BACKGROUND: We aimed to compare two (plate-screws and locked intramedullary
nail) biological internal fixation techniques in the treatment of adult femur shaft fractures.
METHODS: Group I included 28 patients operated with biological internal fixation with plate and screws. Group II consisted of 31 patients operated with locked intramedullary nailing technique. During the follow-up period in Group I, 1 patient died and 3 patients dropped out of the study, so the results of 24 patients were evaluated. During the follow-up period in Group II, 2 patients died and 3 patients dropped out of the study, so the results of 26 patients were evaluated in this group.
RESULTS: Age, sex, injury mechanism, fracture type, time to operation, duration of operation, amount of bleeding, fluoroscopy usage time, early and late complications, duration of hospitalization, fracture union time, and functional results of all patients were comparatively evaluated.
CONCLUSION: According to our results, no superiority of either technique was demonstrated with respect to fracture union time, complication rate and functional results. Biological internal fixation with plate and screws is an alternative technique to
locked intramedullary nailing in patients with multi-trauma or compromised pulmonary or cardiac function, or in complex comminuted or segmented diaphyseal or metaphyseal
fractures.
AMAÇ: Bu çalışmada, erişkin femur cisim kırıklarında biyolojik tespit için kullanılan iki teknik (plak-vida ve kilitli intramedüller çivi) karşılaştırıldı.
GEREÇ VE YÖNTEM: Plak-vida ile biyolojik içten tespit yapılan 28 hasta grup I, kilitli intramedüller çivi kullanılan 31 hasta grup II olarak ayrıldı. Grup I’den 1 hastanın ölmesi ve 3 hastanın da takip sırasında kontrollere gelmemesi nedeni ile 24 hasta çalışmaya
dahil edildi. Grup II’de ise 2 hastanın ölmesi ve 3 hastanın da takipleri sırasında kontrollere gelmemesi nedeni ile 26 hasta çalışmaya dahil edildi.
BULGULAR: Grup I ve grup II’deki olguların yaş ve cinsiyetleri, yaralanma nedenleri, kırık tipleri, ameliyata alınma zamanları ve ameliyat süreleri, kanama miktarları, floroskopi kullanım ve hastanede yatış süreleri, erken ve geç dönem komplikasyonları,
kaynama zamanı ve fonksiyonel sonuçları karşılaştırılmalı olarak değerlendirildi.
SONUÇ: Sonuçta, kullanılan her iki yöntemin, kaynama süreleri, komplikasyon oranları ve fonksiyonel sonuçlar açısından birbirine üstünlükleri olmadığı; plak ile biyolojik tespitin, özellikle çoklu yaralanmalı, pulmoner ve kardiyovasküler sistemi risk altında olan hastalarda ve parçalı, segmenter cisim ya da metafiz kırıklarında kilitli intramedüller çivilere tercih edilebilecek alternatif bir yöntem olduğu görüşüne varıldı.