındı. Hastaların başvuru şikayetleri, travma bulguları, ameliyat detayları ve obstetrik sonuçlar kaydedildi.
BULGULAR: 58 depremzede hamile hasta vardı. Ortalama gebelik haftası yaşı 22.24±10.59 haftaydı. En sık saptanan obstetrik şikayet pelvik ağrı veya kasılma (%36.3) idi. Depremzedelerin 11'inin 2'si vajinal, 9'u sezaryenle doğum yaptı. Doğum sırasındaki ortalama gebelik yaşı 32.81 haftaydı. Üç hastaya küretaj yapılırken, sadece 1 hastaya histerotomi uygulandı. 6 canlı doğum, 5 ölü doğum gerçekleşti. İlk değerlendirme sonucu sezaryen kararı verilen gebelerde midline kesi uygulanmış, bebeğin doğumu ve uterusun kapatılmasının ardından batın içi organlar kontrol edilmiş olası pelvik ve diğer fraktürler için intraoperative skopi cihazı ile kontrol edilmiştir. Gerekli durum halinde genel cerrahi ve ortopedi bölümleri ile hasta konsülte edilmiştir ve durumuna göre servis yada yoğunbakıma gönderilmiştir.
SONUÇ: Ultrasonografi gebelerde acil durumlarda hızla kullanılan ana yöntem haline gelmiştir. Radyolojik değerlendirme imkanı olmayan ve hızlı karar vermek zorunda kalan depremzedeler için önerilen cerrahi adımlar özellikle midline kesi ve değerlendirmeler (doğum sonrası intraoperatif skopi cihazı ile değerlendirme) hem bebek hem de anne için hayat kurtarıcı olabilir.
Obstetric management of pregnant patients during an earthquake
Gülsüm Uysal1, Fikriye Işıl Adıgüzel1, Ghaith Hejazi2, Neşe Yücel11Department of Obstetrics and Gynecology, University of Health and Science Adana City Training and Research Hospital, Adana-Türkiye2Department of Obstetrics and Gynecology, Bingöl State Hospital, Bingöl-Türkiye
BACKGROUND: The Kahramanmaraş Earthquake, often referred to as the "disaster of the century," occurred on February 6, 2023. Following the 7.7 magnitude earthquake, extensive destruction and significant loss of life occurred across 10 provinces. This study aims to analyze the outcomes and share the surgical and radiologic algorithm applied to live, trauma-affected pregnant patients who were referred to the obstetrics and gynecology emergency department of our hospital following the earthquake.
METHODS: This is a retrospective observational study. The study included pregnant patients affected by the earthquake who were admitted to and/or referred to the obstetrics and gynecology emergency department of a tertiary hospital between February 6 and March 6, 2023. Demographic data, trauma-related findings, surgical details, and obstetric outcomes were recorded.
RESULTS: A total of 58 pregnant earthquake victims were evaluated. The mean gestational age was 22.24±10.59 weeks. The most common obstetric complaint was pelvic pain or contractions (36.3%). Eleven patients gave birth, two via vaginal delivery and nine via cesarean section. The mean gestational age at delivery was 32.81 weeks. Curettage was performed in three patients, and hysterotomy in one patient. There were six live births and five stillbirths. In patients undergoing cesarean section, a midline incision was made. After delivery, the uterus was sutured, and intra-abdominal organs were evaluated. In cases of pelvic or other fractures, intraoperative scope devices were used. When necessary, patients were consulted by general surgery and orthopedics departments and were transferred to either the ward or the intensive care unit, depending on their clinical condition.
CONCLUSION: Ultrasound has become the primary diagnostic tool for emergency evaluation in pregnant women. For earthquake victims who lack access to radiological assessment and require rapid clinical decisions, the recommended surgical approaches, particularly midline incisions, and intraoperative evaluations (such as the use of intraoperative scope after delivery) can be life-saving for both the baby and the mother.
Makale Dili: İngilizce