AMAÇ: Literatürde, deplase mediyal epikondil kırıklarının cerrahi tedavisinde hangi tip tespit materyalinin kullanılacağına karar vermenin ardında yatan gerekçe yeterince araştırılmamıştır. Çalışmamızda, deplase mediyal epikondil kırığı olan çocuklarda Kirschner teli (K-teli) veya kanüllü vida ile internal tespitin uzun dönem klinik ve radyografik sonuçlarını karşılaştırıldı.
GEREÇ VE YÖNTEM: 5 mm’den daha fazla yer değiştirmiş mediyal epikondil kırıkları için cerrahi tedavi uygulanmış toplam 42 çocuk iki gruba ayrıldı. Grup A, K-telleri ile internal tespit uygulanmış 22 çocuk içerirken, grup B kanüllü vida ile tespit uygulanmış 20 çocuktan oluşuyordu. Ortalama yaş grup A’da 9 yıl (ortanca, 10.5; aralık, 6–14) iken, grup B’de 15 yıldı (16, 10–17). Toplam takip süresi 10 (ortanca, 10; aralık, 5–15) yıl olarak hesaplandı. Hastaların klinik sonuçlarını değerlendirmek için, son takipteki dirsek hareket açıklığına (ROM) ek olarak Mayo Dirsek Performans Skorları (MEPS) kullanıldı. Radyografik değerlendirme sırasında, son takip radyografileri üzerinde epikondil kırığına ikincil olası deformiteler incelendi.
BULGULAR: Ortalama MEPS, A ve B gruplarında sırasıyla 95 (ortanca, 95; aralık, 85–100) ve 93 (94, 85–100) olarak tespit edildi (p=0.18). ROM’da anlamlı bir fark gözlenmedi (p=0.43). Radyografik incelemede her gruptan birer hasta fibröz kaynama saptanırken, her gruptan birer hastada hipoplazi mevcuttu. Deformite ve tespit tipi arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p=0.34, χ2 testi).
TARTIŞMA: Deplase mediyal epikondil kırıklarının cerrahi tedavisinde, iskelet olgunluğuna yakın çocuklar için vida ile tespit, daha küçük çocuklar için iki adet K-teli ile internal tespit düşük morbidite ve radyografik deformite oranları ile uzun süreli takiplerde olumlu klinik ve radyolojik sonuçlar sağlayabilir.
BACKGROUND: The rationale behind the decision-making on which type of fixation to use in displaced medial epicondyle fractures is not well elucidated. This study aims to compare the long-term clinical and radiographic outcomes of internal fixation with either Kirschner wires (K-wires) or cannulated screws in children with displaced medial epicondyle fractures.
METHODS: In this study, 42 consecutive children who underwent surgical treatment for medial epicondyle fractures displaced more than 5 mm were categorized into two groups as follows: group A, 22 children undergoing fixation with K-wires and group B, 20 children undergoing fixation with a screw. The mean age was nine (median, 10.5; range, 6–14) years in group A and 15 (16, 10–17) in group B. The overall follow-up was 10 (median, 10; range, 5–15) years. To assess patients’ clinical outcomes, the Mayo Elbow Performance Scores (MEPS) were used in addition to the elbow range of motion (ROM) at the last follow-up. During the radiographic assessment, possible deformities secondary to the epicondyle fracture were examined on final follow-up radiographs.
RESULTS: The main MEPS were 95 (median, 95; range, 85–100) and 93 (94, 85–100) in groups A and B, respectively (p=0.18). In ROM, no significant differences were observed (p=0.43). In the radiographic assessment, one patient from each group developed a fibrous union, and one from each group had hypoplasia. There was no significant relationship between the deformity and fixation type (p=0.34, χ2 test).
CONCLUSION: Two smooth K-wires for younger children and screw fixation for children near skeletal maturity may provide favorable clinical and radiological outcomes at long-term follow-up, with low morbidity and radiographic deformity.