p-ISSN: 1306-696x | e-ISSN: 1307-7945
Cilt : 18 Sayı : 6 Yıl : 2025

Hızlı Arama

Scopus CiteScore SCImago Journal & Country Rank
Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Dergisi - Ulus Travma Acil Cerrahi Derg: 18 (6)
Cilt: 18  Sayı: 6 - Kasım 2012
DENEYSEL ÇALIŞMA
1. 
Sıçan Omurilik Yaralanma Modelinde Aged Garlic Extract’ın Etkileri
Effects of the aged garlic extract in spinal cord injury in the rat
Berker Cemil, Emre Cemal Gokce, Husamettin Erdamar, Ayca Karabork, Ozlem Onur, Aylin Heper Okcu, Ramazan Yigitoglu, Bulent Erdogan
PMID: 23588902  doi: 10.5505/tjtes.2012.84829  Sayfalar 463 - 468
Amaç: Aged garlic extract (AGE) serebral iskemide nöroprotectif etkileri gösterilmiş güçlü bir antioksidan ajandır. Ancak garlic extract’ın omurilik yaralanmasında potansiyel koruyucu etkileri halen bilinmemektedir.
Gereç ve yöntem: Wistar cinsi 19 yetişkin erkek sıçana klip kompresyon metodu ile omurilik travması uygulandı. Hayvanlar üç gruba ayrıldı. Travmadan 15 gün once sıçanlara gavajla oral yolla 250 mg/kg’a AGE suda çözülerek verildi. Omurilik yaralanması sonrası AGE verilen gruptaki sıçanların malondialdehyde (MDA) ve superoxide dismutase (SOD) seviyeleri, kontrol grubundaki ve sadece omurilik travması uygulanan gruptaki sıçanlarla karşılaştırıldı. Hayvanlar travma sonrası 24.saatte eğik düzlemde değerlendirildi. Deney sonrası omurilik doku örnekleri patolojik incelemeye gönderildi.
Bulgular: Dokulardaki MDA ve SOD seviyeleri incelendiğinde, AGE verilmiş ve omurilik travması uygulanmış gruptaki sıçanlarda, sadece omurilik travması uygulanmış sıçanlara göre azalmış MDA ve artmış SOD seviyeleri saptandı. Bununla birlikte sonuçlar kontrol grubundakilere göre daha iyi değildi. AGE grubun patolojik bulguları omurilik yaralanması grubuna göre daha iyiydi. Aynı zamanda fonksiyonel değerlendirme bulguları benzer sonuçlar gösteriyordu.
Sonuç: AGE, omurilik yaralanmasında koruyucu etkiler göstermiştir. AGE’ın etkinliği ile ilgili daha ileri ve farklı deneysel çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

KLINIK ÇALIŞMA
2. 
Kafa travması ile acil servise getirilen çocuklarda sonuç öngörüsü: FOUR skoru ve GKS karşılaştırılması
Predicting the outcome of children with head trauma: Comparison of FOUR score and GCS
Fatih Büyükcam, Ural Kaya, Muhamed Evvah Karakılıç, Umut Yücel Çavuş, Feruza Turan Sönmez, Öner Odabaş
PMID: 23588903  doi: 10.5505/tjtes.2012.23169  Sayfalar 469 - 473
Amaç: Glasgow Koma Skalası'nın (GKS) özellikle sözel değerlendirmede kısıtlılıkları bulunduğundan birçok değişik skorlama sistemleri ortaya çıkmış ve bunlar GKS ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada acil servise kafa travması ile getirilen çocuk hastalarda Full Outline of Unresponsiveness (FOUR) skorunun GKS skorundan daha iyi morbidite ve mortalite öngörüsünün olup olmadığı araştırıldı.
Gereç ve Yöntem: 2-17 yaş arasında bilinç değişikliği ile acil servise getirilen kafa travmalı çocuk hastalar çalışmaya alındı. Hastane içi mortalite, üç günden fazla hastanede yatış, taburculukta ve üç ay sonraki Glasgow Sonuç Skoru (GOS) değerleri primer sonuç ölçümleri olarak alındı.
Bulgular: Toplamda 100 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların ortanca yaşı 6 ve %69'u erkekti. Hastane içi mortalite oranı %10'du. Hastane içi mortalite öngörüsünde FOUR skoru için eşik değer 9, GKS için 7 idi. GKS ve FOUR skoru; hastane içi mortalite, taburculukta ve üç ay sonraki kötü GOS öngörüsünde benzer değerlere sahipti.
Sonuç: FOUR skorunun kafa travmalı çocuk hastalarda, morbidite ve mortalite öngörüsünde GKS''ye göre belirgin bir avantaj sağlamadığı gözlemlendi.

3. 
Clinical value of Leukocyte counts in evaluation of patients with suspected appendicitis in emergency department
Mohammad Zikrullah Tamanna, Uzma Eram, Turki Mohsen Al Harbi, Saleh Awad Alrashdi, Shafkat Ullah Khateeb, Saleem Ahmed Aladhrain, Abdul Muthalib Hussain
PMID: 23588904  doi: 10.5505/tjtes.2012.83652  Sayfalar 474 - 478

4. 
Does preservation of active range of motion after acute elbow injury rule out the need for the radiography?
Hassan Amiri, Samad Shams Vahdati, Sanaz Fekri, Shayan Abdollah Zadegan, Hamid Shokoohi, Vafa Rahimi-movaghar
PMID: 23588905  doi: 10.5505/tjtes.2012.26790  Sayfalar 479 - 482

5. 
The Natural Logarithm Transforms the Abbreviated Injury Scale That Improves Accuracy Scoring
Xu Wang, Xiaoming Gu, Zhiliang Zhang, Fang Qiu, Keming Zhang
PMID: 23588906  doi: 10.5505/tjtes.2012.08522  Sayfalar 483 - 489

6. 
Major Thoracic Vessels and Cardiac Trauma: Case Series from a centre in a developing country
Saulat H Fatimi, Hashim M Hanif, Anum Awais, Ghina Shamsi, Marium Muzaffar
PMID: 23588907  doi: 10.5505/tjtes.2012.39225  Sayfalar 490 - 494

7. 
Tibia alt uç büyüme plağı yaralanmalarında klinik ve radyolojik sonuçlar
Clinical and radiological results in distal tibial physeal injuries
Mustafa Can Taşkıran, Ali Turgut, Önder Kalenderer, Haluk Ağuş
PMID: 23588908  doi: 10.5505/tjtes.2012.46548  Sayfalar 495 - 500
Amaç: Bu çalışmada tibia alt uç büyüme plağı yaralanması sebebiyle cerrahi tedavi edilen çocuklarda yaralanmanın dağılımı incelenerek klinik ve radyolojik sonuçlar değerlendirilmiştir.
Gereç ve yöntem: 26’sı kız, 33’ü erkek olan toplam 59 olgu retrospektif olarak değerlendirildi. Büyüme plağı kırıkları Salter-Harris’ sınıflamasına göre sınıflandırıldı; kırıkların 4’ü tip I, 22’si tip II, 29’u tip III ve 4’ü tip IV idi. 29 hastaya kapalı, 30 hastaya açık redüksiyon ve internal tespit uygulandı. Kırık anında ortalama hasta yaşı 10,9 (6-14) idi. Hastalar AOFAS sistemine göre değerlendirildi.
Bulgular: Hastalar ortalama 3,8 saat (3-72) içinde ameliyata alındı. Tespitte 50 hastada yalnızca K teli, 6 hastada sadece vida, 3 hastada da K teli ve vida birlikte kullanıldı. İzlem süresi ortalama 71,7 ay (12-149) idi. Hiçbir hastada erken fizis kapanması, ekstremite kısalığı, açısal deformite oluşumu, enfeksiyon, kaynamama, osteonekroz gibi komplikasyonlar ile karşılaşılmadı. Son kontrollerinde AOFAS skoru ortalama 86,6 (65-100) olarak saptandı.
Sonuç: Ayak bileği epifiz kırıklarında, erken müdahale ile en fazla iki kez redüksiyon manevrası kullanılarak yeterli redüksiyon ve stabil tespit sağlanması halinde başarılı sonuçlar elde edilebilir ve komplikasyonlar en aza indirilebilir.

8. 
İzole kafa travmalı olgularda enfeksiyon: risk etkenleri ve tedavi maliyeti üzerine etkisi
Infection in the patients with isolated head injury: risk factors and the impact on treatment cost
Alp Arslan, Barış Birgili, Ahmet Tolgay Akıncı, Osman Şimşek, Cumhur Kılınçer
PMID: 23588909  doi: 10.5505/tjtes.2012.06791  Sayfalar 501 - 506
Amaç: İzole kafa travmalı hastalarda enfeksiyonun risk etkenlerini ve tedavi maliyeti üzerine etkisini saptamak.
Gereç ve Yöntem: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2001–2007 yılları arasında 72 saatten uzun süre hastanede yatan izole kafa travmalı 299 olgunun verileri geriye yönelik olarak incelendi. Olgulara ait yaş, cinsiyet, ilk nörolojik muayene, radyolojik bulgular, yatış süresi, ameliyat gereksinimi, enfeksiyonun maliyeti, toplam maliyet ve çıkış skoru değerleri belirlendi. Olgular enfeksiyon gelişimine göre iki gruba ayrılarak, risk etkenleri ve enfeksiyonun tedavi maliyeti üzerine etkisi açılarından karşılaştırıldı.
Bulgular: Enfeksiyon gelişen grupta giriş Glasgow Koma Ölçeği değerleri ortalamasının daha düşük; anizokori, ışık refleksi kaybı, taraf bulgusu, kaide kırığı, subdural hematom ve serebral ödem bulgularının daha sık; hastanede yatış süresinin yaklaşık dört kat, toplam tedavi maliyetinin yaklaşık on kat ve ölüm oranının anlamlı derecede daha yüksek olduğu saptandı. Hafif kafa travmalı hastalarda, enfeksiyon gelişen grupta gelişmeyen gruba kıyasla yaş ortalamasının daha yüksek olduğu saptandı.
Sonuç: İzole kafa travmalı hastalarda enfeksiyon gelişmesi için bazı risk etkenleri vardır ve enfeksiyon gelişmesi ile hastanede yatış süresi, toplam tedavi maliyeti ve ölüm oranı artmaktadır.

9. 
Nekrotizan fasiit: Tanı, Tedavi ve Literatürün Gözden Geçirilmesi
Necrotizing fasciitis: Diagnosis Treatment and Review of the Literature
Haluk Vayvada, Cenk Demirdöver, Adnan Menderes, Can Karaca
PMID: 23588910  doi: 10.5505/tjtes.2012.97523  Sayfalar 507 - 513
Giriş: Nekrotizan fasiit (NF) yumuşak doku ve fasyaların hızla yayılan nekrozuyla karakterize, uygun tedavi edilmezse fulminan seyirli olabilen bir hastalıktır. Diyabet, lokal travma, parafimozis, perirektal-perianal enfeksiyonlar, cerrahi girişimler predispozan faktörlerdendir.
Amaç: Bu çalışmanın amacı, NF olgularında erken tanı yöntemlerinin saptanması, tedavi ve rekonstrüksiyon seçeneklerinin gözden geçirilmesi ve morbidite-mortalitenin tartışılmasıdır.
Hastalar-Yöntem: 2000-2010 yılları arasında NF tanısı ile tedavi edilen 68 hasta yaş, cinsiyet, lokalizasyon, tanı konma süresi, predispozan faktörler, doku defekti özellikleri, izole edilen ajanlar, yapılan cerrahi girişim, komplikasyonlar ve mortalite oranı açısından geriye dönük olarak incelendi. 59 erkek ve 9 kadın hastanın ortalama yaşı 55,9'di.
Bulgular: Hastaların 52’sinde (%76,4) diyabet, obezite, sigara, kortikosteroid kullanımı gibi risk faktörleri mevcuttu. En sık lokalizasyon perine ve inguinal bölgeydi (%70,5). Tanı koyma süresi ortalama 6,2 gündü. İlk debridman sonrası ortaya çıkan doku defekti ortalama 54,2 cm2 idi. En sık izole edilen mikrobiyal ajanlar sırasıyla Escherichia coli, Enterococci, Pseudomonas aeruginosa'ydı. Hastaların 54’ünde (%79,4) polimikrobiyal bir tablo söz konusuydu. Hastalara en sık uygulanan rekonstrüktif cerrahi girişim fasyokutanöz flep + kısmi kalınlıkta deri grefti ile onarımdı (%57,3). Yara yeri ayrılması, kısmi greft kaybı gibi minör komplikasyonlar dışında hiçbir majör komplikasyon izlenmedi. Mortalite oranı %13,2'yi.
Sonuç: NF olgularında erken tanı hayat kurtarıcıdır. NF’ten şüphelenildiği durumlarda erken debridman uygulanmalıdır. Enfeksiyon tablosu ve nekrozun yayılımı kontrol edildikten sonra rekonstrüksiyon planlanmalıdır.

10. 
Onbeş Yillik Çocuk Yanik Hastalarinin Değerlendirilmesi
An Evaluation Of Pediatric Burn Patieints a Fifteen-Years Period
Recep Tekin, İlyas Yolbaş, Cafferi Tayyar Selçuk, Ali Güneş, Ayhan Özhasanekler, Mustafa Aldemir
PMID: 23588911  doi: 10.5505/tjtes.2012.75031  Sayfalar 514 - 518
Amaç: Yanık yaralanmaları çocuklar için büyük bir halk sağlığı problem olup, bu çalışmada amacımız Güneydoğu Anadolu bölgesinde 15 yıl boyunca takip edilen 2346 çocuk yanık hastasıın demografik, etyolojik, yanık yara enfeksiyonu ve klinik gidişlerini değerlendirmek ve çocuk hastalar için bir yanık önleme programı geliştirmekti.
Material metod: Dicle Üniversitesi yanık ünitesinde Ocak 1994 - Aralık 2008 tarihleri arasında yatırılarak takip edilen 2346 çocuk hastanın yaş, cinsiyet, yanık derecesi, dermografik özellikleri, yanık etyolojisi, yanık yara enfeksiyonu, hastanede kalma süresi, yanık yüzeyi yüzdesi ve hasta sonlanımı verileri retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya 2346 çocuk yanık olgularının yaş ortalaması 4.42±3.56 yıl idi. Hastaların 1282 (54.7%) kız ve 1064 (45.3%) erkek idi. En yüksek insidans 68.5%. ile 0-4 yaş aralığında görüldü. Yanık tipleri 1828 (77.9 %) haşlama yanığı, 332 (14.2%) alev yanığı ve 186 (7.9%) elektrik yanıklarından oluşuyordu. Yanık dereceleri açısından 19 (0.8 %) birinci derece, 2172 (92.6 %) ikinci derece ve 155 (6.6 %) üçüncü derece yanıklardan oluşuyordu. Ortama total vücut yanık yüzdesi ortalaması %21.5±12.6 idi. Ortalama hastanede kalış süresi 12.87±10.02 gün idi. En sık izole edilen yanık yara enfeksiyonları 52% (368) Pseudomonas aeruginosa, 12% (83) Acinetobacter spp., ve 9% (66) Escherichia coli idi.
Sonuç: Çalışmamızda yanık hastalarının özellikleri diğer bölgelerden farklı idi. Çocuk yanık önleme programı için bölge halkı eğiltilmelidir.

11. 
İstemli seksüel aktivite sırasında oluşan seksüel yaralanmalar
Sexual injuries during consensual sexual activity
Aysun Savaş, Ozan Efesoy, Filiz Çayan, Selahittin Çayan
PMID: 23588912  doi: 10.5505/tjtes.2012.47347  Sayfalar 519 - 523
Amaç: Bu çalışmada kliniğimizde tedavi edilen seksüel yaralanmaların retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Ocak 2004-Aralık 2010 tarihleri arasında hastanemiz acil servisine istemli seksüel aktivite sırasında oluşan seksüel yaralanma nedeniyle müracaat eden 31 olgu değerlendirildi. Olguların yaşı, yaralanmaya sebep olan travma şekli, yaralanmadan sonra hastaneye müracaata kadar geçen süre, fiziki/operatif muayene sonuçları, uygulanan tedavi yöntemleri, hastanede kalış süreleri ve görülen komplikasyonlar incelendi.
Bulgular: Olguların yaş ortalamaları 31,97±11,64 (dağılım 18-60) yıl, 14’ü (%45) kadın, 17’si (%55) ise erkektir. Seksüel yaralanmalar kadınlarda vajina laserasyonu, erkeklerde ise penis fraktürü şeklinde görülmüştür. Olguların tamamına erken dönemde cerrahi tedavi uygulanmıştır. Vajina yaralanmalarının çoğu (%64) bakirelerde, ilk cinsel ilişki esnasında oluşmuştur. Cinsel ilişki sırasında vajinal ağrı ve akabinde kanama en sık rastlanan başvuru şikayeti idi. Yaralanmaların çoğu (%43) arka fornikste lokalize idi. Penis fraktürü olguların %76’sında cinsel ilişki, %24’ünde ise mastürbasyon sırasında oluşmuştur. Olguların tamamında sertleşmiş peniste ağrı, sertleşmenin hızlı bir şekilde kaybolması ve sonrasında penisin şişerek morarması şikayeti mevcut idi. Olguların 11’inde sağ, 5’inde sol ve birinde bilateral korpus kavernozum tunika albugineasında 0,5-3 cm arasında değişen uzunluklarda yırtık saptandı. Bilateral yırtılma olan olguda aynı zamanda inkomplet üretra rüptürü de vardı.
Sonuç: Genellikle detaylı bir anamnez ve fizik muayene ile tanı konulabilen seksüel yaralanmalarda erken dönemde cerrahi tedavi ile yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir.

OLGU SUNUMU
12. 
Çoklu Yaralanma Sonrası Akut Epidural Hematom Gelişen Çocuk Hastada Hematomun Spontan Hızlı Rezolüsyonu ve Tekrar Oluşumu
Re-Formation of Acute Parietal Epidural Hematoma Fallowing Rapid Spontaneous Resolution in a Multitraumatic Child: A Case Report
Mehmet Bülent Önal, Erdinç Civelek, Atilla Kırcelli, Hakan Yakupoğlu, Tuna Albayrak
PMID: 23588913  doi: 10.5505/tjtes.2012.91129  Sayfalar 524 - 526
Travmaya bağlı beyin yaralanması sonrası gelişen akut epidural hematom ölüme ve ciddi sakatlığa sebep olabilen nedenlerden biridir. Literatürde, rezolüsyon sonrası rekürrens görülen spinal epidural hematom vakaları bildirilmiştir. Bu vaka, kafatası kırığı olmaksızın spontan hızlı rezolüsyona uğrayıp sonrasında tekrar oluşan akut kranyal epidural hematom ile karakterizedir. Çeşitli yazarlar spontan hızlı rezolüsyona uğrayıp konservatif takip edilen akut epidural hematoma vakaları bildirmişlerse de, spontan hızlı rezolüsyona uğrayıp aynı yerde tekrar oluşan kranyal epidural hematom vakası daha önce bildirilmemiştir.

13. 
Urgent endovascular treatment of iatrogenic subclavian artery rupture: report of three cases.
Polytimi Leonardou, Paris Pappas
PMID: 23588914  doi: 10.5505/tjtes.2012.50374  Sayfalar 527 - 530

14. 
Unexpected multiple intra-abdominal injuries after projectile fragmentation: report of three cases
Aytekin Ünlü, Aytekin Ünlü, Patrizio Petrone, Tamer Karsidag, Juan A. Asensio
PMID: 23588915  doi: 10.5505/tjtes.2012.48569  Sayfalar 531 - 534

15. 
Travmatik pulmoner psödokist: 2 olgu sunumu
Traumatic pulmonary pseudocyst: 2 case report
Mesut Erbaş, Sami Karapolat, Suat Gezer, Gülbin Sezen, Hakan Ateş
PMID: 23588916  doi: 10.5505/tjtes.2012.10734  Sayfalar 535 - 538
Giriş: Travmatik pulmoner psödokistler künt toraks travmaları sonrasında nadiren gelişebilen akciğerin kaviter lezyonlarındandır.
Olgu sunumları: Travma sonrası sol akciğer yerleşimli kistik lezyonları tespit edilen 2 erkek olgu travmatik pulmoner psödokist tanıları ile kliniğimizde takip edilmiştir. Kontrol toraks tomografilerinde kistik lezyonların boyutlarında ve duvar gerginliklerinde artma görülmesi üzerine cerrahi kararı alınmıştır. İlk olguya torakotomi ile kistotomi ve kapitonaj uygulanmış ve sorunsuz olarak taburcu edilmiştir. Ancak 2. olgu operasyon hazırlıkları esnasında oluşan kardiyak arrest nedeniyle kaybedilmiştir.
Sonuç: Travmatik pulmoner psödokistlerin tanı ve radyolojik takiplerinde toraks tomografisi önemli bir yöntemdir. İzlemde progresyon gösteren psödokistlerin tedavisinde cerrahi seçenek daima hatırlanmalıdır.

16. 
İzole Krikoid Kartilaj Fraktürüne Konservatif Yaklaşım
Conservative approach to the isolated cricoid cartilage fracture
Fikret Çınar, Cenk Evren, Mehmet Birol Uğur, Serkan Çorakçı, Cemile Zuhal Erdem
PMID: 23588917  doi: 10.5505/tjtes.2012.40326  Sayfalar 539 - 541
İzole krikoid fraktürüne klinikte ender olarak rastlanmaktadır. Yüksekten düşme yakınması ile acil servisimize yönlendirilen 71 yaşındaki bayan hastaya solunum sıkıntısı nedeniyle acil trakeotomi açıldı. Yapılan tetkiklerde krikoid kartilajda izole fraktür tespit edildi. Tedavisinde konservatif yaklaşımın seçildiği hasta yakınmalarının geçmesi üzerine dakanülasyon yapıldıktan sonra taburcu edildi.

17. 
Balistik yaralanmaya bağlı karotiko-juguler fistül
Carotico-jugular fistula following a ballistic injury
Recep Oktay Peker, Mustafa Etli, Ulaş Sağlam, Zafer Erk, Tülay Tunçer Peker, Mehmet Özaydın, Ahmet Yeşildağ
PMID: 23588918  doi: 10.5505/tjtes.2012.02603  Sayfalar 542 - 544
Karotiko-juguler fistüller ateşli silah, kesici alet yaralanması sonucu veya iatrojenik olabilir. Geç dönemde kalp yetmezliği, endokardit, serebral embolizasyon gibi komplikasyonlarla ortaya çıkabilir.Bu yazıda nadir görülen karotiko-juguler fistülde BT-anjionun tedaviyi planlamaya katkısı ve görüntüleme bulgusu sunuldu. 35 yaşında erkek hasta sağ servikal bölgeden ateşli silah yaralanmasıyla merkezimize 2.saatte sevk edildi. Fiziksel incelemede sağ sternokleidomastoid adalesi yakınında hematom ve çıkış deliği, şiddetli üfürüm ve trill tespit edildi. Doppler ultrason ve BT-anjio ile tanı konuldu. Cerrahi yaklaşım ile 6mm PTFE kullanılarak karotis artere, 12mm dacron greft ile de juguler vene interpozisyon yapıldı.Fistül traktı kapatıldı. Postoperatif 6.ayda USG yapılan hasta antiagregan tedavi ile sorunsuz izlenmektedir.

KISA RAPOR
18. 
The submental endotracheal intubation as an alternative to tracheostomy in selected cases of the facial fracture: literature review and technique report.
Joel Motta Junior, Leando Eduardo Klüppel, Cecilia Luiz Pereira Stabile, Glaykon Alex Vitti Stabile
PMID: 23588919  doi: 10.5505/tjtes.2012.43403  Sayfalar 545 - 548