BACKGROUND: We aimed to compare clinical and functional outcomes between patients treated with Dynamic hip screw (DHS) and Proximal Femoral Nail-Antirotation (PFN-A) implants.
METHODS: This study included 122 patients (66 men [54.1%] and 56 women [45.9%]) who underwent surgery with DHS and PFN-A for an intertrochanteric femur fracture and had at least 12 months follow-up. Reduction assessment, femoral neck-shaft angle and tip-apex distance measurements were performed in early postoperative radiographs. On control visits in months 1, 3, 6 and 12, range of motion, thigh or hip pain, and Trendelenburg positivity were assessed in clinical examination and reduction assessment, femoral neck-shaft angle and tip-apex distance measurements were performed on radiographs after the union. Patients were assessed using Hip Harris Score after the union.
RESULTS: Regardless of implant type used, mean tip-apex distance measured at the immediate postoperative period was 27.6 in patients with implant failure, whereas 21.6 in patients without, indicating a significant difference. Again, mean femoral neck-shaft angle measured at the immediate postoperative period was 123 degree in patients with implant failure, whereas 130 degree in those without, indicating a significant difference. It was found that the femoral neck-shaft angle was <128 degree in all patients with implant failure whereas it was >128 degree in 94% of patients without implant failure at immediate postoperative period.
CONCLUSION: The findings regarding femur neck-shaft angle at the immediate postoperative period was <128 degree in all patients with implant failure and that it was ≥128 degree in 94% of patients without implant failure emphasize the importance of anatomic restoration in femur neck-shaft angle during surgery. The finding that mean tip-apex distance was 27.6 mm in patients with implant failure and 21.6 mm in patients without implant failure indicates that the technique is as important as implant type selected for treatment success of the implantation.
AMAÇ: Dinamik hip screw (DHS) ve proksimal femoral çivi-antirotasyonu (PFN-A) implantları ile tedavi edilen hastaların klinik ve fonksiyonel sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmaya Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı’nda femur intertrokanterik kırığı nedeniyle DHS ve PFN-A kullanılarak ameliyat edilen, en az 12 ay takibi olan 66’sı erkek, 56’sı kadın olan toplam 122 hasta alındı. Hastaların erken postoperatif grafilerinde kırığın redüksiyonu değerlendirilmesi, boyun cisim açısı ve tip apeks mesafesi ölçümleri yapıldı. Postoperatif 1. ay, 3. ay, 6. ay, 12. ay yapılan takiplerinde kalça eklem hareket açıklığı, uyluk-kalça ağrısı, Trendelenburg pozitifliği bakıldı ve takiplerdeki ve kaynama sonrası çekilen grafilerinde redüksiyon, fiksasyon kaybı, boyun cisim açısı ve tip apeks mesafesi ölçümleri yapıldı. Hastalar kaynama sonrası dönemde Kalça Harris Skoru ile değerlendirildi.
BULGULAR: Kullanılan implanttan bağımsız olarak implant yetmezliği görülen grupta erken postoperatif ölçülen tip apeks mesafesi ortalaması 27.6 iken implant yetmezliği görülmeyen grupta 21,6 idi ve istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptandı. Kullanılan implanttan bağımsız olarak implant yetersizliği görülen grupta erken postoperatif ölçülen boyun cisim açısı ortalaması 123 iken implant yetersizliği görülmeyen grupta 130 idi ve istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptandı. İmplant yetersizliği görülen hastaların tümünde erken postoperatif ölçülen boyun cisim açısının 128 derecenin altında olduğu saptandı. İmplant yetersizliği görülmeyen hastaların %94’ünün erken postoperatif ölçülen boyun cisim açısının 128 derecenin üstünde olduğu saptandı.
TARTIŞMA: İmplant yetersizliği olan hastaların tümünde erken postoperatif boyun cisim açısının 128° altında olması ve implant yetersizliği görülmeyen hastaların %94’ünde erken postoperatif boyun cisim açısının 128° ve üzerinde olması cerrahi sırasında bu açının anatomik şekilde restore edilmesinin önemini ortaya çıkarmaktadır. İmplant yetersizliği görülen grupta TAD’nin ortalama 27.5 mm ve implant yetersizliği görülmeyen grupta ortalama 21.7 olması, bu sistemlerin implantasyonunda tedavi başarısı açısından tekniğin en az seçilen implant türü kadar önemli olduğunu göstermektedir.