AMAÇ
İntramedüller çivileme uygulanan erişkin femur diafiz kırıklı olgularda ekstremite uzunluk eşitsizliği (EUE) geriye dönük olarak değerlendirildi.
GEREÇ VE YÖNTEM
Altmış üç hasta (58 erkek, 5 kadın; ort. yaş 29,9±12,4; dağılım 15-77) çalışma grubunu oluşturdu. Kırıklar Winquist-Hansen (W) ve AO sınıflamalarına göre tanımlandı. 16 W0, 18 WI, 16 WII, 7 WIII, 6 WIV ve 35 tip A, 22 tip B, 6 tip C kırık tedavi edildi. Olguların 30’una konvansiyonel, 18’ine distal kilitli, 12’sine statik ve 3’üne proksimal kilitli çivileme uygulandı. Ekstremite uzunluk eşitsizliği fiziksel inceleme ve ortoröntgenografi ile değerlendirildi.
BULGULAR
Ortalama izlem süresi 90,2±29,9 (dağılım 39-193) ay, ortalama EUE ortoröntgenografi ile 12,3±15,2 [12-(-60)] mm, fiziksel inceleme ile 12,9±13,7 [10-(-60)] mm bulundu. Yalnız yedi olguda EUE saptanmadı. 10 mm’den fazla uzunluk eşitsizliği tespit edilen 28 femurda 27 kısalık ve 1 uzunluk vardı (%44,4). Açık ve kapalı kırıklar (r=0,02, p=0,86), politravma (r= -0,09, p=0,47) ve geç cerrahiye alınma süresi (p=0,31) ile uzunluk eşitsizliği arasında anlamlı ilişki saptanmadı. Bununla birlikte, parçalı kırıklar (WIII, IV) (r=0,33, p=0,007) ile anlamlı ilişki saptandı.
SONUÇ
İntramedüller çivileme uygulanan erişkin femur diafiz kırıklı olgularda EUE yüksek oranda görülebilmektedir. Özellikle parçalı (WIII, IV) femur diafiz kırıklarında mutlak kemik uzunluğunun sağlanmasından sonra yapılacak statik intramedüller çivileme uygulaması bu sorunun önüne geçebilir.
BACKGROUND
To evaluate the leg length discrepancy (LLD) retrospectively in adult femoral shaft fractures treated with intramedullary nailing (IMN).
METHODS
Sixty-three patients (58 male, 5 female; mean age 29.9±12.4; range 15 to 77 years) were included in the study. Fractures were identified according to the Winquist-Hansen (W) system and AO classification. 16 W0, 18 WI, 16 WII, 7 WIII, and 6 WIV fractures and 35 type A, 22 type B, and 6 type C fractures were repaired. Thirty-one (49.2%) patients had multiple injuries. Fourteen patients sustained an open fracture. LLDs were measured on physical examination and using orthoroentgenography.
RESULTS
The mean follow-up was 90.2±29.9 (39-193) months. The mean LLD was 12.3±15.2 [12-(-60)] mm using orthoroentgenography and 12.9±13.7 [10-(-60)] mm according to manual measurement. In seven cases, no LLD was observed. Twenty-seven shortenings and one lengthening were observed in the 28 femurs with a discrepancy greater than 10 mm (44.4%). There was no statistical correlation between LLD and open or closed fracture (r=0.02, p=0.86), polytrauma (r=-0.09, p=0.47), or delayed surgery (p=0.31), but there was a tendency to a greater discrepancy in comminuted fractures (WIII, IV) (r=0.33, p=0.007).
CONCLUSION
LLD may be seen in high rates in adult femoral shaft fracture cases treated with IMN. Static IMN following absolute restoration of the length may prevent this problem in femoral diaphysis fractures, especially comminuted WIII and IV types.