AMAÇ: Bu çalışmada izole radius diafiz kırığı nedeniyle yeni dizayn intramedüller radius çivi tedavisi uyguladığımız erişkin hastalarda intramedüller çivi tedavisinin etkinliğini, fonksiyonel ve kozmetik sonuçlarını değerlendirmeyi amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: İzole deplase radius diafiz kırığı nedeniyle intramedüller çivi tedavisi uygulanan17 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. Çalışmaya kapalı izole radius diafiz kırığı olan hastalar dahil edildi. Tüm hastalara kapalı yöntemle tespit uygulandı. Hastaların son kontrollerinde gonyometre ile önkol ve dirsek hareket açıları ölçüldü. Hidrolik el dinamometresi ile sağlam ve tedavi edilen önkollar için kavrama gücü ölçüldü. Önkol direkt grafide maksimum radial eğim ve lokalizasyonları sağlam ve tedavi edilen ekstremiteler için ayrı ayrı ölçüldü. Kaynama ve fonksiyonel sonuçların değerlendirilmesi Grace-Eversman kriterleri ve Disabilities of the Arm, Shoulder and Hand (DASH) scoreanketine göre yapıldı.
BULGULAR: İzole radius diafiz kırığı olan 17 erişkin hasta değerlendirmeye alındı. Hastaların 11’i (%64.7) erkek, altısı (%35.3) kadındı. Yaş ortalaması 35.76 (23–61) idi. On bir (%64.7) hastada sağ, altı (%35.3) hastada sol tarafta kırık vardı. Ortalama kaynama süresi 10.2 (8–20) hafta olarak değerlendirildi. Ortalama supinasyon 75.35 (67–80) derece, pronasyon 85.18 (74–90) derece idi. Grace-Eversman değerlendirme kriterlerine göre 16 (%94) olguda mükemmel bir (%6) olguda iyi sonuç elde edildi. Hastaların DASH ortalaması 12.58 (3.3–32.5) olarak değerlendirildi.
TARTIŞMA: Erişkin deplase radius diafiz kırıklarının cerrahi tedavisinde altın standart tedavi yöntemi plak vida osteosentezidir. Ancak fonksiyonel sonuçlarının çok iyi olması ve plak vida osteosentezine benzer kaynama oranları nedeniyle intramedüller çivi tedavisinin izole radius diafiz kırıklarında alternatif bir tedavi yöntemi olarak kullanılabileceğini düşünüyoruz.
BACKGROUND: The aim of the present study was to evaluate functional and cosmetic outcomes of adult patients who underwent intramedullary nailing with newly designed intramedullary radius nails for isolated radius diaphyseal fractures.
METHODS: Seventeen adult patients who had undergone intramedullary nailing for radius diaphyseal fractures were retrospectively evaluated. Patients with isolated radius diaphyseal closed fractures were included. Closed reduction was achieved in all patients. Wrist and elbow ranges of movement were calculated at final follow-up. Grip strength was calculated using a hydraulic hand dynamometer. Maximum radial bowing (MRB) and maximum radial bowing localization (MRBL) were calculated for treated and uninjured arms. Functional evaluation was performed using Grace-Eversman evaluation criteria and Disabilities of the Arm, Shoulder, and Hand (DASH) questionnaire score.
RESULTS: Of the 17 patients with isolated radius diaphyseal fractures evaluated, 11 (64.7%) were male and 6 (35.3%) were female, with a mean age of 35.76 years (range: 23–61 years). Fractures were right-sided in 11 (64.7%) and left-sided in 6 (35.3%) patients. Mean time to bone union was 10.2 weeks (range: 8–20 weeks). Mean supination was 75.35º (range: 67º–80º), pronation was 85.18º (range: 74º–90º). According to Grace-Eversman evaluation criteria, results were excellent in 16 (94%) and good in 1 (6%) patient. Mean DASH score was 12.58 (3.3–32.5).
CONCLUSION: The gold-standard treatment of adult isolated radius diaphyseal fractures is plate and screw osteosynthesis. However, intramedullary nailing of isolated radius fractures is a good alternative treatment method, with excellent functional results and union rates similar to those of plate and screw osteosynthesis.