p-ISSN: 1306-696x | e-ISSN: 1307-7945
Volume : 31 Issue : 10 Year : 2025

Quick Search

Scopus CiteScore SCImago Journal & Country Rank
Open fractures associated with earthquakes and high-energy trauma: Clinical outcomes and management strategies [Ulus Travma Acil Cerrahi Derg]
Ulus Travma Acil Cerrahi Derg. 2025; 31(10): 995-1002 | DOI: 10.14744/tjtes.2025.54617

Open fractures associated with earthquakes and high-energy trauma: Clinical outcomes and management strategies

İsmail Güzel1, Bünyamin Arı1, Tarık Altunkılıç1, İbrahim Ulusoy2, Mehmet Boz1
1Department of Orthopedic Surgery, Malatya Turgut Özal University, Malatya-Türkiye
2Department of Orthopedic Surgery, Selahaddin Eyyubi State Hospital, Diyarbakır-Türkiye

BACKGROUND: This study aimed to evaluate the epidemiological characteristics, infection rates, complication risks, and clinical management strategies of open fractures resulting from high-energy traumas. Special attention was given to the effects of the 2023 major earthquake on the incidence of open fractures and patient management, comparing different trauma mechanisms retrospectively.
METHODS: This retrospective study included 512 patients admitted to a tertiary trauma center between 2019 and 2024. Patients were classified according to five different trauma mechanisms: traffic accidents, falls from height, occupational injuries, gunshot wounds, and earthquake-related traumas. Open fractures were assessed and classified using the Gustilo-Anderson classification to determine the severity of the injuries. Treatment protocols included early antibiotic administration, surgical debridement, wound management protocols, and surgical fixation methods. Statistical analyses were performed to compare differences between early surgical intervention (within 24 hours) and delayed surgical intervention (after 24 hours). Statistical tests used included T-test, Mann-Whitney U test, Chi-square test, and logistic regression analysis. A p-value of <0.05 was considered statistically significant.
RESULTS: The mean age of the 512 patients was 37.4±12.6 years, with 68% males and 32% females. The most common trauma mechanism was traffic accidents (54.2%), followed by falls from height (27.8%), occupational injuries (12.5%), gunshot wounds (5.5%), and earthquake-related traumas (11.3%). A significant proportion of earthquake-related injuries were classified as Gustilo-Anderson Type III fractures (42.8%), which was notably higher than that of other trauma mechanisms (p<0.001). In earthquake-related cases, multiple fractures were present in 63.2% of patients, and bilateral extremity fractures were observed in 21.4% of cases. The infection rate was 11.4% in patients who received early antibiotic administration, compared to 27.8% in those with delayed administration (p<0.005). Early surgical intervention resulted in an infection rate of 15.2%, whereas delayed intervention showed an infection rate of 31.4% (p=0.002). Amputation rates were found to be 6.4% for the entire patient group, but 41.2% in the Gustilo-Anderson Type IIIC fracture group. Osteomyelitis rate was 18.6% in patients who underwent delayed wound closure, and 35% of these patients required prolonged intravenous antibiotic therapy.
CONCLUSION: This study demonstrates that early antibiotic administration, early surgical intervention, and appropriate wound management strategies significantly reduce infection rates in open fractures resulting from high-energy traumas. Particularly, the high complication rates observed in earthquake-related cases highlight the need for systematic and carefully planned approaches in disaster-related patient management. The findings emphasize the importance of optimal surgical timing and proper antibiotic protocols in reducing infection risks and improving clinical outcomes. Further prospective studies are needed to validate these findings.

Keywords: Open fractures, high-energy trauma, 2023 earthquake, infection rates, Gustilo-Anderson classification, surgical intervention, retrospective analysis, antibiotic therapy, complications.

Deprem ve yüksek enerji travmalarına bağlı açık kırıklar: Klinik sonuçlar ve yönetim yaklaşımları

İsmail Güzel1, Bünyamin Arı1, Tarık Altunkılıç1, İbrahim Ulusoy2, Mehmet Boz1
1Malatya Turgut Özal Üniversitesi, Ortopedi Ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı, Malatya
2Selahhadin Eyyubi Devlet Hastanesi, Ortopedi Ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı, Diyarbakır

AMAÇ: Bu çalışma, yüksek enerjili travmalar sonrası gelişen açık kırıkların epidemiyolojik özelliklerini, enfeksiyon oranlarını, komplikasyon risklerini ve klinik yönetim stratejilerini değerlendirmek amacıyla retrospektif olarak yapılmıştır. Özellikle 2023 yılında meydana gelen büyük ölçekli depremin, açık kırık insidansı ve hasta yönetimi üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla farklı travma mekanizmaları karşılaştırılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM: Bu retrospektif çalışma, 2019-2024 yılları arasında üçüncü basamak bir travma merkezine başvuran 512 hastayı kapsamaktadır. Hastalar; trafik kazaları, yüksekten düşmeler, iş kazaları, ateşli silah yaralanmaları ve 2023 depremi kaynaklı açık kırıklar olmak üzere beş farklı travma mekanizmasına göre sınıflandırıldı. Açık kırıklar, Gustilo-Anderson sınıflamasına göre değerlendirildi ve kırık şiddetine göre gruplandırıldı. Tedavi süreçleri; erken antibiyotik uygulaması, cerrahi debridman, yara kapama protokolleri ve cerrahi fiksasyon yöntemleri açısından incelendi. Erken cerrahi müdahale (24 saat içinde) ve geç cerrahi müdahale (24 saatten sonra) arasındaki farklar istatistiksel olarak karşılaştırıldı. İstatistiksel analizler için T-testi, Mann-Whitney U testi, Ki-kare testi ve lojistik regresyon analizi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. BULGULAR: Toplam 512 hastanın ortalama yaşı 37.4±12.6 yıl olup, hastaların %68’i erkek, %32’si kadın idi. Travma mekanizmaları arasında en sık neden trafik kazaları (%54.2) olarak bulunurken, bunu yüksekten düşmeler (%27.8), iş kazaları (%12.5), ateşli silah yaralanmaları (%5.5) ve deprem kaynaklı travmalar (%11.3) takip etti. Deprem sonrası gelişen açık kırık vakalarının %42.8’inde Gustilo-Anderson Tip III kırıklar saptanmış olup, bu oran diğer travma mekanizmalarına göre anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0.001). Özellikle deprem sonrası vakalarda, multipl kırık oranı %63.2 ve bilateral ekstremite kırıkları %21.4 olarak belirlenmiştir. Erken antibiyotik uygulaması yapılan hastalarda enfeksiyon oranı %11.4, geç antibiyotik uygulananlarda ise %27.8 olarak hesaplandı (p<0.005). Erken cerrahi girişim yapılan hastalarda enfeksiyon oranı %15.2, geç cerrahi yapılanlarda ise %31.4 olarak bulundu (p=0.002). Amputasyon oranları, tüm hasta grubunda %6.4, ancak Gustilo-Anderson Tip IIIC kırık grubunda %41.2 olarak saptandı. Geç yara kapama yapılan hastalarda osteomiyelit oranı %18.6 olup, bu hastaların %35’inde uzun süreli intravenöz antibiyotik tedavisi gerekti.
SONUÇ: Bu çalışma, yüksek enerjili travmalar sonrası gelişen açık kırıklarda erken antibiyotik uygulaması, erken cerrahi müdahale ve uygun yara yönetimi stratejilerinin enfeksiyon oranlarını anlamlı derecede azalttığını göstermektedir. Özellikle 2023 depremi sonrası hastalarda görülen yüksek komplikasyon oranları, bu tür afetler sonrası hasta yönetimi konusunda daha dikkatli ve sistematik yaklaşımların gerekli olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmamızda elde edilen bulgular, açık kırıkların tedavisinde optimum cerrahi zamanlamanın ve doğru antibiyotik protokollerinin uygulanmasının önemini vurgulamaktadır. İleriye dönük prospektif çalışmalar, bu sonuçların daha net değerlendirilmesini sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler: Açık kırıklar, yüksek enerjili travmalar, 2023 depremi, enfeksiyon oranları, Gustilo-Anderson sınıflaması, cerrahi müdahale, retrospektif analiz, antibiyotik tedavisi, komplikasyonlar.

Corresponding Author: İsmail Güzel, Türkiye
Manuscript Language: English
×
APA
NLM
AMA
MLA
Chicago
Copied!
CITE