p-ISSN: 1306-696x | e-ISSN: 1307-7945
Cilt : 19 Sayı : 1 Yıl : 2025

Hızlı Arama




SCImago Journal & Country Rank
Ulusal Travma ve Acil Cerrahi Dergisi - Ulus Travma Acil Cerrahi Derg: 19 (1)
Cilt: 19  Sayı: 1 - Ocak 2013
DENEYSEL ÇALIŞMA
1. 
The histopathological investigation of the effect on regional and systemic tissues of the application of Medicinal Plant Extract Ankaferd Blood Stopper in deep tissue injuries in Rats
Mehmet Okumuş, Kasım Zafer Yüksel, Davut Özbağ, Harun Çıralık, Zeki Yılmaz, Yakup Gümüşalan, Vedat Bakan, Ali Murat Kalender
PMID: 23588971  doi: 10.5505/tjtes.2013.65642  Sayfalar 1 - 7

2. 
Glukozamin Sülfatın Kırık İyileşmesine Etkisi
Glucosamine-Sulfate On Fracture Healing
Akın Uğraş, Elif Güzel, Petek Korkusuz, İbrahim Kaya, Fatih Dikici, Emrah Demirbaş, Ercan Çetinus
PMID: 23588972  doi: 10.5505/tjtes.2013.03256  Sayfalar 8 - 12
Amaç: Bu çalışmanın amacı kıkırdak glukozaminin kırık iyileşmesi üzerinde etkisi olup olmadığının araştırılmasıdır.
Yöntemler: 61 dişi şıçan tibiasında tek taraflı kırık oluşturuldu. Sıçanlara ya 230mg/kg glukozamin sülfat verildi ya da ilaç verilmedi. Kırıklar birinci, ikinci ve dördüncü haftalarda incelendi. Yeni kemik oluşum miktarı ve osteoblast sayısı histolojik olarak ölçüldü. Histomorfometrik analiz için kırık iyileşmesi semikantitatif olarak skorlandı. Radyografik olarak kemik köprü oluşumu değerlendirildi.
Sonuçlar: Glukozamin verilen grupta yeni kemik oluşumu ve osteoblast sayısı 1. haftada anlamlı derecede yüksekti. 1. ve 4. haftalarda kontrol grubuna göre, glukozamin verilen grupta çevre bağ dokusu hücre sayısı bakımından zengin, daha vasküler ve yeni oluşan kemik trabekülleri daha fazla sayıdaydı. Fakat radyolojik olarak 4. haftada kontrol grubu, glukozamin verilen gruptan daha iyi skorlar aldı.
Tartışma: Bu veriler günlük glukozamin verilmesinin sıçan tibiasında kırık iyileşmesinin erken fazını, artmış yeni kemik oluşumu ve osteoblast sayısı ile histolojik olarak hızlandırdığı, fakat radyolojik olarak aynı etkinin görülmediğini göstermektedir.

KLINIK ÇALIŞMA
3. 
Apandisit skorları, sağ alt kadran ağrısı için tedavi maliyetlerini düşürmede faydalı olabilir
The appendicitis scores may be useful in reducing the costs of treatment for right lower quadrant pain
Cüneyt Kırkıl, Koray Karabulut, Erhan Aygen, Yavuz Selim İlhan, Mesut Yur, Kenan Binnetoğlu, Nurullah Bülbüller
PMID: 23588973  doi: 10.5505/tjtes.2013.88714  Sayfalar 13 - 19
Amaç: Sağ alt kadran (SAK) ağrısı olan hastaların gereksiz hastane yatışları ve bnegatif apendektomiler tedavi giderlerini artırır. Bu çalışmada, apandisit skorlama sistemlerinin tedavi maliyetine etkisini değerlendirmeyi amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Bir yıl içinde SAK ile hastanemiz genel cerrahi kliniğine kabul edilen hastaların kayıtları incelendi. Alvarado ve Lintula skorları hesaplandı. Ameliyat kararı vermede skorlama önerileri kullanılmış olsaydı tedavi giderlerini saptamak için bir benzetim çalışması düzenlendi.
Bulgular: 114 hastanın 64’üne (%56) apendektomi yapıldı. Negatif apendektomi oranı %17.2 idi. Alvarado ve Lintula skorlarının “yatış” ve “tedavi” kararı vermedeki genel doğruluk oranları sırasıyla %82.7 ve %91.9 idi (p=0.102). Hastaların tümü için toplam tedavi maliyeti 39,655 $ idi. Alvarado ve Lintula skorları kullanılmış olsaydı toplam tedavi giderleri sırasıyla 34,087 $ ve 25,772 $ (p=0.015 ve p=0.000); negatif apendektomi oranları %18.5 ve %3.6 olacaktı.
Sonuç: Alvarado ve Lintula skorlarının hastaneye kabul ve apendektomi kararı için kullanılması akut SAK ağrısı için tedavi giderlerini düşürecektir.

4. 
Management of Acute Appendicitis in Pregnancy
Selin Kapan, Mehmet Abdussamet Bozkurt, Ahmet Nuray Turhan, Murat Gönenç, Halil Alış
PMID: 23588974  doi: 10.5505/tjtes.2013.81889  Sayfalar 20 - 24

5. 
Acil Serviste Radyografik Olarak Kaçırılan Ekstremite Kırıkları
The missed extremity fractures in emergency department
Erhan Er, Pınar H Kara, Orhan Oyar, Erden E Ünlüer
PMID: 23588975  doi: 10.5505/tjtes.2013.08555  Sayfalar 25 - 28
AMAÇ: Bu çalışmanın amacı izole ekstremite travmalarında, acil servis doktorlarının yorumlarının resmi radyoloji raporlarıyla karşılaştırılmasıyla en zor yorumlama alanını belirlemek ve acil doktorlarının yorumlarının doğruluğunu analiz etmektir.
GEREÇ VE YÖNTEM: Radyolog raporları ve acil servis doktorlarının yorumları izole ekstremite travmalı hastalarda retrospektif olarak 01.05.2011’den 31.05.2011 tarihine kadar karşılaştırıldı. Toplam 608 vakada 181 kırık saptandı.
BULGULAR: Yanlış yorumlanan kırıkların yerleri sırasıyla ayak bileği ve ayak (%51.4), bilek ve el (%32.4), dirsek ve önkol (%5.4), omuz ve üst kol (%5.4), kalça ve uyluk (%2.7), diz ve bacak (%2.7) olarak belirlenmiştir. Acil servis doktorlarının ve radyologların tanısal doğrulukları arasında anlamlı bir fark saptanmadı (kapa=0.856, p=0.001).
SONUÇ: En sık atlanan kırık tiplerinin bilinmesi, bu konuda eğitimin yoğunlaştırılmasıyla acil servislerde kaçırılan vakaların minimuma indirilmesini sağlayabilir.

6. 
Prophylactic injection therapy is necessary for Forrest type 2b duodenal ulcers.
Osman Zekai Oner, Murat Gonenc, Mustafa Uygar Kalayci, Mehmet Abdussamet Bozkurt, Selin Kapan, Halil Alis
PMID: 23588976  doi: 10.5505/tjtes.2013.88220  Sayfalar 29 - 32

7. 
Gastrointestinal Kanal Perforasyonlarında Perforasyon Bulgularının ve Yerinin Saptanmasında Batın Bilgisayarlı Tomografinin Rolü
The Role of Abdominal CT in Determining Perforation Findings and Site in Patients with Gastrointestinal Tract Perforation.
Mehtap Ilgar, Muzaffer Elmali, Mehmet Selim Nural
PMID: 23588977  doi: 10.5505/tjtes.2013.44538  Sayfalar 33 - 40
Amaç: Bu çalışmada gastrointestinal kanal perforasyonlu hastalarda batın bilgisayarlı tomografinin perforasyon bulgularını ve perforasyon yerini belirlemedeki rolünü araştırdık.
Gereç ve Yöntem: Temmuz 2007 ve temmuz 2010 tarihleri arasında, gastrointestinal kanal perforasyonu olduğu cerrahi olarak kanıtlanmış 47 hastanın ameliyat öncesi batın BT görüntüleri retrospektif olarak yeniden değerlendirildi. Her bir hasta için BT de serbest hava, kontrast madde kaçağı, duvar kalınlaşması, duvar devamsızlığı, apse, flegmon ve serbest sıvı varlığı araştırıldı. Belirlenen bu bulgular ışığında perforasyon yeri tahmin edildi ve cerrahi sonuçlar ile karşılaştırıldı.
Bulgular: Batın BT bulgularına göre; gastroduodenal perforasyonu olan hastaların %85,7’sinde, ince barsak perforasyonu olanların %85,7’sinde, kalın barsak perforasyonu olanların %69,2’sinde, rektum perforasyonu olanların %100’ünde, apendiks perforasyonu olanların %90,9’unda, tüm hastaların ise %82,9’unda perforasyon yeri doğru olarak belirlendi. Gastrointestinal kanal perforasyonunda BT’ de en sık rastlanan bulgu % 89.4 oranı ile batında serbest sıvı idi. Diğer bulguların rastlanma oranları ise sırasıyla şöyleydi; serbest hava: %76.6, segmental duvar kalınlaşması: %48.9, duvar devamsızlığı: %25.5, apse: %12.8, flegmon: %10.6. Oral kontrast kullanılan 30 hastanın 7 sinde (%23.3) ekstraluminal kontrast kaçağı saptandı.
Sonuç: BT gastrointestinal kanal perforasyon bulgularını ve perforasyon yerini belirlemede oldukça etkilidir.

8. 
İnferior omuz çıkığı(Luksasyo erekta): 6 olgu sunumu ve literatürün gözden geçirilmesi
Inferior glenohumeral dislocation (luxatio erecta humeri): Report of six cases and review of the literature
Ahmet İmerci, Yalçın Gölcük, Sabri Gökhan Uğur, Hüseyin Tamer Ursavaş, Ahmet Savran, Levent Sürer
PMID: 23588978  doi: 10.5505/tjtes.2013.35305  Sayfalar 41 - 44
Amaç: İnferior omuz çıkığı, ayrıca luxatio erecta olarak adlandırıp omuz çıkığının nadir görülen bir tipidir. Görülme sıklığı tüm omuz çıkık arasındaki yaklaşık 200 (% 0.5) de 1 'dir. Bu çalışmanın amacı, inferior omuz çıkığının klinik ve radyolojik olarak sunumu, tedavisi ve nihai sonucun 6 olgu ile gözden geçirilmesidir.
Hastalar: Dört erkek ve iki kadın, toplam 6 hasta aşağı omuz çıkığı tanısı ile 2007 ve 2010 yılları arasında tedavi edilmiştir. Tedavi ettiğimiz bu hastalar nedeniyle, bizim amacımız kaynaklar paralelinde deneyimimizi paylaşmaktır.
Bulgular: Hastaların omuz fonksiyonlarını değerlendirmek için Constant omuz skorlaması kullanılarak ağrı, pozisyon, günlük yaşam aktiviteleri, eklem hareket açıklıkları ve güçü kaydedildi. Hastaların tamamında kapalı redüksiyon ve rehabilitasyon ile tedavi sonrası 2 yıl içinde tam fonksiyonel iyileşme sağlanarak mükemmel yada iyi sonuç alındı.
Sonuçlar: Doktorlar bu nadir durumun oluşumuna aşina olmalı ve doğru redüksiyon teknikleri dışında yapılan erken redüksiyonlar neticesinde oluşabilecek muhtemel komplikasyonları önlemeleri gerekir.

9. 
Penetran Diafragma Yaralanması Morbidite ve Mortaliteyi Etkiler mi?
Does a penetrating diaphragm injury have an effect on morbidity and mortality?
Bünyami Özoğul, Abdullah Kisaoglu, Gurkan Ozturk, Sabri Selçuk Atamanalp, Yener Aydin, Bülent Aydinli, Mehmet İlhan Yildirgan
PMID: 23588979  doi: 10.5505/tjtes.2013.14194  Sayfalar 45 - 48
Amaç: Bu çalışmada penetran abdominal hasar ile birlikte olan diafragma rüptürlerini inceledik.
Gereç ve yöntem: Bu çalışmaya Ocak 1996- Aralık 2010 tarihleri arasında Genel Cerrahi Kliniği’nde penetran abdominal travmalı 237 hastanın kayıtları retrospektif olarak incelendi. Diafragmatik rüptüre sahip olmayan hastalar Grup 1 ve diafragmatik rüptüre sahip olan hastalar Grup 2 olarak ayrıldı.
Bulgular: 177 hastada diafragmatik hasar yoktu ve 60 hastada ise diafragmatik hasar vardı. Diafragmatik hasar hastaların 12’sinde sağda, 7’sinde bilateral ve 41’inde sol tarafta idi. 11 vakada toraksa herniasyon vardı ve en fazla kolon, mide, omentum, ince barsaklar ve dalak torakal kaviteye herniye idi. Postoperatif komplikasyon oranımız Grup 1’de %50 (n=89) ve Grup 2’de %47 (n=28) idi. Her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p˃0.05). Hastanede kalış süresi Grup 2’de az miktar fazla olmasına rağmen anlamlı bir fark yoktu (p˃0.05). Grup 1 ‘de 17 hasta (%9.6) ve Grup 2’de 4 hasta (%6.6) eksitus oldu. Mortalite hızları iki grup arasında anlamlı değil idi (p˃0.05).
Sonuç: Penetran abdominal travmalı hastalarda diafragmatik rüptür yaygın değildir. Penetran yaralanmalarda diafragma yaralanması olan hastalarla olmayan hastalar arasında fark bulunamamıştır.

10. 
Spinal Yaralanma Epidemiyolojisinde Yerel Farklılıklar
Local Differences in Epidemiology of Traumatic Spinal Injuries
Mehmet Özgür Erdoğan, Sibel Anlaş Demir, Mehmet Koşargelir, Şahin Çolak, Engin Öztürk
PMID: 23588980  doi: 10.5505/tjtes.2013.74501  Sayfalar 49 - 52
Giriş: Spinal kord yaralanması ömür boyu süren etkiye sahiptir. Hastalar ve toplum için ağır sosyal ve ekonomik etkileri vardır. Bu çalışmanın amacı şehir yaşamının TSCI üzerinde yarattığı epidemiyolojik farklılıkları tanımlamaktır.
Materyal Metot: Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisine Ocak 2007-Aralık 2011 arasında başvuran 409 TSCI hastası değerlendirildi. Kategorik değişkenler için Fischer Exact testi; parametrik veriler için Independent Samples T testi kullanıldı.
Sonuçlar: En sık yaralanma şekli yüksekten düşmelerdi. 85(%20.8)hasta basit düşme sonucu yaralanmıştı. En sık ikinci yaralanma şekli basit düşmelerdi. 196(%48) hasta lomber spinal yaralanma geçirmişti. En sık lomber spinal yaralanmalar gözlenmişti. Torakal bölge en sık ikinci yaralanan bölgeydi. Lomber spinal yaralanmalar yüksekten düşmelerde daha sıktı (p=0.00011). Basit düşmelerde torakal bölge yaralanmaları daha sıktı (p=0.003). Otomobil kazalarında belirgin şekilde servikal (p=0.00001) ve lomber (p=0.004) yaralanmalar daha sıktı.
Karar: Servikal yaralanmalar otomobil kazalarında daha sık olmaktadır. Şehir merkezinde otomobil kazasına bağlı TSCI oranı diğer çalışmalara göre daha azdı. Servikal yaralanma oranıda otomobil kazası ilişkili TSCI oranının azalması ile azalmıştır.

11. 
The management of penetrating abdominal trauma by diagnostic laparoscopy: A Prospective non-randomized study
Faruk Karateke, Mehmet Özdoğan, Sefa Özyazıcı, Koray Daş, Ebru Menekşe, Yusuf Can Gülnerman, İlhan Bali, Safa Önel, Cihan Gökler
PMID: 23588981  doi: 10.5505/tjtes.2013.40799  Sayfalar 53 - 57

12. 
El ve El Bileğinin Yabancı Cisim Penetrasyon Yaralanmaları; Retrospektif Çalışma
Foreign Body Penetrations of Hand and Wrist; a Retrospective Study
Emre Hocaoğlu, Samet Vasfi Kuvat, Burhan Özalp, Anvar Akhmedov, Yunus Doğan, Erol Kozanoğlu, Fethi Sarper Mete, Metin Erer
PMID: 23588982  doi: 10.5505/tjtes.2013.04453  Sayfalar 58 - 64
Amaç: Konuyla ilgili ileri seviyedeki pratik bilgi birikimimize rağmen, el ve elbileğinin yabancı cisim penetrasyon yaralanmaları, halen eksik tedaviler ve komplikasyonlarla gündeme gelebilmektedir. Konunun sosyal, etiolojik ve hukuki boyutu günlük yoğun pratik içinde atlanabilmektedir. Bu çalışmada, konunun sosyal, klinik ve terapötik özelliklerini ele almak amaçlanmıştır.
Yöntem: Bir el cerrahisi kliniğince tedavisi yapılmış 86 hastanın retrospektif analizi yapılmıştır.
Bulgular: Ortalama yaşı 32 olan popülasyonun %25,6’sı endüstriyel işçilerden ( en kalabalık mesleki grup) oluşmaktaydı. Başvuruların %26,7’si elektif idi. Yaralanma döneminde ek hastalığı olanlar popülasyonun %15,1’ini, psikiyatrik tanısı olanlar %5,8’ini oluşturuyordu. İşaret parmağı en sık yaralanan bölge (%33,7) idi. Operasyonların %94,2’si lokal anestezi altında yapılmıştı. %30 hastada nöral, tendinöz ve/veya kemiksel hasar mevcuttu. Hastaların %30’u postoperatif el fizyoterapi programına dahil edilmişlerdi.
Sonuç: El ve elbileğinin yabancı cisim penetrasyon yaralanmaları genel yönleri ve pratikte gözden kaçabilen özellikleri ile ele alınmıştır.

OLGU SUNUMU
13. 
Unexpected Colonic Perforation in a Renal Recipient. A Case Report
Kürşat Rahmi Serin, Metin Keskin, Hüseyin Bakkaloğlu, Fatih Tunca, Ali Emin Aydın, Cumhur Uluğ Eldegez
PMID: 23588983  doi: 10.5505/tjtes.2013.53496  Sayfalar 65 - 68

14. 
Post-traumatic Sagittal Sinus Thrombosis –case report
Nayil Khursheed, Ramzan Altaf, Nizami Furqan, Abrar Wani, Ashish Jain, Yawar Ali
PMID: 23588984  doi: 10.5505/tjtes.2013.79745  Sayfalar 69 - 72

15. 
Diffuse Idiopathic Sceletal Hyperosteosis and Central Cord Syndrome After Minor Trauma: A Case Report
Olcay Eser, Ergün Karavelioğlu, Mehmet Gazi Boyacı, Abdullah Ayçicek
PMID: 23588985  doi: 10.5505/tjtes.2013.81593  Sayfalar 73 - 76

16. 
Rotational head trauma with callosal contusion and C6 fracture: a high-speed motorcycle accident
Gentian Vyshka, Blerti Troshani, Dorjan Bozaxhiu, Arben Mitrushi
PMID: 23588986  doi: 10.5505/tjtes.2013.40374  Sayfalar 77 - 79

17. 
Unusual manifestation of acute retrocecal appendicitis: Pericholecystic fluid
Oktay Algin, Evrim Ozmen, Aysenur Şirin Ozcan, Şehnaz Durmuz, Mustafa Karaoglanoglu
PMID: 23588987  doi: 10.5505/tjtes.2013.74508  Sayfalar 80 - 82

18. 
Apendiks Duplikasyonunda çift akut apandisit
Double acute appendicitis in appendical duplication
Semra Tutcu Şahin, Yamaç Erhan, Hasan Aydede
PMID: 23588988  doi: 10.5505/tjtes.2013.80557  Sayfalar 83 - 85
Appendiks vemiformis duplikasyonu nadir bir konjenital anomalidir ve genellikle laparotomi esnasında tesadüfen saptanır. Apendikslerin birinin diğerine ve çekuma göre lokalizasyonunu tanımlamada ve aynı zamanda duplikasyonun boyutunu göstermede modifiye Cave ve Wallbridge sınıflaması kullanılır. Bizler, akut karın ağrısı nedeniyle laparotomi uygulanan 45 yaşında bir hastayı bildirdik. Operasyon bulguları, apendiks duplikasyonu ile birlikte çift akut apandisit şeklinde idi. Tip B duplikasyon olması nedeniyle apendiksler ayrı ayrı alındı. Apendektomi en sık uygulanan abdominal cerrahi olması nedeniyle tüm cerrahlar bu nadir klinik antiteyi akılda tutmalıdırlar.

19. 
Akut apandisitin nadir bir nedeni, Baryum taşı: Olgu sunumu
Barolith, a rare cause of acute appendicitis: a case report
Volkan İnce, Burak Işık, Cemalettin Koç, Adil Başkıran, Asım Onur
PMID: 23588989  doi: 10.5505/tjtes.2013.39327  Sayfalar 86 - 88
Baryum taşı, yoğunlaşmış baryum ile feçesten oluşur ve gastrointestinal sistem (GİS) görüntüleme çalışmalarından sonra nadiren görülür. Bu tür görüntüleme yöntemlerinde kullanılan baryum apendiks lümenine girebilir ve lümeni daraltarak yada tıkayarak nadiren akut apandisite sebep olabilir. Baryum yutularak ya da lavmanla yapılan bu görüntüleme tetkiklerinde, baryum %80-90 apendiks lümenini doldurur ve apendiks görüntülenir, ve bu sağlıklı apendiks bulgusu olarak kabul edilir. Tetkik sonrası %90-95 oranında baryum apendikste kalır ve bu kalma süresi hastaların %10 unda 72 saatten uzundur. Baryumun apendikste kalışı 2 aydan uzun sürerse komplike apendisitle sonuçlanabilir. Baryumlu çift kontrast kolon grafisinden 3 ay sonra, baryum taşına bağlı akut apandisit tanısı alan ve apendektomi yapılan 46 yaşında erkek hasta sunulmaktadır. Baryumlu görüntülemelerden sonra baryumun apendikste kalarak akut apandisite sebep olabileceği yönünden hastalar bilgilendirilmeli ki eğer karın ağrısı gelişirse, hızlı bir şekilde uygun tedavi için bir sağlık merkezine yönlendirilebilir ve erken müdahale ile akut apandisitin komplikasyonları önlenebilir.