AMAÇ: İnkarsere fıtık, bağırsakların veya başka bir abdominal dokunun fıtık kesesi içerisinde sıkışması ile oluşur. Boğulmuş fıtıklardan gelen bağırsak rezeksiyonlarından sonra morbidite ve mortalitede bir artış meydana gelir. Bu çalışmanın amacı, inkarsere fıtıklardan dolayı ince bağırsak rezeksiyonu riskini belirlemede etkili olabilecek belirteçleri incelemektir. Bu riski belirlemede, özellikle kan laktat düzeylerinin etkisini araştırmayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: Kesitsel, geriye dönük bir çalışma tasarlandı. Ameliyat öncesi tanısı hapsedilmiş fıtık olarak bildirilen ve gerekli bilgileri olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Rezeksiyona sahip olup olmadıklarına göre iki gruba ayrıldı. Yaş, cinsiyet, fıtık tipi, fıtık tarafı, rezeksiyon materyali, kan laktat seviyesi (BLL), beyaz kan hücresi (WBC), nötrofil sayısı (NE), lenfosit sayısı (LY), nötrofil/lenfosit oranı (NLR), trombosit sayısı (PLT), laktat dehidrojenaz (LDH), radyolojik bağırsak tıkanıklığı işareti ve komorbiditeler değerlendirildi.
BULGULAR: İlgili verileri elde edilebilen 67 hasta çalışmaya dahil edildi. Bu hastaların 16’sında (%23.9) ince bağırsak rezeksiyonu, 16’sında (%23.9) omentum rezeksiyonu, 35’inde (%52.2) rezeksiyon yapılmadığı görüldü. Radyolojik olarak bağırsak tıkanıklığı (p=0.001), fıtık tipi (p=0.005), BLL (p<0.001), WBC, NLR ve LDH değerleri (p<0.05) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. Laktat değeri ≥1.46 mg/dL olan hapsedilmiş fıtık hastalarında duyarlılık %84.0 ve özgüllük %86.0 olarak gözlendi (p<0.001).
TARTIŞMA: İnkarsere fıtık ön tanısı olan hastalarda, olası ince bağırsak rezeksiyonu riski, bir operasyona karar vermede en önemli noktadır. Radyolojik incelemelerde bağırsak tıkanıklığının varlığı ve özellikle yüksek WBC, NLR, LDH ve BLL seviyeleri, olası ince bağırsak rezeksiyonu için bir gerekliliği gösterebilir. İnce bağırsak rezeksiyonu ile ilişkili risk açısından, ≥1.46 mg/dL kan laktat seviyeleri uyarıcı olabilir.
BACKGROUND: An incarcerated hernia is a part of the intestine or abdominal tissue that becomes trapped in the sac of a hernia. An increase in morbidity and mortality occurs after intestinal resections from strangulated hernias. This study aims to examine the markers that may be effective in determining the risk of small bowel resection due to incarcerated hernias. In particular, we aimed to investigate the effect s of blood lactate levels in determining this risk.
METHODS: A cross-sectional retrospective study was designed. Patients, whose preoperative diagnosis were reported as incarcerated hernia and had essential information, were included in this study. They were divided into two groups according to whether they had resection or not. Age, gender, hernia type, hernia side, resection material, blood lactate level (BLL), white blood cell (WBC), neutrophil count (NE), lymphocyte count (LY), neutrophil/lymphocyte ratio (NLR), platelet count (PLT), lactate dehydrogenase (LDH), radiologic bowel obstruction sign and comorbidities were evaluated.
RESULTS: Sixty-seven patients were included in this study. It was observed that 16 (23.9%) of these patients underwent small intestinal resection, 16 (23.9%) had an omentum resection, while no resection was performed on 35 (52.2%) patients. There was a statistically significant difference regarding radiologically intestinal obstruction (p=0.001), hernia type (p=0.005), BLL (p<0.001), WBC, NLR and LDH values (p<0.05). In incarcerated hernia patients with a lactate value ≥1.46 mg/dL, sensitivity was observed to be 84.0% and specificity 86.0% (p<0.001).
CONCLUSION: In patients with a preliminary diagnosis of an incarcerated hernia, the risk of possible small bowel resection is the most important point in deciding for an operation. The presence of an intestinal obstruction in radiological examinations, and particularly the high levels of WBC, NLR, LDH and BLL, may indicate a necessity for possible small bowel resection. Concerning the risk associated with small bowel resection, blood lactate levels ≥1.46 mg/dL may be alerting.