AMAÇ: Ezilme sendromu (ES), ciddi rabdomiyoliz ve reperfüzyon yaralanmalarına sekonder olarak gelişen ciddi elektrolit bozuklukları, dolaşım bozukluğu ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle morbidite ve mortalitesi yüksek bir durumdur. Ezilme sendromuna bağlı akut böbrek hasarı (ABH), ezilme yaralanmalarının yaşamı tehdit eden birkaç komplikasyonundan biridir. ES, travma dışında deprem sonrası en sık ölüm nedenidir. Ezilme sendromunu tanımamıza, ciddiyetini değerlendirmemize ve hastalarda akut böbrek hasarını ve ampütasyon endikasyonlarını değerlendirmemize yardımcı olmak amacıyla klinik ve laboratuvar verilerine dayalı öngörücü parametreleri belirlemek için retrospektif bir çalışma gerçekleştirdik.
GEREÇ VE YÖNTEM: 6 Şubat 2023 depreminin ilk iki haftasında ezilme sendromu nedeniyle tedavi gören 33 hastanın klinik ve laboratuvar verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Ezilme sendromu nedeniyle opere edilen ancak sonrasında takip edilemeyen hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Başvuru sırasındaki ve ortalama yedi günlük takip boyunca laboratuvar parametreleri günlük olarak analiz edildi. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Analizde IBM SPSS İstatistik 26.0 programı ve R Studio yazılımı kullanıldı.
BULGULAR: 33 hastandan 17'si erkek, 16'sı kadındı. ABH görülme sıklığı bir, iki ve üç ekstremite yaralanması hastalarda sırası ile %35.7, %66.7 ve %100 idi. Ayrıca toplam enkaz altında kalma süresi ile gerekli diyaliz günlerinin süresi arasında da anlamlı bir ilişki bulduk; ABH riski, altı saati aşan toplam tuzak süresinde önemli ölçüde artmaktadır. Hastaneye başvuru sırasındaki ilk kan değerlerine bakıldığında, 2330 mg/dL büyük miyoglobin değerinin ABH öngörmede en yüksek duyarlılığa sahip olduğu görüldü. Başvuru sırasındaki başlangıç ürik asit düzeyinin (>6.36 mg/dL) ABH ön-görmede en yüksek özgüllüğe sahip olduğu bulundu. Başlangıç miyoglobin düzeyinin (>3450 mg/dL) ampütasyon gelişimini öngörmede en yüksek duyarlılığa sahip olduğu belirlendi. Ortalama kreatin kinaz düzeyi (>34800 U/L) ampütasyon gelişimini öngörmede en yüksek özgüllüğe ancak en düşük duyarlılığa sahipti.
SONUÇ: Depremin neden olduğu ezilme sendromunda ampütasyon ve akut böbrek hasarı açısından klinik ve laboratuvar bulgularının etkinliğini ve öngörülebilirliğini analiz ettik. Depreme bağlı ezilme sendromu gelişen hastalarda prognozu ve sağkalımı etkileyen en önemli faktörlerden biri ampütasyon yönetimidir.
BACKGROUND: Crush syndrome (CS) is characterized by high morbidity and mortality due to severe electrolyte disorders, circulatory dysfunction, and multiple organ failure, secondary to severe rhabdomyolysis and reperfusion injuries. Acute kidney injury (AKI) related to crush syndrome is one of the life-threatening complications and is the most frequent cause of death following earthquakes, other than trauma. We conducted a retrospective study to identify predictive parameters from clinical and laboratory data that aid in recognizing CS, assessing its severity, and evaluating acute kidney injury and amputation indications in patients.
METHODS: We retrospectively evaluated the clinical data and laboratory follow-up of 33 patients treated for crush syndrome within the first two weeks following the February 6, 2023 earthquake. Patients who underwent surgery for crush syndrome but could not be followed post-surgery were excluded. Laboratory parameters were analyzed upon admission and then daily over an average seven-day follow-up. A p-value of <0.05 was considered statistically significant. Data analysis was performed using IBM SPSS Statistics 26.0 and R Studio software.
RESULTS: Of the 33 patients, 17 were male and 16 were female. The incidence of AKI was 35.7%, 66.7%, and 100% in patients with injuries to one, two, and three extremities, respectively. A significant correlation was observed between total entrapment time and the duration of required dialysis days; AKI risk significantly increased with more than six hours of total entrapment time. Regarding the initial blood values upon hospital admission, a myoglobin level exceeding 2330 mg/dL demonstrated the highest sensitivity for predicting AKI. An initial uric acid level (>6.36 mg/dL) on admission had the highest specificity for predicting AKI. The initial myoglobin level (>3450 mg/dL) showed the highest sensitivity in predicting the need for amputation. Meanwhile, the mean creatine kinase (CK) level (>34800 U/L) exhibited the highest specificity but the lowest sensitivity for amputation prediction.
CONCLUSION: The study analyzed the effectiveness and predictability of clinical and laboratory findings concerning amputation and acute kidney injury in crush syndrome resulting from earthquakes. Effective amputation management is a crucial factor influencing prognosis and survival in patients with earthquake-induced crush syndrome.