Travmatik aort rüptürleri nadir tanınan, tanı ve tedavi aşamasında kardiyotorasik cerrahlara çeşitli güçlükler çıkaran lezyonlardır. Bu klinik antitenin tartışmalı yönlerini klinik deneyimlerimiz ve aort tamirinde kullandığımız değişik bypass teknikleri açısından irdeledik. Kliniğimizde 1996 ile 1999 yılları arasında 6 hasta travmatik aort rüptürü tanısıyla tedavi edilmiştir. Dört hastada kronik rüptür mevcut iken 2 hasta akut dönemde kliniğimize başvurmuştur. Hastaların tümünde hastaneye geldiklerinde çekilen göğüs grafilerinde patolojik bulgular saptanmıştır. Tüm hastalarda desendan aortaya greft interpozisyonu uygulanmıştır. Dört hastada tamir total derin hipotermik sirkulatuvar arrest altında uygulanmıştır. Bir hastada aort tamiri kross-klemp altında yapılırken, bir diğer hastada ise parsiyel sol atrio-femoral bypass altında tamir gerçekleştirilmiştir. Operatif veya postoperatif mortalite olmamıştır. Hiçbir hastada parapleji/paraparezi gözlenmemiştir. Hastalar 5. ve 13. postoperatif günler arasında taburcu edilmiştir (ortalama 10.7 3.6 gün). Postoperatif takip dönemi 2 ay ile 42 ay arasında olup hastaların tümü hayattadır. Kontrol göğüs grafîlerinde veya bilgisayarlı tomografi tetkiklerinde bir patoloji yada rekürrent anevrizma tespit edilmemiştir. Travmatik aort rüptürlerinin cerrahi tedavisinde atrio-femoral bypass veya total hipotermik sirkulatuvar arrest gibi tekniklerin uygulanmasının başlıca anevrizmanın lokalizasyonuna ve büyüklüğüne bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle hastanın klinik durumuna göre operatif tedavi tekniğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: TRAVMA, AORT RÜPTÜRÜ, AORTİK PSÖDOANEVRİZMATraumatic aortic rupture is a relatively uncommon lesion that presents the cardiothoracic surgeon with unique challenges in diagnosis and management. To address controversial aspect of this disease, we reviewed our experience to evaluate outcome and to outline critical technical aspects of bypass management and aortic repair. Six patients with traumatic thoracic aortic rupture were managed between 1996-1999. Four patients had chronic, the other two had acute traumatic thoracic aortic rupture. In all patients chest X-ray findings were abnormal. In all patients graft interposition was performed. In four patients repair were performed under total hypothermic circulatory arrest. In one patient repair was performed with simple aortic cross-clamping and in the remaining patient repair was performed with partial left atrio-femoral bypass. There was no perioperative or postoperative mortality. Paraplegy orparaparesia was not seen. Patients were dischargedfrom hospital between postoperative day Sand 13 (mean 10.7 3.6days). All patients are still alive at follow-up periods between 2 months to 42 months. Serial chest X-rays and computed tomographies showed no evidence of any pathology or recurrent aneurysm in any patient. Management options for surgical technique and bypass including left atrio-femoral or venoarterial bypass with total hypothermic circulatory arrest are mainly dependent location and extension of aneurysm and patient physical condition. Therefore, the decision should be tailored to the specific clinical situation.
Keywords: TRAUMA, AORTIC RUPTURE, AORTIC PSEUDOANEURYSM